Yine Eylül ayı gelmiş . Bizim ev savaş alanı . Niye ? Çünkü yine Mersine gidiyorum. 4. sınıfa geçtim ama hala içimde bi burukluk. Her gidişimde aynı burukluğu yaşıyorum . Çünkü ben ana kuzusuyum . Ve ömür boyu kuzu olucam . Biliyorum . Her neyse duygusallığı bırakıp dağılmış odamı ve kiyafetlerimi toparlayıp valizimi hazırlamam gerekiyor . Ama beceremiyorum bir türlü . Arada sırada annem gelip "kızım o öyle değil böyle yapılır " diye diye düzeltiyor . Sonrasında o zorlu hazırlıklar bitiyor ve otogarda babam , abim ve kuzenlerimle vedalaştıktan sonra annemle sayısını bilmediğim bir Mersin yolculuğu daha başlıyor . Tabii annemle birlikte aklımda hayalimde kalbimde götürdüğüm bi kişi daha . Uğur böceğim .
Her neyse bir yolculuk rüyası sonrası Mersin e geliyoruz . Yine aynı manzara . Okulumuzun disiplinli, kurallara uyan başarılı öğrencileri okulun ilk günü okulda olmazsalar olmaz . Vee okulla aynı bahçe içinde olan yurda annemle girişimin 4. yılı . Burda biriken anılarım gözümün önüne birer birer geliyor . Birinde küçük çocuklar gibi ailemi özlediğim için ağlıyorum . Birinde bizim kızlarla gülmekten yarılıyoruz . Başka birinde de psikolojimi alt üst eden ve hala ne olduğunu bilmediğim lanet bir olay . Bunları aklımdan koparıp atmaya çalışırken geliyor o nazik güler yüzlü tatlı sert Elo'muz . Ağız dolusu hoşgeldinlerle bütün velilerde "nerdeyse en iyi yurt müdiresi "düşüncesi oluşturuyor . Ah Elo Ah . Neler çekmedik ki senden. Tabii yine iş başında yeni gelenlere yurdu gezdiriyor ve bize de gidip odamıza yerleşmek kalıyor..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRTESADÜF
Chick-LitBi tesadüf eseri biraraya gelen 4 arkadaşın aslında birer yapboz parçası olduğunu yanyana gelip birbirlerini tamamladıkları zaman anladıkları bu bir garip lise hayatları