Bismillah her hayrın başı. Hayrolsun.

938 68 11
                                    

Bu hikâyeye belki yeni umutlar sığdıracağım, belki yeni hüzünler.
...
Kimi zaman tebessüm edeceğim,kimi zaman ağlayacağım. Çünkü ben bir insanım, diyebilmek bir marifettir, unutmayın.
- Bu hikâyeyi yazarken çıktığım yolda tek bir amacım var. Sizlerin yüreklerine dokunabilmek. Az da olsa düşündürebilmek. İnşaAllah Rabbim bunu nâsip eder. Lütfen duâlarınızı esirgemeyin. Veren de memnun alan da memnun olur inşaAllah. Daha fazla kişiye ulaşmamız için yardımlarınızı esirgemeyiniz.

*

...
Âhir zamanın âciz yolcularıyız. Nereye dönsek haram, nereye baksak haram. Yalnız, şu husus unutulmamalıdır. İnsanoğlu her asır imtihana tâbii tutulmuştur. Ve yaşadığı müddetçe de bundan kaçış olmayacaktır. Her zamanın kendine göre zorluğu vardır derler. Evet,doğrudur. Gittikçe yozlaşan kafalar, tozlaşan yürekler... Kim ister ki yüreği kir pas tutsun? Kim ister ki ona verilen akıl nimetini çar çur etsin?
Oturup düşünüldüğünde hayır cevabını verecektir her insan. Bu denli ciddi sorular bir hayır'a sığmamalı. Asıl mesele, Allah'tan gelen hayr'a tâlib olmalı.

- Hasta yatağında yatmakta olan iki tane hasta düşünün. Birinci hasta, hastalığından memnun. İkinci hasta ise devamlı feryâd figân içinde inlemekte. Birinci hasta,başına ne gelirse gelsin Allah'a sığınmakta. İkinci hasta ise zor durumlarda Allah'ı anmakta. Bedenen çektikleri bu hastalık, her iki hastanın da ruhuna,mâneviyatına etki etmez mi zannediyoruz? O kadar çok etkiler ki.
Birinci hasta, hastalığından ötürü bir mükâfat görür. İkinci hasta ise çektiği hastalık yetmezmiş gibi isyânı tercih ettiği için zelil duruma düşer.
Birinci hasta, en zor zamanında unutmadığı gibi en ferah zamanında da Allah'ı hatırlar. Hastalık bedenini güçsüz bırakmıştır ama ruhunu güçlü etmiştir. Ruh, mâneviyatla yoğrulduğu zaman asıl özelliğine kavuşur. Ruh olmadan nasıl beden hareketsiz kalıyorsa, imtihanlar olmadan da insan,dünyada yaşayan hareketsiz bir hayvana benzer. Bir hayvan hareketsiz olamayacağına göre, insan da imtihansız olmaz.

İkinci hasta ise hem bedenini güçsüz düşürmüştür hem de ruhunu. Bedenini çeşit çeşit ilaçlarla beslerken ruhunu isyânla beslemeye çalışmıştır. Hâlbuki bedeni düzelsin diye bu kadar uğraş veren insan, ruhu yâni mâneviyatı için neden bu kadar uğraşmaz?

Yürekte çeşit çeşit duygu gizlidir. Sevgi, merhamet, acıma, hüzün, nefret...
Her şey zıddıyla bilinir.
Bir ülkede sevgi, barış hâkim olsun. İnsanların aklına savaşmak gelmez.
Yine aynı ülke yıllar sonra sevgi ve barış ortamını kaybettiğinde savaş ve nefret hâkim olur. İşte bu durumda sevgi ve barışın önemi ortaya çıkar.
Kısacası,
Kıymet bilmek için insanoğlu olayların zıddının gerçekleşmesini bekler.
Yaşarken ölmekten korkar, ölünce tekrar dirilmek ister.
Yüreğinize iyi davranın.



*
Esselâmu aleyküm.
Kardeşler, yazacağım tek bir şey var.
Şehidlerimize ve ailelerine duâ edelim. Bu vatana, bu millete duâ edelim. Ülke olarak çok zor zamanlar geçiriyoruz.
Kardeşler!
Şehidlerimiz, askerlerimiz, vatanımız, milletimiz, ümmetimiz için Fetih Sûresi okuyalım. Okumak isteyenler bana ulaşsın, sayı toplayalım. Ne kadar çoğalırsak o kadar yararı olur biiznillah!
Selâm ve duâ ile...

Bir Âciz'in SahîfeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin