Mazhar(içinden): Bu kadar düşünmenin alemi ne ki?? İşte sevdiğinle baş başa olacaksın! Ne aile var ne tanıdıklar ne baskılar ne de o dağlar kızı!!! O cadıdan 1 hafta kurtulacaksın fena mı ya?! Niye Tereddüt ediyorum ki o zaman?! Kabul et hadi ne duruyorsun daha hadi mazhar!!
Sevinç: Hayatım sustun kaldın! Yoksa benle tatile çıkmak istemiyor musun hı?!
Mazhar: Yok yok olur mu öyle şey Sevinç?! Tabi ki de Çok istiyorum. Da...
Sevinç: Da ne?!
Mazhar(içinden): ne diyorsun oğlum sen?! Yoksa dağlar kızını mı düşünüyorsun?! Yani ne kadar gıcık olsam da onu Öylece bırakmak bana yakışır mı ki?! Uff sevince diyemem böyle ya! En iyisi kabul etmek galiba!
Sevinç: Mazhar! Hadi söyleyeceksen söyle artık!
Mazhar: tamam kabul çıkalım tatile beraber! Ben yalnızca Babamları nasıl atlatabilirim diye düşünüyordum. Tereddütüm bundandı ama bir şekilde halledecem!
Sevinç: Ohh be!! Çok eğlenecez Aşkım!! Senle ben olucaz yalnızca! Aşkımızı doya doya yaşıcaz bu tatile ya!
Mazhar: Evet tabi! Öyle olucak gerçekten de!
Reyhan ise sofrayı topluyordur.
Reyhan: Sana insanlık yapanda kabahat zaten! Beyefendi sevgilisiyle Gününü gün ediyor ben de burda yazıktır günahtır diye düşünüp yemek hazırlıyorum mazhar beye! Bir de bi yalancı ki... Babasını en yakın arkadaşını bile kandırmayı başarıyor maşallah! Akşama evde olurmuş Muş Muş!!! Hata sende be Reyhan hata sende!!! Karşısındakini yine kendin bildin hak ettiğinden fazla prim verdin! Tüm suç senin! Bunları kaldırayım da suç delileri ortada kalmasın de mi yani?! Mazhar gibi birini çok bile bunlar! O gitsin de Sevinç mi adı ne ise işte o kızla fink atsın!!
Masayı kaldırmıştır. Ve kendine kahve yapar televizyona göz atar Reyhan. Ömer ise mazharı aramaktan iflahı kurumuştu.
Ömer: Yok olmayacak böyle! Kaç saattir Aralıksız arıyorum mazharı. Onun ise umurunda bile değil! zaten saat 11e gelmiş. Bundan sonra eve gitse ne gitmese ne yani?? Ah be Abicim reyhanın kalbini nasıl kırdın kim bilir?! Keşke gerçeği söyleseymişim! Belki bu kadar yara almazdı Reyhan yenge! Ama hata bende de değil ki canım! Bizim mazhar sorumsuz duygusuz!!! Herkesi kendisi gibi sanıyor! Reyhanın duygusal bi kız olduğunun farkında bile değil! Ben sana yarın göstericem mazhar efendi! Bu ne canım böyle ya?!!!
Mazhar da sevinçle gece yarısına kadar gezmiştir. Mazhar sevinci eve bırakır ve eve döner. Villanın ışıkları yanıyordur. Kapıyı açarken
Mazhar: Bizim dağlar kızı daha yatmamış sanırım! Şimdi karşılaşıcaz mecbur! Şimdi Söyleyeyim bari şu tatil meselesini! O da memnun olur herhalde bu duruma. Kız bi rahat kafa dinlesin bensiz! Onun hayatını zaten zehir ediyorum biraz tatil ona da iyi gelir!
Reyhan mazharın geldiğini farkeder ve kalkar odasına doğru gitmeye başlar.mazhar da o anda reyhanla karşılaşır.
Mazhar: Noldu Reyhan?! Geldiğimi farkettin de benimle karşılaşmamak için mi odana kaçıyordun?!
Reyhan: Aa mazhar bey olur mu hiç öyle şey?!! Uykum gelmişti de odama çıkıyordum yani tamamen tesadüf! Bilir misiniz bilemedim ama çalışan insanlar genellikle bu saatte yatarlar hatta ben geç bile kaldım! Da kime söylüyorum de mi ben siz daha eve yeni teşrif ediyorsunuz ayy pardon!
Mazhar: Hıı inandım inandım! Şeyy aslında benim seninle konuşacağım bi konu var dağlar kızı! Hazır sen uyumamışken konuşsak olur mu?!
Reyhan: Sonra konuşsak baya yoruldum bugün de uyusam iyi olacak! Ne de olsa 1 yıl evli kalıcaz buluruz konuşacak bi zaman ya!! Günler çokk!! Yani ben hep buralardayım siz ortalıklarda bulunmuyorsunuz genelde! Neyse hadi iyi geceler!
Mazhar: Sana da Reyhan! Sana da...
Reyhan odasına çıkar. Mazhar tek başına kalmıştır.
Mazhar: Bu dağlar kızının nesi var böyle?!Baya bi asabiydi! Allah Allah dışarda olmama kızdı desem yani ne sıfatla Kızmış olabilir ki?! Biz gerçekten evli değiliz ki?! Sanki kendisi gerçek Karım da eve geç gelmeme habersiz dışarda gezmelerime kızıyor!!! Neyse ya neye kızarsa kızsın ben bu tatil işini konuşayım yarın kesin! Artık şu Kızın afralarını tafralarını çekmek istemiyorum! Neye kızdı diye kafa yormak da istemiyorum! Şu kızdan 1 hafta da olsa kurtulayım yeter o bana! Kafa dinlemek benim de en doğal hakkım!!
Mazhar odasına çıkar. Üstünü değiştirecekken telefonunu cebinden çıkarır. Ve aramaları görür.
Mazhar: Yuhhh artık Abicim yaa!!! Bu ne böyle?! Ne yazıyor orda 346 mı?! EHh be çüş yani!!! Bu kadar arama mı yapılır canım?! Kim aramış beni bu kadar?! Aa mazhar sen nasıl bilmezsin arayanı aşk olsun?! Bizim Ömer ya işte ondan başka kim bu kadar çaldırabilir ki?! Da nolmuş olabilir?! Ölen falan mı var yoksa?! Uff inşallah kötü bi şey yoktur! Arayayım hemen bari!
Arar fakat telefon kapalıdır.
Mazhar: Hem arıyorsun Abicim bi de telefonu kapıyorsun ya!!! Valla bi acayipsin sen be oğlum!! Neyse bana ne!! Kapamasaydı telefonu!! Önemliyse de artık artık yarın öğrenicem hiç de kusura bakmıcan! Yorgunum ya!!
Kafasını yastığa koyar ve hemen uykuya dalar. Sabahleyin erkenden kalkar mazhar. Kahvaltı bile hazırlamıştır. Reyhandan ise ses soluk yoktur.
Mazhar:Bu kız nerde kaldı ki?! Onun şimdiden. Kalkmış Kafamı ütülüyor olması gerekmiyor muydu?!Allah Allah yoksa işe Çoktan gitti de benim mi haberim yok!!!
Reyhan mutfaktan içeri girer birden.
Reyhan: Yok yok meraklanma gitmedim daha! Burdayım da artık sen de kahvaltını yaptıysan çıkalım geç kalmayalım işe!
Mazhar: Ben bitirdim de sen bi Şeyler atıştırmayacak mısın?!
Reyhan: Yok ya canım istemiyor!
Mazhar: Sen vakit sıkıntısından öyle diyorsan hiç Düşünme zamanı! Benim Hazırladığım kahvaltıdan yiyebilirsin! Çekinme ya gerçekten bak!! İnsanlık ölmedi sonuçta!
Reyhan: Almayayım sahiden!!
Mazhar: ya Kızım bak zehirlenmezsin merak etme! Ilk ben yedim sonuçta ve görüyorsun ki turp gibiyim sapasağlamım korkma yani!!
Reyhan gülmeye başlar.
Reyhan: Ya gerçekten canım istemiyor. Ama teklifin için Sağol!!
Mazhar: Tamam öyle olsun da Ya farketmedin galiba benim hazırladıklarımdan yiyebilirsin dedim! Hani dün sen bana yaptıklarını koklatmamıştın ama ben bugün yaptıklarımı yiyebileceğini söyledim! Insanlık görürsün biraz diye düşündüm ama sen Oral'ı bile değilsin!
Reyhan; Insanlıktan bahsedene bak! Ben senin gibi birinden mi öğrenicem bunu yok Kalsın almayayım!!!
Mazhar: Ya noluyor ki sana?! Dünden beri bi tuhafsın anlamadım gerçekten!!
Reyhan: Yok bi şey yok!!! Hadi hazırsan çıkalım bi zahmet!!
Mazhar: Hay hay hanımefendi!!
Şirkete varırlar. Reyhan hiç oyalanmadan odasına girer.
Mazhar: Ya gerçekten bu kızda bi haller var ama ne?! Tam konuşayım diyorum bi bakıyorum hoopp ortadan kaybolmuş. Garip! Neyse çıkar yakında kokusu!
Odasına girer. Ömer ise mazharı görür Görmez yakasına yapışır.
Ömer: Sen nasıl bi insansın be Abicim?!!! Seni kaç kere Aradım haberin var mı?! Insan bi açar ya!! Ama beyefendi gezmelerde sevgilisiyle sürtmelerde!!
Mazhar: Bi elini kolunu çeker misin yakamdan sen bi ilk önce!!! Telefonum sessizdeymiş duymadım pardon da yani 300 kere de bi insan aranmaz ki Abicim!!! Hadi aradın o kadar sonra niye kapatıyorsun ki gördükten sonra aradık herhalde! Gece gece korktum yemin ediyorum ya!!
Ömer: Korkmuş muş muş yalana bak!!Mazharcım seni o kadar aradıktan sonra telefonda Dayanamadı tabi şarjı bitti! O kadar Aradım mı sahiden ya aferin bana valla!!
Mazhar :Eksiği var fazlası yok! Neyse de sen neden aradın ki yani önemli olsa gerek! Onu öğrenebilir miyim acaba şimdi istersen hı?!
Ömer: Reyhan sana söylemedi mi ya?! Hiç mi bahsetmedi gerçekten?! Ya sana hiç de mi kızmadı be?!
Mazhar: Bi şey söylemedi! Reyhanla mı ilgisi var konunun yani?! Reyhanın bana kızması mı gerekiyordu dün anlayamıyorum gerçekten!!
Ömer: Ya ben o kadar sana kıZdıysam onun senin Can'ını okuması gerekiyordu! Ama Görünüşe göre öyle bi şey olmamış çünkü sen sapasağlam Karşımda duruyorsun!!
Mazhar: Hııı?! Şey yani Reyhan biraz kızgın gibiydi ama öyle şiddetvari bi hali de yoktu! Artık anlatsan ne OLDUĞUNU da ben de bilsem hı ne dersin?!
Ömer: Uff tamam tamam anlatıyorum! Hani dün sen babacığına reyhana süpriz yapıcam dedirtsin ya...
Mazhar: Eee?! Noldu yoksa babam inanmadı mı yalanımıza?!
Ömer: Yok da biz işleri halledip çıkıyorduk ki reyhanla karşılaştık. Nolduysa bir anda konu senin kaçta eve geleceğine geldi. Hulki bey de süprizi çaktırmamak için seni işleri halletmek için gönderdiğini ve Akşama kadar evde olacağını söyledi.
Mazhar: Ama ben gece Yarısı eve geldim!
Ömer: evet Abicim onu biliyoruz zaten! Ama Reyhan bilmiyordu işte!
Mazhar: Reyhana noluyor ki Abicim?! Ona ne ki?!
Ömer: Yazık Reyhan sana güzel bi akşam yemeği hazırlamayı planlıyormuş! Seni kırdığını düşünmüş. Gönlünü almak istemiş ama senin öküzlüğün Yüzünden kızın kalbi Kırıldı! Affeder mi bilmem artık seni!!!
Mazhar: Benim için akşam yemeği mi hazırladı dedin sen?! Hem de gönlümü almak için öyle mi?! Bu nasıl bi kız Allah Aşkın'a?! Bi ayarı yok gerçekten! Uçlarda yaşıyor resmen! Bi gün önce beni bi Kaşık suda boğacak gibi oluyor bi gün sonra melek gibi! Vallahi anlayamıyorum! Diyorsun ki kalbini kırdın?!
Ömer: Ee tabi ki Abicim başka Nolacaktı?! Seni beklemiştir o saate kadar o masanın başında kesin!
Mazhar: Beklemiştir valla!!! Uff ya! Haber verebilseydin keşke!
Ömer: Abicim sen hala haber verebilseydin mi diyorsun ?! Telefonu duyuyor muydun da biz mi aramadık?!
Mazhar: Tamam tamam Haklısın Haklısın! Çok hatalıyım ya! Kız ne yaparsa bana HAKLI yani! Ben bi de kıza sevinçle ayrı tatile çıkmaktan bahsedecektim iyi ki söylememişim ya!!! O zaman durumu hiç toparlayamazdım!
Ömer: Sevinçle ayrı tatile çıkmak mı?! Böyle bi şey mi düşündün sen?!
Mazhar: Yok aslında ben değil de Sevinç düşünmüş! Bana da sordu ben de neden Olmasın dedim! Yani dün söyleyecektim reyhana ama Allah korudu beni söyleyemedim iyi ki valla!
Ömer: Iyi ki Abicim iyi ki!!Yani sonradan hiç gönlünü alamazdın Kızın! Ama Abicim suç hep sende! Sen tam bi bencil yaratıksın! Bu evlilikte sadece sen yoksun ki Reyhan da var!! Sen bunun farkında mısın acaba?! Belli olmuyor gerçekten!
Mazhar: Doğru diyorsun! Sahiden bu sefer çok ama çok Haklısın! Baya bi bencilce davrandım!!
Ömer: evet mazhar sen kaba sabasın da Reyhan içli bir kız! Duygusal ayriyetten!! Kendin gibi sanma kızı! Seni kırdığını düşünmüş özür dilemek istemiş! Ama şimdi duruma bak ki sen özür dileyecek hale geldin! Haklıyken haksız duruma düştün bir nevi!!
Mazhar: Tamam anladım Ömer anladım! Böyle konuşma artık! Biraz daha böyle konuşmaya devam edersen valla vicdan azabından kahrolucam! Ben bu Kızın kırılan kalbini onarmalıyım her türlü! Ama nasıl?! Saksıyı çalıştır Ömer!! Nasıl düzeltebilirim bu durumu hı?!
Ömer: Samimi olman yeterli bana sorarsan! Ne kadar üzüldüğünü bilsin kız! Bence bu kadarı bile kâfi ona!
Mazhar: Tamam anlaşıldı! Samimiyet önemli diyorsun! Samimiyet.. Tamam o cepte!
Mazhar kalkar ve odadan çıkmak üzeredir.
Ömer: Nereye böyle acele Abicim?!
Mazhar: Heralde kuru kuru özür dinleyeceğimi sanmıyordun değil mi?!
Diyerek odadan ayrılır.Reyhan için hazırlıklar yapar. Ve öğle vakti gelip çatmıştır.
Ayşem: Bak öğle vakti oldu! Hala bi Şeyler yemedin canım çıkalım birlikte bi restorana gidip yemek yiyelim! Biraz rahatlarsın hem fena mı? Bu kadar da kafana takma be! Erkek milleti sonuçta!!! Duygusuz kaba Şeyler!! Yani öyle düşün! Hı?!
Reyhan: Yok ya ne takcam onu be?! Ben kendime kızıyorum sadece! Yapmamam gereken şeyleri yapıyorum! Hak etmeyene hakkından fazla değer veriyorum benim takıntım buna! O Yüzden öyle durgunum! Ama sen Çık kuzum! Benim gerçekten canım hiçbir şey istemiyor! Sen beni Düşünme!
Ayşem: Ama...
Reyhan: Hadi ayşem!!!
Ayşem: Tamam o zaman ben çıkıyorum ama bak bi şey olursa beni hemen ara! Kararını falan değiştirecek olursan yani gelmek istersen ben her zamanki yerde olucam tamam mı canım?! Beklerim!
Ayşem odadan çıkar. Reyhan tek başına kalmıştır.
Reyhan: Niye bunu taktıysam ben?!! HAKLI ayşem! Yani bütün erkekler aynı. Düşüncesiz Yaratıklar işte!! Hepsinin köküne kibrit suyu!! Yok yaa o kadar da acımasız olmayayım her erkek öyle olmayabilir de mi?! Mesela Serhat... O da benim gibi duygusal anlayışlı sevecen biri! Bir de şu mazhara bak!!! Neyse neyse şimdi onu düşünerek kendimi hiç yoramam!! En iyisi şu projenin tesislerinin çizimlerine geçeyim! Zaman var daha ama Kafamı dağıtmam Lazım! Belki işe yarar sakinleşirim birazdan.
Reyhan çizimlere başlarken birden kapı vurulur. Ve içeri mazhar girer.
Reyhan: Mazhar sen?! Yani şeyy ıı senin ne işin var burda hı?!
Mazhar: Dağlar kızının ıı şey yani Reyhanın kalbini kırmışım da dün onu telafi etmeye geldim! Reyhan burda mı acaba?!
Reyhan: Telafi mi?! Nasıl yani?!
Mazhar: Hiç soru falan sormak yok bugün Reyhan! Kendini bana bırak yeter! Her şeyi planladım her şey bende!! Bugün benimlesin hiç itiraz kabul etmiyorum!!
Reyhan: Seninle miyim?! Bu ne demek şimdi hiç bi şey anlayamadım mazhar!
Mazhar: Ya tamam anlarsın yavaş yavaş! Kasma kendi! Şimdi sen o elindeki zımbırtıları bi bırak bakayım! Bırak! Gel benimle!!!
Mazhar reyhanın elini tutarak asansöre götürür. Asansörden indikten sonra mazharın Arabasına binerler. Mazhar Reyhanî yapacağı süprizin oraya götürüyordur.
Reyhan: Napacaksın nereye götürüyorsun mazhar?! Açıklasan artık!!!
Mazhar: Senden özür dilemeye çalışıyorum! Varıcaz birazdan sabret azcık! Gideceğimiz yeri çok beğeneceksin!
Reyhan: Tamam tamam! Sustum! Bekleyelim bakalım!! Beğenecek miyim görürüz artık!!
Reyhan içinden düşünmeye başlar.
Reyhan(içinden):Bu ne acayip bi adam böyle?!!! Benim gönlümü almak için gerçekten hazırlık mı yapmış yoksa ben yanlış mı duydum hı?! Reyhan sen yanılıyorsun bu mazhar konusunda. Gerçekten sandığından farklı biri o!! Ben üzüldüm diye benden özür dileyebilmek için organizasyon yapmış. Buna gerek var mıydı sahiden?? Bari organizasyonu düğündekine benzemiş olmasa!!! Neyse yaa!!! Önemli olan düşünmesi!!
Mazhar: Dağlar kızı bak geldik! Birazdan süprizimle karşılaşacaksın! Hadi gel benle!
Bir restorana gelmişlerdir. Çok lüks bir restorandır. Içerde ve Etrafta kimsecikler yoktur. Sadece bir masa hazırdır. Masanın üstüne güller inciler serpiştirilmiştir. Kırmızı mumlar şamdanların içinde masada yerini almıştır. Romantik hava vardır ortamda.
Reyhan: Mazhar burda kimseler yok! Etrafta da öyle! Kapalı falan Olmasın!
Mazhar: Doğru bildin Reyhan! Burası kapalı sahiden de! Ben kapattırdım!
Reyhan: Niye ki?!
Mazhar: Ya şey etraftakilerden rahatsız olmayalım istedim! Kendimiz gibi davranalım Bağırsak da kavga falan etsek de çekinmeyelim hiç istedim fena olmamış mı ya?!
Reyhan: Hıı!! Iyi tabi canım!
Mazhar: O zaman niye ayakta duruyoruz masamız da hazır geçelim şöyle.
Mazhar reyhanın sandalyesini çeker. Beraberce masaya otururlar. Reyhan etrafı süzüyordur. Ortamdan pek hoşlanmamıştır. Yemekler gelir. Mazhar önceden sipariş etmiştir yemekleri. Etraflarında kimse kalmaz. Işıklar loş haline getirilir. Mazhar iştahla Yemeğini Yemeğe başlarken Reyhan yemeklerin tadına dahi bakmamıştır.Mazharın da gözünden Kaçmaz bu durum.
Mazhar: Noldu Reyhan?! Hiç yemedin yemeklerden. Yoksa beğenmedin mi?! Tadları mı hoşuna gitmedi hı?! Bak öyleyse aşçıyla konuşabilirim istersen!
Reyhan: Yok yok gerçekten hiç Gereği yok! Yemekler çok güzel görünüyor eminim ki tadları da nefistir. De yani şeyy benim karnın pek aç değil ondan!
Mazhar: Hıı tamam sorun yoksa... O zaman ben sana aldığım hediyeyi vereyim!
Reyhan: Ne hediyesi?!
Mazhar: özür hediyesi diyelim biz! Sana Layık değil ama!
Mazhar bir kutu çıkartır. İçinde pırlanta takı seti çıkar. Çok gösterişlidir.
Reyhan: Bu bana mı gerçekten?!
Mazhar: Yok ben aslında başka birine aldım da sen nasıl buldun diye sormak istedim! Bu nasıl soru Allah Aşkın'a?! Tabi ki sana Kızım!!
Reyhan: Sen şimdi benden böyle mi özür diliyorsun?!
Mazhar; Şeyy yani evet ama eksik kaldıysa başka bi Şeyler de yapabilirim! Sen daha neler istersin söyle onları da yapayım özür için hı?!
Reyhan: Yok yok ya!! Bu kadarı kâfi gerçekten! Senin özür anlayışını Anladık bu yani!
Mazhar: Hıı?? Nasıl?!Ne diyorsun ben anlamadım ama!
Reyhan: Yani demek istediğim şu sen böyle Pahalı restoranları kapatarak böyle Pahalı Pahalı hediyeler alarak benim kırılan kalbimi tamir edeceğini mi sanıyordun?!
Mazhar: Şey... Ben yeterli olur sandım! Yani her kız bunlardan etkileniyor. Ben senin de...
Reyhan: Her kız değil mazhar! O ANCA senin havai sevgililerin için geçerli bi durum! Ben Gerçeklik ararım yapaylık değil! Bu yaptıklarında sen yoktun ki... Bunlar hep işin süsü püsü! Altın'da kocaman bi yalan var o Yüzden de ne yazık ki sana yer kalmıyor! Sen gerçekten benden özür dileme ya! Daha fazla dayanamayacağım kusura bakma bu göz boyamalarına! Ben en iyisi kalkayım!
Diyerek masadan kalkmak ister. Fakat mazhar Reyhanî elinden tutarak kalkmasına engel olur.
Mazhar: Ya affedersin gerçekten bilemedim! Ben sanmıştım ki... Neyse boşver sen bunları! Hatta hiç yapmamışım say! Ama özrümü de kabul et! Yani çok bencilce davrandım! Seni dün hazırlamış olduğun akşam yemeğinde yalnız bıraktım! Oysaki senle o akşam Yemeğini birlikte yemeği o kadar çok isterdim ki...Duyduğumda çok üzüldüm inan. Ben bazen böyle Fütursuzca davranabiliyorum işte!
Reyhan: Yok canım herkesin başına gelebilir bunlar büyütülecek mesele değil! Dün ama gerçekten sana çok kızmıştım! Şimdi geçti sahiden! Ben de düğün gecesi ve sabahında yaptıklarım için üzgünüm! Savaş ilan etmiştim sana! Çocukluk ettim affedersin!
Mazhar: Yok ya bana her şey müstehak!! Sen beni her Şekil cezalandır Reyhan! Kafana estiği gibi! Ben anlamıyorum böyle şeylerden! Bencilim galiba feci şekilde! Züppe de olabilirim kabul yani! Sen kabul ettin özrümü de mi?! Yani samimiyetime inandın hı?!
Reyhan: Evet tabi ki!! Ya sen!
Mazhar: Ben sana kırılmamıştım ki hiç! O benim ağzımda hep! Yani duygu ben de Sıfır biliyor musun?! Gırgır şamata hurra be dağlar kızı!
Reyhan gülerek
Reyhan: Anlaşılıyor Anlaşılıyor!
Mazhar: Tamam o zaman hallettiğimize göre Aramızdaki meseleyi Yemeğini yer misin artık! Bak kaç saattir açsın! Bi Şeyler Yemen Lazım. Güçsüz düşersin müşersin mazallah bütün işleri falan yıkarsın bana yani sen kendine dikkat et!
Reyhan: Tamam mazhar bey! Emriniz olur!!
Ikisi de gülüyorlardır.ve gözleri birbirini bulur. Ama Gözlerini kaçıran yine ilk Reyhan olur. Yemeklerini yerler. Şirkete tekrar dönerler.Reyhan tam arabadan inecekken mazhar onu durdurur.
Mazhar: Hediyemi alacaksın de mi?!
Reyhan: Mazhar bunu biz yemekte konuştuk biliyorsun! Böyle bi şeyi kabul edemem!
Mazhar: Yok yani yanlış anlama sakın! Bir Arkadaşının hediyesi olarak görebilirsin bunu!
Reyhan: Ya gerçekten sorun o değil ki...Ben sevmiyorum bu tür hediyeleri! Pırlanta Takı falan... Bunu sevgilimden alsaydım da kabul etmezdim! Sen en iyisi bunu sevince ver! Anladığım kadarıyla o hoşlanıyor böyle şeylerden.
Mazhar: Reyhan ben bunu seni düşünerek aldım! Yani senin hoşlanacağın tarzda olmasa da öyle... Kalbinin güzelliğini temsil edebilecek
Bi şey olsun diye bunu Seçmiştim! O Yüzden veremem sevince! Bu sana ait bi şey! Hem hediyeler kabul edilir. Yani takmasan da...
Reyhan: Nolur bu kadar Israr etme mazhar! Gerçekten alacak olsam tek seninkini alırdım bu hayatta! Ama ben hoşlanmıyorum bunlardan bunun gibi şeylerden! Üstüne alınma olur mu seninle hiç alakası yok bu mevzunun!
Mazhar: E ne yapayım o zaman ben bunu?!
Reyhan: Sevince de vermem diyorsan git geri götür o zaman!
Mazhar: Geri vereyim yani?!
Reyhan: En doğrusu bu!
Mazhar: Tamam sen nasıl istersen öyle olsun!
Reyhan kapıyı açar tam inecekken
Reyhan:Mazhar kırılmadın de mi?!
Mazhar: Yooo!!! Hayır kırılmadım! Sadece şaşırdım biraz yani aslında baya bi şaşırdım! Sen benim bildiğim tanıdığım gördüğüm Kızlardan o kadar farklısın ki...
Reyhan: Iyi mi yoksa kötü bi şey mi dedin anlamadım!
Mazhar: Iyi bi şey iyi merak etme! Bu arada tekrar özür dilerim şu ana kadar yaptığım bunca şeyden ötürü!
Reyhan: Ya tamam! Bu kaçıncı özür oldu?! Kabul ettim dedim ya! Bi daha özür afedersin falan duymak istemiyorum! Sen bunu anladın mı?!
Mazhar; Tamam anlaşıldı! Sustum sustum!
Reyhan: Artık ben de arabadan inersem iyi olacak! Daha fazla böyle tutmaya devam edersen beni ayşem meraktan çatlayacak!Hemen gideyim ben odama! Hadi Görüşürüz!
Diyerek arabadan iner. Mazhar ise yüzünde kocaman bi gülümsemeyle reyhanın gidişini izlemektedir. Reyhan gözden kaybolur ve mazhar da arabayı parkederek odasına çıkar.
Ayşem: Hoşgeldin ya!! Gözüm yollarda kaldı resmen! Noldu mazharla?! Yemek falan yediniz mi?! Özür nasıl diledi?! Kabul ettin mi?! Hadi meraklandırma beni de anlat!
Reyhan: Tamam tamam anlatacam her şeyi! Ama ilk önce sen bi sakin olur musun?! Benden Heyecanlı çıktın sen ya!!
Ayşem: Öyle oldu galiba! Gel şöyle otur ben de birer kahve Söyleyeyim. Karşılıklı içelim sen de Olanları en ince ayrıntısına kadar anlat!
Reyhan: çok çok iyi olur!
Biraz sessizlik olur.
Reyhan: Mazhar düşündüğüm gibi biri değilmiş ya!
Ayşem: Nasıl biriymiş?!
Reyhan: Beni kırdığını düşünüp tasalanacak kadar iyi bir insanmış!
Ayşem: Yani sayko bencil düşüncesiz değil diyorsun!
Reyhan: Öyle galiba! Yargısız infaz yapmışım bu zamana kadar sanırım. Onun da insani tarafları varmış! Karşısındakileri hep kendi eşrafından zannetse de yani Özünde iyi biri o!
Ayşem: Kendi eşrafından derken?!
Reyhan: Özür konseptini sevgililerine nasıl yaptıysa aynı düzeyde yapmaya çalıştı da...Benim de Hoşuma gideceğini beğeneceğimi düşünmüş!
Ayşem: Ama senin öyle biri olmadığını düşünememiş belli ki... Tanımadığından... Yani tanımak istemediğinden! Para pulun herkesin gözünde değerinin Yüksek OLDUĞUNU zannettiğinden!
Reyhan: Evet öyle! Ama bu hayatta paradan puldan daha değerli Şeyler var! Samimi bir özür özür için harcadığın bütün servetinden daha değerli mesela... Bu olguyu sanırım kavramıştır bugün mazhar!
Mazhar da Ömer'le konuşuyordur.
Mazhar: Bugün şunu çok iyi anladım ki para pulun Değeri yok aslında! Ona Değeri sen veriyorsun. Araç yerine amaç haline getirerek onu hayatına hakim kılıyorsun! Bir içten özür bütün kırgın Kalpleri onarmaya yeterken sen gidip içine kendi Özünü samimiyetini koyamadığını servetinle bir şeyleri düzeltme yoluna giriyorsun! Bu da boş bi çabadan öteye gidemiyor!
Ömer: Evet aynen öyle Abicim! Ama ben böyle OLDUĞUNU söylemiştim de mi sana?! Sen yine burnunun dikine gitmişin?!
Mazhar: Sandım ki kuru kuru özür yavan Kaçar! Içini doldurayım istedim! Içini kendi öznemle doldurmam yeterliydi aslında! Yani belki de yalnızca Reyhan için yeterli bu! Sevinçle çok küstük barıştık. Özürlerimi ben hep bu şekilde Yaptım! Pahalı hediyeler Pahalı restoranlar... Ve çok başarılı da oldum! O Yüzden ben de zannettim ki..
Ömer: Reyhan da bunlardan etkilenir.
Mazhar: Evet!Ama Reyhan benim bildiğim o tip Kızlardan hiç değilmiş! Hediyemi bile kabul etmedi! Fark etmem bu olaya kısmetmiş! Önceden anlamayı isterdim açıkcası! Kız hakkında ne yanlış Şeyler düşündüm şu zamana kadar!
Ömer: Ben sana dememiş miydim Abicim?!Önyargıların Yüzünden onun kendine has özelliklerini göremedin ya da belki de görmek istemedin! Ama olsun şimdi farkettin ya! Geç olsun da güç Olmasın! Artık şu tam teyakkuz durumlarından sıyrılırsınız Heralde! Zeytin dalı uzatmanın vaktidir şimdi!
Mazhar: Evet belki de...
Mazhar düşüncelere dalar.
Mazhar(içinden): Sen nasıl bi şeysin be dağlar kızı?! Beni hep şaşırtmak zorunda mısın?! Sen benim sana karşı olan sert kabuklarımı tek tek kırmaya çalışıyorsun kesin! Bunu ne güzel de başarıyorsun öyle! Ama yine de buna bi son ver en kısa zamanda! Yoksa ben savunmasız kalırım. Bazı şeylerin yaşanmasına Engel olamam ki o vakit!! Yapma dağlar kızı yapma bunu bana! Kendin gibi davranma bu evlilikte! Bana bağır çağır istersen fiziksel taarruzda da bulun ama yeter ki böyle olduğun gibi yaklaşma bana! Nolur Reyhan Nolur!!!