" Doğum Günü Sürprizi "

37 4 0
                                    

19. yaşımın ilk gününü bolca uyuyarak, izleyerek, okuyarak ve yiyerek geçirdim. Yataktan pek fazla çıkamadım. Güzel bir belgesel ve izlemekten zevk aldığım bütün filmleri teker teker izledim. Sevdiğim şarkıları dinleyip , deliler gibi dans ettim.

Yatağımda uyumak için sağa sola döndüğüm zamanlarda bizi uykuda tutanın rüyalar olduğunun farkına vardım.

Uykuda tutanın rüyalar, hayatta tutanlarınsa hayaller.

Karşı yalıdaki Kiraz Teyze'nin çocuğu sinir krizi geçirirken  üzülüp odamın pencerelerini kapattım.

Beklediğim şeyleri bir türlü alamadım , üzülmedim değil ama problem etmedim desemde yalan olur.

Bir doğum günü için mükemmel bir gün geçirdiğim zaten söylenemez , önce ailem sonra sevgilim ve arkadaşlarım tarafından unutulmuştum. Kitaplarda ya da filmlerde olduğu gibi önce unutmuş gibi davranıp sonrasında hayatım boyunca unutamayacağım bir kutlama yaptıklarını falan düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Çünkü gerçekten unutulmuştum. Aileminkine unutmak denemezdi aslında. " Kocaman kız oldun artık  ne gerek var " düşüncesiydi.

Sıradan bir günün ardından saat 21.00 ' a gelirken üst kattaki yatak odamdan salona indim. Babam işyerinden eve getirdiği dosyaları gelişigüzel bilgisayarına geçiriyor bir yanda çeşitli hesaplamalar yapıyordu , annemse salonun bir köşesinde  moda dergilerinden kendisine çamaşır beğeniyordu . Onlara görünmeden sessiz adımlarla mutfağa geçtim. Aç değildim sadece hunharca mutluluk hormonu salgılmaya ve bunun içinde tabiki birsürü çikolataya ihtiyacım vardı. Bu ara insanlardan hayır yoktu bana.

Çekmecelerden birinden buleşliğinde çikolatalardan birkaçını cebime atıp bir tanesinide emmeye başladım.

Size oldukça komik gelebilir ama çikolatayı ıssırarak yiyenlerden değil , emmeyi sevenlerdenim.

Yeniden odama çıkmak yerine arka bahçedeki salıncağa gidip çılgınlar gibi çikolatalarım eşliğinde sallanarak doğum günümü kutlamaya karar verdim. Ah ne kadar çılgınım , kahretsin !

Mutfağın cam kapısından arka bahçeye çıkıp geniş aile salıncağımıza oturdum. Adının aile salıncağı olduğuna bakmayın yan komşumuzun kedisinin pineklediği bir adet salıncaktır kendisi.

Cebimdeki çikolataların altında ezilme tehlikesi geçiriyormuşçasına titreyen telefonum "l. Önce çikolataları sonra telefonu cebimden çıkardım. Telefonumu delicesine titreten numara rehberimde kayıtlı değildi. Uzun bir süre açıp açmama tereddütü yaşadığım için gelen arama sonlandırılmıştı. Telefonumu cebime koyarken yeniden titredi.

1 yeni mesaj.

" Avm ' nin iki alt sokağındaki parktalar "

Neydi bu şimdi ? Komik bir şaka mı ? Bugün için hazırlanmış bir süpriz mi ?

Kafamdaki deli sorulara yanıt aramayı daha sonraya bırakıp odama çıktım. Dolabımdan çıkardığım siyah pantolonum ve siyah transparan gömleğimi giydim. Saç ve makyajımıda abartıya kaçmadan yaptıktan sonra telefon ve cüzdanımı çantama koydum. Neyle karşılaşacağımı bilmediğim için paspal paspal gitmek yerine hafif ama özenli bir hazırlığı tercih etmiştim. Odamdan evin giriş kapısına ulaşmak için kullandığım merdivenlere Siyah rugan ayakkabılarımı vurarcasına indiğim için annem ve babam bu defa yanlarına geldiğimi fark etmişti .

- Nereye böyle ?

Babamın kaşları bu saatte dışarı çıkma memnuniyetsizliğine girmiş ve çatılmıştı.

- Dışarı çıkıyorum biraz , fazla gecikmem .

- Tamam  öyleyse dikkat et.

- Hey ! Bir dakika .

Annem oturduğu koltuktan kalkmış topuklarıyla parkeyi dövercesine yanıma geliyordu .
Napmaya çalıştığını anlamayan bakışlarla annem baktım .

- Bu saatte dışarı çıktığından Emre' nin haberi var mı peki ?

- Umursadığını sanmıyorum.

Annem omuzuma düşen saçlarımı eliyle sırtıma doğru atma gereğinde bulundu .

- Yine neler yaptıysan kim bilir.

Annem dudaklarını büzmüş memnuniyetsiz bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. Emreyle ilişkisi olan ben değilde kendisiymiş gibi sürekli ilişkimize el atar , yeni kararlarıyla ilişkimizi yönetmeye çalışırdı. Bildiğimi okuyup onu dinlemediğim içinde gözünde sevgilisini memnun etmeyi bir türlü beceremeyen aptal bir kızdım.

Annemin konuşmasının daha uzayacağını farkettiğimden dolayı konsolun üzerinden arabamın anahtarlarını alıp bahçeye çıktım.

Arabamın yanına geldiğimde çantamı yan koltuğa bırakıp direksiyona geçtim. Neyle karşılaşacağımı bilmiyordum.

Korku , merak , heyecan , umut ...

Bütün duyguları aynı anda yaşadığım için tahminde yürütemiyordum açıkçası. Kafamda iç sesimle savaşa girerken alışveriş merkezinin iki alt sokağındaki parka çoktan gelmiştim. Arbayı alışveriş merkezinin otoparkına bırakıp parka yürüdüm . Telefonum yeniden titremeye başladı.

2 yeni mesaj .

" Sahil tarafındalar "

" Yürü ! "

Korkuyordum ancak sakin kalmaya çalışarak parkın sahil tarafındaki kısmına yürüdüm.

Kim , neden böyle bir mesaj atma gereği duymuştu ?

Birkaç adımdan sonra istenilen yere gelmiştim ancak gördüğüm manzara karşısında içimdeki merak ve korku duygularının yerini acı almıştı.

Gözyaşı ..

Ve o an orda olmamak için herşeyimi feda edebilecek kadar kırgınlık .



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ALDATILIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin