Aynada kendimi gördükten sonra küçük çaplı bir şok geçirmiştim ki o anda geri insana donustum. Bu sefer pencelerim ve gozlerim eski haline donmustu. Cok yorgun hissediyordum. Toprak ve Ayaz sessizce olanları izliyordu. Fısıltı ile "Sizde boyle mi donusuyorsunuz ? "Dedim. İkiside kafasını olumsuz olarak salladılar. Neler oluyordu boyle ?Benim onlardan farkim neydi? Aklim almiyordu.
"Seni yarın hemen Büyükkurta götürmemiz lazım .Şimdi uyumaya çalış ." dedi Toprak .Koşarak yukarı çıktım ve yatağıma uzandım. Hiç bir derdim yokken dertsiz başıma dert aldım. Gözyaşlarım sicim halinde akmaya başladı. Ne güzel ölüp kurtulacaktım bi iğrenç dünyadan. Düşünmeye başladım. Ne olacaktım ben ? Neden tüm aksilikler beni buluyordu?
Gözpınarlarımın kuruduğunu hissettiğimde artık ağlamaktan yorulduğumu anladım. Yatağıma cenin pozisyonu alıp yan bir şekilde uzandım. Ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
***
Sabah duyduğum seslere uyandım. Ama hala uyuyormuş görünümü verdim.
-'Hayır. Uyandırmayalım saldırır belki'
-'Offf saçmalama toprak. Kiz niye durduk yere saldırsınki ?'
-'Oğlum Ayaz öyle deme kız isterse ikimizide anında paramparça eder'
-'Oğlum valla başka bir zaman olsa senin betandan korkacağını söyleselerdi müsait bir yerimle gülerdim. Hatta şimdide gülüyorum ahahahah'
-'Dün sanki 'Ne kadar kızdan az bişey hoşlansamda bu evden kaçmayı düşünüyorum' diyende bendim dimi Ayazcım?'Bunların sohbetine daha fazla katlanmamak için yeni uyanıyormuş taklidi yaptım.
"Bu ses ne yaa. Bir uyutmadınız." dedim sinirlenmiş gibi yaparak. Hemen savunuşa geçtiler.
"Aaaa ,ııı şey biz aslında seni uyandırıcaktık. Nasıl uyandıralım diye düşünüyoduk. Iııı yani ondan şeyettik. Kusura bakma." dedi Ayaz.
Ona gülümseyerek baktım.
"Hadi çıkın odadan. Banyo yapacağım. Bu arada bana giyecek bir şey alabilir misiniz ? Uçurumdan atlamaya çalışmadan önce hepsini yakmıştımda ." dedim şirin bir şekilde. İkiside tamam anlaminda kafalarını salladılar.Yorgunluğumu atmak için 1 saat kadar banyoda kaldım. İyice iyi hissettiğimi anlayınca çıktım banyodan.
Odaya girdiğimde yatağın üzerinde kıyafetler duruyordu. Hemen üzerime kıyafetleri geçirip aşağıya indim. Ayaz ve Toprak kahvaltı ediyorlardı. Onlara hafiften gülümseyerek baktım. O sırada dikkatlerini çekmiş olmalıyım ki bakışları bana döndü.
"Kıyafetler için teşekkür ederim. " dedim hafifçe gülümseyerek.
"Hiç önemi yok. Hadi kahvaltını et. Bugün büyük kurtun yanına gideceğiz." dedi Toprak. Onaylar gibi baktı Ayaz.Tamam dercesini kafamı sallayıp oturdum. Canım hiç bir şey istemiyordu. Tabağımdakilerle oynayıp dururken Toprağın sesiyle irkildim.
"Elisa yemiyorsan kalkalım. Ama bence yemeğini ye. Çok yorulacaksın ." dedi. Kafamı salladım ve miğdemin aldığı kadar yemeye çalıştım. En son doyduğumu hissettiğimde hafifçe öksürüp oturduğum yerden kalktım. "Eğer sizde doyduysanız artık gidebiliriz" dedim. Onlarda dünden hazırmış gibi kafalarını sallayıp kalktılar. Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Onlarda geldiğinde merakla sordum
"Eeee araba nerde ?" dedim . İkiside gülerek bana baktı. Ayaz bana cevap verdi.
" Ya şimdi biz sana kıyafet almaya arabayla gittik. Sonra araba arıza yaptı. Daha doğrusu Toprak kasiyere olan sinirini arabanın direksiyonundan çıkardı. Yani kısacası araba serviste. " dedi .
" Nasıl gideceğiz o zaman ? Tahminimce uzak bir yerde bu büyük kurt " dedim.
"Gayet doğru bir tahmin. Yaklaşık 100 kilometre kadar var. Bu arada biz kurt adamız. Tabi sen kurt kadınsın o ayrı konu. Neyse koşarak gidiceğiz işte. Yorulursan taşırız seni merak etme. " dedi Toprak.Onlara şaşkın şaşkın baktım. Nasıl koşacaktım ki 100 kilometreyi ? Heralde 1 aya anca varırdık. Bunları onlarada söyledim. İkiside kahkaha attılar.
"Ne var bu kadar gülünecek ? Dedim .
Ayaz cevapladı.
"Bizim böyle 100den fazla kilometre koştuğumuz oldu. Yani bir 100 km koşmamız sorun olmaz. Yorulduğun an söylemen yeterli. Bu arada 1 saate varırız." dedi.
"İyide ben nasıl koşacağım? Daha önce hiç sizin kadar hızlı koşmadım ki . " dedim.
"Sen artık bir kurt kadınsın. Ama yapabileceklerinden haberi olmayan bir kurt kadın . " dedi Toprak.
Peki dercesine kafamı salladım.
"Sen koşmaya başla devamı gelir " dedi Ayaz.Derin bir nefes aldım, gözlerimi kapattım ve koşmaya başladım. Ben koştukça esen rüzgar yüzüme çarpıyordu. Sonbahar olduğu için sararıp yere düşen yapraklara basarkenki ses gerçekten huzur veriyordu. Yavaşça gözlerimi açtım. O kadar hızlı koşuyordumki her yeri bulanık görüyordum. Bu gerçekten çok hoşuma gitmişti. Kahkaha atarak koşmaya devam ettim. Yorulduğumu hissettiğimde yavaşladım ve durdum. Arkamı döndüğümde Ayaz ve Toprak yoktu. Acaba çok mu yavaş koştum? Kesin hıphızlı koşup gittiler diye düşünmeye başladım. Ta ki arkamdan sesler duyana kadar. İçimi birden korku kapladı. O seslerin kime ait olacağı hakkında hiç bir fikrim yoktu. Kendimi nasıl savunacağım hakkında da hiç bir fikrim yoktu. Yerden kalınca bir sopa aldım ve bir ağacın arkasına gizlendim. Seslerin çok yakınımdan geldiğini anlayınca yavaşca gizlendiğim yerden çıktım. Hava karardığı için bir şey göremiyordum. Arkasından dolanıp tüm gücümle kafasına geçirdim bir tane . Adam yere serildiğinde yüzünü kendime doğru çevirip baktım. Gördüğümle ağzım iki metre acıldı. Ya bildiğin Ayazın kafasına sopayı geçirip bayıltmışım ya. Ayaz yavaştan kendine gelmeye başlayınca bastım kahkahayı .
"Ya ahaha sen miydin ahahah bende kendimi savunmak icin şeyetmiştim ahahah kusura bakma " dedim gülmemi durduramayarak.
"Nerdesin kızım sen ya ? Saatlerdir ormanın içinde seni arıyoruz Toprakla. Ne o öyle birden koşmaya başlayıp gitmek falan. Kayboldun sandım. Çok korkuttun bizi. Bu aradada beynimin yerinde olduğunu hiç zannetmiyorum." dedi sızlanarak.
"Ne yani ben sizi geçmiş miyim koşarken? " dedim şaşkınca.
Evet anlamında kafasını salladı.
"Gerçek kurt olduğun için özelliklerin bizden daha fazla. Neyse şimdi Toprağa haber vereyim boşa aramasın seni." dedi.
'Alo Toprak. Kızı buldum.......Tamam....Tamam o zaman biz direk geçiyoruz...... Orada görüşürüz.' diyip telefonu kapattı. Bana dönüp
"Hadi bakalım. Büyük kurtun evine kadar var mısın yarışa ?" dedi.
Kafamı salladım ve aynı anda 3ten geriye saymaya başladık.
"3, 2 , 1 veee koş " dedik ve koşmaya başladık. Sonra karşımıza kocaman ama harabeye dönmüş bir ev çıktı.
"Burası" dedi Ayaz.
Kapının oraya ilerlediğimizde ise Toprak bizi bekliyordu.
"Bu ev neden böyle harabe gibi ?" diye sordum merakımdan . Toprak cevapladı.
"Burada yaşadığını normal insanlar bilmesin diye böyle bir evde oturuyor. Aslında içi çok güzel. Ama seninle evin dekorasyonuyla ilgili konuşamayacak kadar yoruldum." dedi Toprak. Tamam dercesine kafamı salladım. Toprak önündeki paslanmış kapıyı gıcırdatarak açtı. Ve geçmemiz için bize kapıyı tuttu. Yavaş hareketlerle içeri girdim. Bahçesinde 1 tane bile âğaç veya ot yoktu. Çok kasvetli görünüyordu. Bir o kadar da korkutucu. Kapının üzerinde üç bacaklı sarmal işareti vardı. Kapı birden gıcırdayarak açıldı.İçeriye girdiğimde kararım fazlasıyla değişmişti. Evin içi modern eşyalarla düzenlenmiş ve çok güzel görünüyordu. Birden duyduğum sesle irkildim.
"Hoşgeldiniz çocuklar. " dedi o ses.
Yavaşça kafamı kaldırdığımda o adamla göz göze geldim. Görür görmez dönüştüğümü hissettim.( Tam 1000 kelime . Yazana kadar ellerim uyuştu. Oy vermeyi unutmayın. Hepinize oylarınız ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim.)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT KADIN
WerewolfUçurumun kıyısından dönülmüş bir yaşam.. Umutsuzluğun içinde doğan küçük bir umut ışığı.. Ne geri çevirebilir ölümden ? Bu bir pençe olabilir mi ? Bu bir Kurt Adam pençesi olabilir mi ? .BİR PENÇE İLE DEĞİŞEN HAYAT. ∞ KURT KADIN ∞ Herş...