Yemeği yedim ve üstüme guzel uzun bi plaj elbisesi giyip sozlestigimiz yere yürümeye başladım. O sırada etraf boştu. Şaşırdım ve telefonumu çıkartıp saate baktım. Olamaz yaa bir saat erken çıkmıştım. Evdeki saat yanlış olmalı. Sonradan bunun iyi olabileceğini düşündüm ve sahile oturup denizi izlemeye başladım. Sıkılıp cantamdan kulakligimi çıkardım. O sırada elimden düştü ve dalgaya kapılıp biraz gitti. Sansima kufredip ayağa kalktım ve kulakligi almak için egildim. Fakat benden önce davranan el kulakligi aldı ve arkasını dönüp gitmeye başladı. Arkasından
" hey o kulaklık benim ve sen onu aldın çabuk ver onu bana " diye bağırdım. Çocuk arkasına bile dönmedi. Koşup arkasından yetişmeye çalışıyordum ve bir yandan da bağırıyordum. En sonunda sırıtarak bana döndü ve " bu cırtlak sesinle sana tahammül edebilen var mi ufaklık? " dedi. Sinirden kuduruyordum. Bir yandan konuşuyor bir yandan da eline uzanıp almaya çalışıyordum. En sonunda durdu ve bana döndü. Elindekini bana uzatıp " of bu sesi cekemeyecegim al da git baş belası " dedi. Sinirimi belli ederek " kulakligimi alıyorsun ve bana bunları söylüyorsun bence beyninde bi sorun var " dedim. Güldü ve elindekini uzattı. Tam alacağım sırada elini biraz yukarı kaldırdı. Sinirlendim ve almak için daha çok çırpındım. Biraz benle böyle oynadıktan sonra verdi ve kulağıma yaklaşıp " bidakine bu kadar kolay vermem " diyip gitti. Arkasından " öküz sığır dana pislik pis yaratık" diye bağırırken gülerek gözden kayboldu. Biraz daha bekledim. Bizimkilerin geldiğini uzaktan gördüm ve yanlarına gitmek için ayağa kalktım.