Bölüm 19 // Son 'Harry' Uyarısı

31.3K 895 314
                                    

Şarkıyı Rosie'nin devraldığı yerde açarsanız daha etkili olacaktır.

___

"Rosie yemeğini yedi mi ?" dedim Kimberley'e.Üzerimdeki beyaz gömlek sırtıma yapışırken havaların ısınmaya başladığı açıkça ortadaydı.Ya da ben gergin olduğum için bu kadar terliyordum.Kafasını sağa sola salladığında sıkıntıyla nefesini verdi."Seni beklemek istediğini söyledi."

"Tamam,sen servise başla." 

Saat neredeyse 10'a geliyordu ve hala yemek yememişti çünkü beni beklemek istemişti.Tanrım neden bazı şeyleri benim için zorlaştırıyorsun ?

Koridordan geçip yemek masasının bulunduğu odaya girdiğimde arkası bana dönük oturuyordu.Derin bir nefes alıp ilerledim ve karşısındaki sandalyeye oturdum.Beni gördüğünde irkildi ama sonrasında gülümseyip sandalyesinde kıpırdandı.Üzerindeki mavi elbisesi ve saçına taktığı mavi bandanasıyla çoktan günümü daha iyi bir hale getirmişti bile.

"Hoşgeldin." dediğinde ciddiyetimi bozmayıp sadece kafamı salladım. Kimberley sebze yemeğini tabaklara koyarken gülümsemesi silindi ve kaşları çatıldı.İçim gitse de derin bir nefes alıp çatalı elime aldım.O da aynı şekilde yemeğine başladığında gözlerimi kaçırıp yemeğe odaklandım. Kimberley'in getirdiği kağıtları sol tarafıma koyarken onları incelemeye başladım.Dikkatimi bunlarla dağıtabilirdim ,yoksa başka yolu yoktu.

"Günün nasıldı?" dedi tekrardan gülümserken.Kaşlarımı çattım ve gözlerimi ona çevirdim.Derin bir nefes alıp kağıtları okumaya dönerken yüzü düştü ve bir özür mırıldandı.Şu an onu kucağıma oturtup öpmek istesem de,onun iyiliği için yaptığım şeyin onu mutlu etmediğini görmek içimi daha da sıkıntıyla dolduruyordu.Buna rağmen duruşumu bozmadım ve kağıtları elime alarak ayağa kalktım. Bakışları hareketlerimi takip ederken koridora doğru ilerledim.Gözden uzak olan kalpten de uzak olurdu.En azından bunu denemeliydim,yoksa kendine verdiği sözleri bile tutamayan zavallının teki olacaktım,yani babam gibi.

"Harry," dedi koridorda arkamdan gelirken.Ama yine de durmadım ve merdivenlere ilerlemeye devam ettim.Tekrar adımı söylediğinde adımlarımı hızlandırdım.

"Harry!" diye bağırdığında çalışma odasının kapısını kapatmak üzereydim.İçeri adımlayıp kapıyı kendisi kapattığında kaşları çatıktı ve sinirli olduğu soluklarından bile anlaşılıyordu."Neden benden kaçıyorsun ?" dedi gözlerimin içine bakıp.Kapıyı tekrar açıp derin bir nefes verdim,şansını zorluyordu.

"Odana git Rosie." dediğimde gözlerinde oluşan hayal kırıklığı bugün kendimden nefret etmem için yeterli bir sebepti.Bunun için bir şişe viski açabilirdim,yaşasın."Gitmiyorum!" diye bağırdığında kağıtları koltuğa fırlatıp ona ilerledim.Çatık olan kaşları benim bakışlarımı gördüğünde yumuşadı ve gözleri korkuyla doldu.Daha dün aşkla bakan gözleri,şimdi böyle baktığında ben ondan daha çok üzülüyordum.Ama bunu göstermenin sırası değildi.Bunları daha önce de yaşamıştım,yaşatmıştım. Ama Rosie yaşasın istemiyordum,çünkü o bana çok benziyordu.Küçüktü,korkmuştu ve sevgiye ihtiyaç duyduğu için bir canavara muhtaçtı.Ben o sevgi için babama muhtaçtım,Rosie de bana.

"Neden benden kaçıyorsun Harry ? Eğer yanlış bir şey yaptıysam özür dilerim ben-"

"Rosie." dedim ve ona daha da yaklaştım.Bakışları yumuşayıp o da bana yaklaştığında gözlerimi kapatıp geriye çekildim."Odana git."  

Kaşları tekrar çatılırken gözleri dolmuştu.Yeşil gözleri daha da ortaya çıkarken arkamı döndüm ve hıçkırıklarını duymamazlıktan geldim."Senden nefret ediyorum!" kapı sertçe çarpıldığında derin bir nefes alıp koltuğa oturduğumda kağıtları elime alıp zaten altlarını çizip dördüncüye okuduğum yerleri tekrar okumaya başladım.

Daddy's Princess // stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin