Bizde,bayramlıklarımızı giyip, sokaklarda koşardık.
En büyük acı oyuncagmızın kırılması sanardık.
Keşke, oyuncagmız kırılsaydı'da kalbimiz kırılmasaydı çocuk!
Oyuncagmız birleşmesede hep yenisini aldık.
Kırılan kalbimizi ne toparlaya bildik, nede yenisini alabildik
Arasak bile kırılmamış, kalp bulamazdık
Kaç yaşındasın diye sorarsan. 18 pek 'te büyük sayılmam.
Acılarımın yaşını sorma,çocuk hesaplayamacagım kadar ysşlandı onlar
Önce sevdiğinden, gelen acılar, sonra diger sevdiginden gelen gerçekler yaktı bu bedeni..
Toz,pembe hayatım ailem sandıklarımın yabancı olmasıyla katı siyah bir hayata, dönüştü,
Çikolatayı dünyanın en güzel şeyi sanarken,mutlulugun en pahalı en eşsiz oldugnu ögrendim.
Marketten mutlluluk alamadım. Çocuk ne param yetti almaya,ne gücüm yetti bulmaya..
Oyunlarımız vardı sagım, solum, önüm, arkam saklanmayan ebedir derdik.
Şimdi sağım,solum acı , önüm arkam çaresizlik saklanmayan mahkumdur diyoruz..
Bunca,şeyi yaşadında noldu dersen anlatayım çocuk!
Elimde,sigara gözlerimde yaş sana bakıyorum.
Bir zamanlar benim durdugum yere yalan mutluluklarla güldügüm.
Gerçek acılarla ağladıgım, bana
Benim yaşadıklarımı yaşama çocukKALDIRAMAZSIN demiyorum
DAYANAMAZSIN kendimden biliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACILARIN DİLİ
Randomyağmur damlaları ne güzelde yağıyordu öyle! usul, usul, sessiz, sessiz kendini kaptırıveriyordu insan bu eşşiz berekete oysa şimdi hem hızlandı. hemde biriktikce yerini serçe akan ırmak aldı. taneciklerin tadını çıkaran insan nereye gitceğni bilm...