Yasak Elma

SARHOŞ

Banyodaki işlerimi halledip, ağır adımlarla yatağa ulaştım. Yatakta kitap okuyan Yağız'ın beni fark etmemesi sinirimi bozarken, üzerime ters bakışlar atması sinirimin bir kat daha artmasına sebep olmuştu. Yaklaşık üç dakika sessizlikten sonra, elindeki kitabı alıp komodinin üzerine hafifçe fırlattım.

Bana anlamsız bakışlar atarken, "Yarın Benan gelecek." Diyerek sessizliği bozan ilk ben oldum. Omuz silkti. "Gelsin." Dedi umursamaz tavrıyla. Bu tavrı canımı daha çok sıkarken "Havaalanından almamız gerekiyor." Dedim onun bu tavrını takmayarak. "Sanmıyorum, Gülfem. Yarın uzun bir toplantım var. "dedi mırıldanarak. "Bana akşam yemekte olamayacağını söyleme, lütfen." Dedim. "İyi geceler." Diyerek sırtını dönüp, yattı.

*****************

Sabah kalktığımda Yağız yanımda yoktu. Bu durum son zamanlarda canımı sıksa da alışmaya başlamıştım. Dolaptan kıyafetlerimi çıkarıp aynanın karşısına geçtim. Çıkardığım kıyafet, kumral saçlarıma ve ela gözlerime uyum sağlamıştı. Giydiğim elbise zaten uzun olan boyumu bir kat daha uzattığı için altına sandaletlerimi giymiştim. Bu kombin ile hoş gözüküyordum. Hazırlanıp aşağı inerek, birkaç şey atıştırıp kendimi dışarı attım. Arabama binerek havaalanına doğru yol aldım. Arabadaki sessiz ortamdan gerildiğim için uzanıp radyoyu açtım. Keyifle çalan şarkıyı dinlerken eşlik etmeden duramadım. "Ölçtün biçtin de yine mi beni seçtin kadeeeeer... Öldüm bittim yeter artık yeter."

Bir saat sonra havaalanındaydım. İçeri girdiğimde karşımda sıcacık bir gülümsemeyle el sallayan Benan'ı gördüm ve koşarak, boynuna atladım. "Sanırım güzelliğimi senden aldım, gün geçtikçe daha da güzelleşiyorsun." Dedi hayranlıkla beni süzerek. "Ah, ne demezsin. Hadi bir an önce eve gidelim, sana en sevdiğin yemekleri hazırlattım" Dedim bende gülerek. Arabaya atlayarak kendimizi eve zor attık. "Üzerini değiştir ve aşağı gel." Dedim ve ardından sofraya oturup Benan'ı beklemeye başladım. Uzun bekleyişlerden sonra Benan aşağı indi ve oldukça şık görünüyordu. Üzerine giydiği siyah dar tulumu onun kusursuz fiziğini ön plana çıkarmıştı. Sarı saçları dalgalar halinde omzuna dökülmüştü. Bir manken edasıyla merdivenlerden inerken ona en içten gülüşümü atarken "Mankenimiz sonunda gelebildi." Dedim. Sandalyesine oturup yemeğini yemeye başladı. Sırıtarak "Yemeği beğendin mi?" dedim. Olumlu anlamda kafasını salladı. O yemeğini büyük bir keyifle yerken " Teyzem nasıl? Onu gerçekten özledim." Diyerek lokmasını bitirmesini bekledim. "İyi. İzmir'e gelmeyi çok istiyordu. Arkadaşının ısrarları sonucu, bir haftalık yazlık için beni ekti." Dedi gözlerini devirerek. Omuz silktim ve masadan kalktım. " Hadi film izleyelim." Dedim cana yakın ses tonuyla. Salona gittim ve bilgisayardan film aramaya başladım. En sonunda bir tane korku filmi buldum. O sırada Benan elinde patlamış mısırlarla salona geldi ve bende filmi başlattım. Filmin sonuna gelmiştik ve saate baktığım da çoktan 12'yi geçmişti artık uyku bedenimi zorluyordu. Benan'a baktığımda onun da uyuduğunu fark ettim. Yukardan pike getirip üstüne örttüm. Acaba Yağız neredeydi? Bende yukarı çıkıp ılık bir duş aldım ve üstümü değiştirip yatağa yatarak Yağız'ı düşünmeye başladım. Bu düşünceler beynimi kemirirken, telefonu elime aldım ve Yağız'ı aradım.

"Çalıyor, çalıyor, çalıyor... Hangi cehennemdesin, Yağız?".

Kime: Yağız

Saatin kaç olduğundan haberin var mı?

Yağız

Kulaklarımı hareketli müziğin sesi doldururken, elimin altında bir titreşim hissettim. Bir süre sonra titreşim durdu. Telefonumu kapatmaya yönelirken ikinci bir titreşimle irkildim.

Kimden: Gülfem

Saatin kaç olduğundan haberin var mı?

Gülfem'in şüpheci sorularına maruz kalmamak için eve gitmeye karar verdim. Gülfem'e olan güvensizliğim gün geçtikçe artıyordu.

Barın çıkışına doğru yürürken gözlerini bana dikmiş bana bakan kızıl saçlı kıza göz kırpmadan edemedim. Sempatik gülüşü için elbette bir samimiyeti hak ediyordu. Bunu sarhoşluğuma borçluyum. Bardan çıktığımda karşımdaki kızlar dönüyordu. Arkamda duyduğum tanıdık sesle irkildim. "Sarhoşsun, Yağız. Eve bırakmamı ister misin?" dedi, Doruk. "Sanırım iyi fikir." Dedim. Birkaç dakika sonra siyah Audi ile önümde beliren Doruk, kafasıyla 'atla' işareti yaptı. Aldığım komuttan sonra arabaya bindim. Yol boyunca Doruk 17 kez aynı şarkıyı dinlemişti. Kafamı hafifçe kaldırdığımda kapıda bekleyen Gülfem'i fark ettim. Yüzüme çarpan rüzgarla kafamı sağa çevirdiğimde, gözleri alev saçan Gülfem'i gördüm. Hafif sendeleyerek kalktığımda Gülfem kolumu omzuna atıp eve doğru ilerledik. İçeri girdiğimizde yatak odasına çıktık. Üzerimdekilerden kurtulup, kendimi duşa attım. Ilık suyun etkisiyle gevşemeye başladım. O sırada banyonun kapısı açıldı. Gülfem'e baktığımda çıplak vücudu hiç olmadığı kadar cazip geliyordu. Ona baktığımı görünce çarpık bir gülümseme attı ve bana doğru yaklaştı. Küvetin içine girip yüzü bana dönük bir şekilde kucağıma oturdu. Boynuma ufak ama etkili öpücükler bırakarak narin dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ona sertçe karşılık verirken, ellerim çoktan vücudunu keşfe çıkmıştı. Dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan kucağıma aldım ve yatağa ilerledim. Sırtı yavaşça yatağa değdiğinde tek hamleyle altımda kalmasını sağladım. Çöldeki bedeviler gibi olan açlığımı narin ve beyaz vücudunu öperek doyurmaya çalışıyordum. Yavaşça kadınlığına doğru ilerledim. Bacaklarını omzuma atıp tadına bakmadan önce Gülfem'in ağzından bir inilti kaçtı. "Yağız, dayanamıyorum. Hadi." Dediğinde gülümseyerek hafif dil darbeleriyle derinliklerine doğru yol aldım. Saçlarımdan çekerek beni kadınlığına bastırdı ve beni daha derinlerine itti. Ağzından hafif iniltiler çıkarken, doğruldum ve kalçalarını kaldırarak içine sertçe girdim. "Ahhhh, Yağız! Daha hızlı." Dedi iniltilerle karışık sesiyle. İçinde hızlı gel git yaparak odayı dolduran çığlıklar eşliğinde ufak iniltiler çıkardım. Doyum noktasına geldiğimde içine boşaldım ve kendimi Gülfem'in yanına attım.

Yorumlarınızı bekliyoruz J

~y1l@