''Sizi ahmak ölümlüler!'' diye gürledi. ''Gerçekten de beni alt edebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?''
''Seni alt edebileceğimizi biliyoruz!'' diye haykırdı Lord Vanquish, vahşi bir coşkuyla kılıcını savurup odaya girerken. Cadıya ulaştığında kılıcıyla cadıya onu paramparça edebilecek bir darbe indirdi.Ama onu hasardan koruyan büyülü güç alanı sayesinde kılıç cadıya hiçbir zarar vermeden geri sekti.
Morgana bir kahkaha atarak ellerini havaya kaldırdı, büyüsü için elementlerden energi çekerken siyah bir duman bulutu etrafında dönüyordu.Parmak uçlarından fırlayan ateş topu Lord Vanquish'in tam göğsüne isabet almıştı.Melvin'in ışık hızındaki şifası Lord'un hayatta kalmasını sağlayan şey oldu.
Melvin Bella'ya dönerek ''Şimdi!'' diye haykırdı.
Bella kafasını salladı, içine bir nefes çekti ve kendisini kartala çevirecek olan büyülü sözleri söyledi.Sonra kanatlarını çırparak havalandı. Altındaki sahneye doğru iniş yapmadan önce çatı kirişlerine kadar uçtu.Morgana'nın kalkanındaki ufak aralığa odaklandı.Onu alt edebilecekleri tek zayıf noktasına.Kalbi göğüs kafesini delecekmiş gibi atarken inişe geçip-
''Umarım yine şu oyunu oynamıyorsundur'' diye bağırdı Cammy odaya dalıp.Sophie yerinden zıpladı ve mouse elinden kayarak oyundaki görüş alanını tamamen bozdu.Tekrar kontrolü ele geçirdiğinde, Lady Bella yerde yatıyordu.Ölü olarak.Lord Vanquish ve Sir Merliv ile birlikte.Tamamen bozguna uğramışlardı.
''Hayır!'' diye haykırdı Sophie ekrana dehşet içinde bakarken.''Beni öldürdün.''
Cammy gözlerini devirdi.''Henüz değil. Ama babana bütün gün hiçbir ev işi yapmadan bilgisayarda zaman harcadığını söylediğimde seni öldürecek.'' Kollarını göğsünde birleştirdi.''Şimdi çabuk aşağıya!''
''En azından önce Stu'ya veda edebilir miyim?''dedi Sophie durgunlaşarak.
Cammy kaşlarını çatarak karşı çıkacakmış gibi baktı.Ama psikiyatristinin ona söylediği 'üvey kızının sınırlarına saygı göster' lafını hatırlamış olacak ki, iç çekip ''Pekala, sadece beş dakika.Sonra seni günün geri kalanında bir daha o bilgisayarın başında görmeyeceğim.Kesin karar.''
Böyle söyledikten sonra, kapıyı çarparak odadan çıktı.Cammy merdivenlerden yüksek topuklularıyla inerken çıkardığı gürültü ayak seslerini duyabiliyordu.Mükemmel.
Sandalyede geriye yaslanıp elleriyle yüzünü ovdu.Lady Bella şimdi Lord Vanquish ve Sir Melvinle birlikte mezarlıkta tekrar canlanmıştı.Tekrar hayattaydı ama herşey boşa gitmişti.Yenilmişlerdi ve oyun büyücüyü öldürmeyi tekrar deneme hakkını beş gün sonra veriyordu.
Telefonu çaldı. Kimin aradığına bakmasına gerek yoktu.
''Biliyorum, biliyorum'' dedi telefonu açıp.
''Ne oldu? Neredeyse başarıyordun.'' diye haykırdı Stu telefonun öbür ucundan.Sophie Stu'nın sesindeki hayal kırıklığını duyabiliyordu.
Aptal Cammy.Sophie'nin sanal dünyasında neden olduğu kesintinin diğer insanların gerçek hayatlarını nasıl etkilediğinden haberi bile yoktu.
''Ne diyebilirim ki? Üvey anne mükemmel bitirme hamlesini yaptı.''Ekrana asık suratla bakarken Sir Melvin'in veda edip oyundan çıktığını gördü.Hemen ona bir özür mesajı yolladı.Sonuçta çocuk iyi bir oyuncuydu ve arkadaş olmuşlardı, ne Stu ne de o Melvin'i gerçek hayatta tanımıyor olsa bile.Onun Sophie'ye sinirlenip klandan çıkmasını istemezdi.
''Hmm...Kapına bir kilit taktıracağını demekle başlayabilirsin.''
Sophie homurdandı.''Sanki babam izin verir de.''Bir tuşa basıp Leydi Bella'nın Pegasus bineğini çağırdı, ve ana şehir olan Camelot'a geri uçtu.''Merak etme, cuma olmadan bir çaresini bulacağım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Camelot Kodu
Viễn tưởngSophie ve Stu'nın tek istedikleri en sevdikleri Camelot oyunundaki büyücü Morgana'yı öldürmekti. Telefonlarına gelen gizemli kodun, onları zamanda geriye götürüp gerçek Kral Arthur'u tanımalarına neden olacak bir büyülü söz olduğundan haberleri yokt...