MSFH -13-

3.1K 241 78
                                    

Medya- T ARA&DAVICHI - We were in love

-Flashback (Luhan Lise 4'te)-

Kalabalık koridoru yürüyüp merdivenlere ulaştım. Ağır aksak çıkmaya başladım. Merdivenleri tırmanmayı bitirdiğimde çatı katındaydım. Aşağıdan öğrencilerin sesleri boğuk bir şekilde duyuluyordu. Kapıyı açıp balkona çıktım. Fazla geniş olmasada yetiyordu bana. Tek kişi için idealdi. Sakin bir yer aradığım için burası bulunmaz bir nimetti. Kafa dinlemek için ve düşünmek için mükemmeldi. Şehire tepeden bakan bir manzarası vardı. Mavi gökyüzü tam karşımda duruyordu.

Köşedeki sandalyeye oturup gözlerimi kapattım. Normalde olsa bir şarkı açıp biraz kestirirdim. Fakat bugün hiç birini canım istemiyordu. Bugün annemin ölüm yıldönümüydü. Henüz mezarına gidememiştim. Okul çıkışı gidecektim. Her yıl olduğu gibi bir demet beyaz karanfil alıp mezar taşının yanına bırakacaktım.

Düşündükçe içim sıkılıyordu. Annemin ölümüne hala alışamamıştım. Kim alışabilirdi ki?

Gözlerim yerde duran tebeşire kaydı. Duygularını yazıya dökmenin insanı rahatlattığı söylenirdi. Daha önce hiç denememiştim ama şu anda iyi bir fikir gibime geliyordu.

Eğilip mavi tebeşiri aldım. Beyaz duvara yaklaşıp yazmaya başladım.

21 Mayıs 2008

Adım Luhan. İnsanlardan uzak durmaya çalışırım. Zaten bu yüzden buradayım. Kaçmak için. Ama ne zaman insanlardan kaçmak için buraya gelsem daha kötüsüyle karşılaşıyorum; duygularım, hissettiklerim ve düşündüklerim. Ne kadar ve nereye kaçarsan kaç onlar peşini asla bırakmıyorlar.
Keşke yanımda biri olsaydı. Acılarımı azaltacak, sevinçlerimi paylaşacak bana destek olacak biri olsaydı. O zaman belki her şey daha kolay olurdu. Ama hayat her zaman yardım elini uzatmıyor.
Ben Luhan. Güçlü olan Luhan. Güçlü olmaya çalışan Luhan.

Ayağa kalkıp sandalyenin yanındaki çantamı aldım. Dersin başlamasına çok az vardı ve sınıfa geç girip dikkatleri üzerime çekmek istemiyordum.

Kapıya ilerleyip açtım. Tam çıkmak üzereydim ki arkama dönüp baktım.
Mavi gökyüzü mavi tebeşirle yazılmış beyaz duvarı aydınlatıyordu. Yüzüme buruk bir gülümseme yerleştirdim. Keşke benim içimdeki çoktan sönmüş ışığı da aydınlatacak biri olsaydı.

-End of flashback-

Gözümden akan sicim gibi yaşlar üstümü ıslatıyordu. Yere çömelip kendimi bıraktım. Ne düşeneceğimi bilmiyordum. Ne hissedeceğimi bilmiyordum.
O gün buraya son gelişimdi. Daha sonra gelmeye hiç fırsatım olmamıştı.
Her şey hala bıraktığım gibiydi. Yerdeki küçük mavi tebeşir, sandalye her şey bıraktığım gibi duruyordu. Tek bir şey hariç. Benim yazdıklarımın haricinde başka bir yazı daha vardı. Yine mavi tebeşirle yazılmıştı ama benimkilerden daha parlak ve canlı gözüküyordu. Daha yeni olduğu anlaşılıyordu. Oturduğum soğuk beton zeminden okumaya başladım.

21 Mayıs 2012
Merhaba Luhan. Bugün annenin ölüm yıldönümü. Ne hissettiğini anlayabiliyorum. Benim annemde yok. Yıllar önce beni terkedip gitti. Hala yaşıyor mu bilmiyorum ama bazen içimden keşke ölmüş olsaydı diyorum. Bizi sevmediği için terkettiğini bilmek daha çok canımı acıtıyor. Bu gerçekten acıtıyor Luhan. Hemde çok. Belkide şu an onu seven ve onunda çok sevdiği çocukları ve eşi vardır. Bana vermediği sevgiyi onlara veriyordur. Bir kez daha söylüyorum, keşke ölseymiş.

Bende yanımda birinin olmasını çok isterdim. Ama rastgele birinin değil senin olmanı isterdim Luhan. Şu an bende senin o yazıları yazdığın yaştayım. Bunu söylemek için neden bu kadar geciktim bilmiyorum. Bunu çok geç söylediğimin farkındayım. Özür dilerim. Ama dediğin gibi hayat her zaman yardımcı olmuyor. Eğer sana söyleyebilseydim, anlatabilseydim bu hayatımda yaptığım en iyi şey olurdu. Ama olmadı Luhan. Tekrar özür dilerim.

My Sister's Future HusbandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin