Mirae hoş bir melodiyle çalan telefonunun sesiyle uyandı.arayan Sang Min di.
-Alo
-Günaydın uyandirdim galiba sesin uykulu geliyor.
-Evet biraz öyle oldu ama önemli değil zaten kalkacaktım.
-Chai Tayland dan döndü bu akşam kulübe gelecekmis Lu. Na da yanında bende varim gelmek istersin diye düşündüm.
-Haber verdigin için sağol gelmeye çalışırım.
Telefonu kapatıp banyoda yüzünü yıkadıktan sonra oflayarak ve bir yandan da gerinerek esofmanlarini giymeye başladı.Yatağını ve yatmadan önce birbirine kattığı odasini şöyle bir toparlayarak her zamanki alışkanlığını bozmadan evden çıkıp oturdugu siteye cokda uzak olmayan spor parkına doğru yurumeye başladı.45dk.lik rutin sabah sorundan sonra eve geri döndü.
-Sang Min senin burda ne işin var?
-Gelmemi baban istedi biraz beraber takımımız yani şey çalışırız .
-Gene şirkette bir iş mi var?
-Evet hadi içeri geçelim dikildik burada.
Beraber kapıyı açıp evin arka tarafindaki odaya geçtiler.Oda ekranlara ve değişik teknolojik aletlerle doluydu.Odaya girerken Sang Min in ayağı bir tabloya takıldı."Burayi biraz düzenlemek fena olmaz belki.Mirae ? "Boşver Sang bırak dağınık kalsın.Hadi biz işimize başlayalım babam ne diyor?
-Baban hala şirketi yükselmekte eski gunlere dönmemekten falan bahsediyor daha ne kadar yükselecekse. Sanırım hala 15 sene önce kaybettigi şirketini unutamadı.Neyse baban son PC modeli star Z yi piyasaya sürmeyi düşünüyor ama PC nin. yazılım. in olduğu. dosya hacklenmis.Baban bizden yazılımı kurtarıp yapanları bulmamızı istiyor. ....... şirketinin işi olabileceğinden şüpheleniyor.Biliyorsun onlarda aynı şey üzerinde çalışıyorlardı ve rakibimizler.Hadi başlayalım.
İkiside bilgisayarlarının başına oturup artık profesyonellestikleri işlerini yapmaya başladılar.Onlar buna hackerlige karşı hackerlik diyorlardı ama durduk yerede kimsenin bilgisayarını rahatsız etmiyorlardi .Bir süre bilgisayarlarına gömuldükten sonra rahatlayacak bir işi bitirmenin mutluluguyla birbirlerine baktılar.
-haklısın ,dedi Mirae "ıp adresi o şirketi gösteriyor ama bu cokda önemli değil zaten hallettik .
-Sanırım artık oturup bir film izleyebiliriz Batman veya Superman nasıl olur? son filmi yeni çıktı.
-Tabi pamuk prenses de olabilir dimi ?
Film kutusundan bir tane aksiyon /polisiye filmi çıkartıp sürücüye koydu."hey bir dk bekle" Sang Min mutfağa doğru gidip elinde iki milkshake yle geri döndü.
-sicakta iyi gider diye düşündüm.
Filmin bitmesine yakın zil çaldı ve Mirae kapıyı açıp karşısındaki kıza sarıldı.
-Hosgeldin Jessica
-Hosbulduk geleceğimi soylemistim sana bak arkadaşlarımida getirdim.
Beraber amerikan mutfağının olduğu büyük salona gectiler.
-Jang Mirae seni beş kere aradim nerelerdeydin ?telefona bakmayın bende baskın yaptım.
-İyi yapmışsın kusura bakma duymadım aramalarını.
Jessica tanışma faslına geçip sağ tarafindaki kızı eliyle işaret etti
-Bu İsabelle Ispanyol ve bir cerrah adayı benimle Kore ye gelmesi için onu ikna etmem biraz zaman aldı.
Sonra. yanındaki uzun boylu çocuğa dönerek: buda Steve Ingiliz cikmayi düşündüğü dünya turuna benim sayemde ilk Kore ye gelerek başladı.Sen bize bu yakisikliyi taniticakmisin ?diyerek saskin saskin saskin kendilerini izleyen Sang Min e baktı.Mirae neredeyse onun orada olduğunu unutmuştu.
-O benim biricik dostum ve çalışma arkadaşım Sang min.Tanışma bittikten sonra herkes hafifçe birbirine gülümsedi.
Jessica görüşmeyeli neler yapıyorsun sanırım sende benim gibi İıngiltere den sonra Amerika ya teknoloji alanında master yapmaya gittin.
-Evet şimdi de bir şirkete girmek üzereyim Japonya da veya Kore de olabilir.Sen?
-Bende babamın şirketindeyım.
Mirae mutfağa dogru yoneldi
-madem bana geldiniz sizi kimchi ne pirinç keki yemeden yollamam.Mirae nin yemek yapmaya başladığını gören Sang Min de pirinçleri alarak yanına geldi.Biraz sonra yemek onlerindeydi.Sang Min Mirae yi durterek "kahvalti yapmadığımız yeni geldi aklıma " diye mırıldandı.Yemekler bitince Mirae kalkıp onlara evi gezdirmeye başladı.Mirae nin posterlerle ve çeşitli spor malzemeleriyle dolu odasini geçtikten sonra Mirae çalışma odasinin kapısını açtı.Odaya girenlerin şaşkınlığı yüzlerinden okunuyordu.O zamana kadar hiç konusmamis olan Steve Mirae ye dönerek "siz MİT ten falanmisınız" dedi.
-Hayır ama hem teknolojiyi sevdigimden hemde bazen şirket için lazım olduğundan burası böyle ajan odası gibi.Bir süre daha orada durduktan sonra yeniden salona döndüler.
Keyifle vakit geçirirken saatin kaç olduğunu fark etmemislerdi.Saatin 19.00 olduğunu gören Jessica Mirae ye gitmeleri gerektiğini söyledi ve vedalasarak ayrildilar.