#2

14 1 0
                                    

"Hey."Koşmaktan ayaklarım uyuşmuştu saniyede onbin kez aldığım soluklarımı hesaba katmıyorum bile."Sana diyorum.Neden koşuyorum?"Sinirlendiğini belli eden derin nefes aldı.Bu adamla bu zamana kadar hiç iyi muhabbetim olmamıştı.Yani her seferinde o beni omzuna atar bende üzerinde tepinirdim."Çünkü Homer öyle istedi."Ne?Ne sikim emirler veriyordu bu herif."Bak sen...Sikerim onu!"Elinin tersiyle alnındaki terleri sildi."Ne var biliyormusun?Sen küçük hanım...küfür etmeyi kesmelisin.Çünkü artık gerçekten o pis ağzın miğdemi bulandırıyor."Kaşlarımı çatıp bir kaç saniye yüzüne baktım."Üzgünüm dostum.Ama bu işler böyle olmuyor.Yani başkasının heleki üzerimde hiç bir hakkı olmayan heriflerin bana istediklerini yaptırmalarına katlanamıyorum.Ve bu da küfür etmeme engel olmuyor."Yüzünde biraz yumuşama görmem beni biraz rahatlatmıştı.Nedensiz yere birde güvenliği sinirlendirmem çok yersizdi."Thompsan aslında seni o klübeye tıkacaktı.Ama Homer herifi buna engel oldu.Cezanı hafifletti."Neydi şimdi bu?Bir tür acıma duygusumu?.Sinir yine vücudumu tetiklemeye başlamıştı.Çenem titreyince göz yaşıma engel olamadım."Kimse b-bana acımasın."Derin nefes aldığını duydum.Hıçkırıklarım artarken mırıldandı."Hey hey hey...şşş.kızım kimsenin sana acıdığı yok.Tanrı aşkına ağlayınca çok çirkin oluyorsun."Kollarını gergince etrafıma sardı.Biraz daha duygu sömürüsü yaparsam.Koşmama gerek kalmayacaktı.Kollarımı koca göbeğine sardım."Zaten midem bulanıyor.Birde bu gerçeklerin acısına katlanacak gücüm yok.""Ah...pekala biraz dolaşalım mı?"Kafamı göbeğinden kaldırım yalancı gözyaşlarımla yüzüne baktım.Çok sevimli bakıyordu.Şirince gülümsedim."Adın ne?"Büyük siyah dudaklarıyla gülümsedi."Patrick"Avuç içimle göz yaşlarımı sildim.Kirpiklerim ağlamaktan birbirine girmişti."Dolaşalım."Arkamı dönüp adım atınca  sızlayan bacaklarımı hatırladım."Ya da oturalım şöyle."Onaylayan mırıltılar eşliğinde beni takip etti.Gözlerim Thompson'ın odasının penceresine takıldı.Elleri ceplerinde bizi izliyordu.Gözlerimi hiç ayırmadan ona orta parmağımı kaldırdım.Kaşlarını çatıp bir süre öylece baktı.Lanet Lanet Lanet Herif.Bankın kenarına oturunca Patrick yanımdaki yerini aldı.Gözlerimi ondan ayırıp Patrick'e diktim.O da Homer'a bakıyordu."Hey.Senin onunla derdin ne?"Sözlerim ilgisini çekince küçük bir öksürükle arkasına yaslandı.Şu gerçek ortadaydı ki Patrick Homer'dan hoşlanmıyordu."Soğuk bir kere.Ve götün teki kendini Obama sanıyor."Dudaklarımdan kıkırtının dökülmesini engelleyemedim."Aman tanrım aynen öyle."İkimiz de anırırcasına kahkaha atıyorduk.Böyle kafa dengi olduğunu bilseydim.Daha önce insan gibi muhabbet kurardım."Arkadaşım olur musun?"Yüzü ciddileşince istemeden gerildim.Yanlış bir şey mi söylemiştim?"Açıkçası senden korkuyorum.""Ne?Hadi ama dostum.O kadar da kötü değilim."Şakadan omzuna yumruk attım.Acıyla inledi."Aw.Bak işte bundan bahsediyorum."Diyerek gülmeye başladı."Domuz."Başımı öne eğip ayaklarımı izledim.Beyaz bez ayakkabım biraz tozlanmıştı.Bu ayakkabımı bana Bo hediye etmişti.Nerden aldığını sorduğumda ise beni geçiştirip durmuştu.Ama ben kızımı tanıyorum ayakkabıları çaldığını bilicek kadar hemde.

"Tanrım geliyorlar."Patrick'in sesiyle kafamı ona çevirdim çenesiyle binanın girişini işaret etti.Gülerek birbirlerine sarılıyorlardı."Ben bu kadına bir dakika bile katlanamazken bu nasıl onunla saatlerce konuşabiliyor anlamıyorum.Üstelik birde sarılıyor."Patrick bana katıldığını söyleyip Thompson'ın yanına gitti.Çirkef kadın Patrick'i görünce somurttu.Aralarında biraz daha konuştuklarında Patrick bana döndü ve eliyle 'gel' işareti yaptı.Yine ne yaptım tanrı aşkına.Ellerimle kalın siyah saçlarımı arkaya attım.Ağır adımlarla yanlarına vardım.Homer boğazını temizleyip konuştu."Kızı alıyorum.""Senindir."Ne demek kızı alıyorum?Beni bir eşya gibi kullanmasına izin vermeyecektim.Homer kafasını bana çevirip elini uzattı.Alayla gülümseyip bir adım geri attım."Gel de al beni."Ve sonra arkama bakmadan koştum.Thompson'un sesini duyabiliyordum."Patrick koş."Patrick'i zor durumda bıraktığım gerçeği kalbimi acıtmıştı.Ama bencil yanım umursamadı.Bahçeden kaçamayacağım için sarmaşık ağacından tırmanarak üç katlı binanın çatısına çıktım.Lanet olsun koşudan sonra bu beni öldürdü.Acıyla inleyerek gülümsedim.Çatının ucuna oturup aşağıya baktım.Üçüde buraya bakıyordu."İn oradan aşağı!"Thompson çırtlak sesiyle bağırdı."Özür dilerim sesini duyamıyorum!"Alay dolu  cümlem sinirlerini hoplatsada bu hoşuma gitmişti.Homer Thompson'a döndü buradan ne dediklerini duymam normalmiydi?Yoksa sırf duyabilmem içinmi yüksek sesle konuşuyordu?Neyse."Üzgünüm bu işi benim yollarım ve kurallarımla halledeceğim."Bu söylediği beni korkuttumu?Hayır.Homer adamlarına birşeyler fısıldadı.Gizemli adamlar koşarak binanın içine girdiler.Ne yani bu mu planın?Atarım kendimi."Homer atlarım."Onu ismiyle çağırmam kaşlarını çatmasına sebep oldu."Başka çaren var mı küçük?"Sinir kendini belli etmeye çalışıyordu.Dudaklarımı birbirine bastırıp sinirle soludum."Atlarsan ölürsün biliyorsun değil mi?Sonra anne-""Kes sesinii!!"Çığlık atarcasına bağırmam ona etki bile etmemişti.Yine onların adını duymuştum.Nefret ediyorum bu isimlerden.Gözlerim çoktan dolmaya başlamıştı bile.Yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim."Sana sorunlu bir kız olduğunu söylemiştim Homer."Ayağa kalkıp bir adım geriledim.Elime parça olan bir kaç tuğla parçası aldım.Sinirden nefes alamıyordum.Hızlıca çatıdan binanın içine inen merdivene yöneldim.Adamlar merdivenin başına gelmişlerdi bile.Beni göremedikleri yerden tuğlaları bir bir atmaya başladım.Kafalarını kanatan tuğlalar acıyla inlemelerine sebep olmuştu.Aldıkları hasar oldukça ağırdı.Bir yandan ağlayıp bir yandan çığlık atıyordum."Onun isimleri-ini a-ağzınıza almayacak-sınız"Sinirden saçlarımı çekmeye başlamıştım.Lanet olası hayatın bana verdiği bu acı artık katlanılır gibi değildi.Aklımdan geçmeleri bile kendimi öldürmek istememe sebep olurken isimlerini duymaya dayanamıyordum.

Homer merdivenin başında belirince sesli bir küfür savurdu."İyimisiniz?"Ağlamam durulmuş onları izliyordum. Üç kişide yaralıydı sarışın olanın alnı, sakallı olanın kulağı ve kelin de burnu kanıyordu.Aman tanrım bunları ben mi yaptım?"B-ben ü-üzgünüm ger-çekten"Hıçkırarak mırıldanınca Homer merdivenin köşesine çökmüş bedenimi farketti.Seri adımlarla yanıma gelip koluma asıldı.Acıyla inledim kolumu çok sıkıyordu."K-kolum acıyor"Sulu yeşil gözlerimi buz kesen mavilerine diktim.Çenesi sinirden kasılmıştı.Gözleri haddinden fazla öfkeliydi."Umrumda mı sence?"Sert sesi bedenimin gerilmesine sebep olurken adamlarına komut verdi."Arabaya geçip hastaneye gidin kızı ben götürüyorum."Gözlerini bir saniye bile ayırmadan konuşması beni korkutmuştu.Hiç beklemediğim anda beni omzuna attı.Kafam sertçe omzuma çarpınca inledim."Canım acıyor pislik herif."Ciyaklamam tüm koridoru sarmıştı.Çok geçmeden sert sesini yine işittim."Bir daha sesini yükseltirsen seni çok feci incitirim Case!"İsmimi söylemesi şaşırmama yol açmıştı.Sessizce beni aşağı indirmesine izin verdim.Bahçeye çıkınca Thompson çirkefçe konuştu."Üzgünüm Homer ben onun cezasını vereceğim.Bu sefer haddini fazlasıyla aştı.""Homer'ın derin nefes aldığını hissettim."Ben halledeceğim.Pazartesi kız burada olur."Ne?"N-nereye gidiyoruz?"Kafamı kaldırmaya çalışıp Thompson'a baktım.Sinirle soludu."Bilmesen de olur."Sürtük.Tırnaklarımı sinirden Homer'ın ceketine geçirdim."Ama bilmek istiyorum."Homer rahatsızca kıpırdandı."Rahat dur küçük."Yemin ediyorum bir gün öyle bir şahit olacaksın ki küçük olmadığıma.Pislik."Hoşçakal Thompson."Diyerek beni son model arabasına bindirdi.Thompson memnun olmuşçasına gülümseyerek gülümseyerek elini sıktı.Homer arabaya binince kontağı çalıştırdı.Oturduğum yerin camını sonuna kadar açıp Thompson'a döndüm."Pişt"Kafasını çevirince boğazımdan derin bir tükürüğün fırlamasını sağladım.Gömleğine gelen küçük tükürük çıldırmasına yol açmıştı."Öldün sen!"Homer homurdanarak arabayı bahçeden çıkardı.

"Sen hastasın."Dediği şey kaşlarımı çatmama sebep olmuştu."Züppesin."Aynadan sinirle gözlerini bana çevirdi.Çenesi yine sinirden kasılmıştı."Uslu dur."Derin nefes alıp kafamı pencereye çevirdim.Ben küçük değilim gayet olgun bir genç kızım.Bu tavırları gerçekten canımı sıkıyordu.Bana çocuk muamelesi yapması çok sinir bozucuydu.Her erkeği baştan çıkarabilecek bir potansiyele sahiptim.Hatta-aklıma şeytani bir fikir gelmişti.Dizimin üzerinde biten lacivert eteğe aldırmadan uzanarak ön koltuğa geçtim."N-ne sikim yapıyorsun sen?"Şaşırarak bir yola bir de bana bakıyordu."Arka koltuk beni tutar."Sıkıntıyla  nefesini üfledi.Kafasını yola çevirdi.Kıkırdayarak kendimi koltukta biraz daha öne ittim.Bu eteğin biraz daha açılmasını sağlamıştı.Gözleri bir anlık bacaklarıma kaymıştı."Ne beni tahrik etmeye mi çalışıyorsun?"Yüzümü buruşturdum."Sadece sana küçük bir kız olmadığımı göstermeye çalışıyordum."Alayla sırıttı gülümsemek bu kadar mı yakışır bir insana?"Ben fazlasıyla görüyorum küçük kız olmadığını."Diyerek gömleğimin yakasından göğüslerime baktı.Hey o düğmeleri ben açmadım ki.Sertçe yutkunup iki düğmeyi ilikledim."Neden böyle davranıyorsun o zaman?"Bir süre cevap vermedi.Yola odaklanmıştı.Beni kale almıyormuydu yani adi herif."Neden beni aldın?"Yüzünde bir mimik bile oynamamıştı.Sinile homurdanıp başka bir soru sordum."Nereye götürüyorsun beni?""Sana diyo-"Arabayı ani bir frenle durdurup hışımla bana döndü elleriyle yüzümü tuttu."Çünkü siktiğimin esmer bir sürtüğü beni fena bir şekilde etkiledi ve ben bu kızla sevişmek istiyorum anladın mı?"Siktir...

FORLORNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin