"Psst, Olcaay?"
"Neeag?"
"Uyku tutmadi mac izleyek mi?"
"Ya kizim yat uyu mal misin gece gece ne maci?"
"Ben uyku tutmadi diyorum sen bana yat uyu diyorsun. Iyi tamam uyu sen. Okuz."
Horultu sesi duydum. Hakkaten uyumus, oysa ben blöf yapiyordum ya.
Ben de, uyku tutmayinca hep yaptigim seyi yaptim, uykum var ama uyuyamiyorsam, sinir olur ve uykuyu tamamen kacirmaya yonelirim. Kulakligimi kulagima taktim ve metal bir muzik actim.
Gitar solosunda uykudan eser kalmazken ben de oyun actim ve oyunu oynamaya basladim.
Bir yandan oyuna kufur ederken bir yandan da beynimi su Akın isi kurcaliyordu.
Ne kadar sacma bir gelenek.
Kocaya vermek gibi. Aşiret işi gibi... Tuhaf.
Yani sana ne, ne karisiyorsun ki?
En iyi dansciyla en iyi muzisyenmis, hıh, pabucumun danscisi ile muzisyeni.
Sonra bir an aklima dank etti, lan ben İspanya'dayim! (Aman tanrim didim!) Etrafta onca seksülü cocuk varken ben neden oteldeki bir muzisyenle takilayim ki?
Ingilizcem de var, biraz tipten yoksunuz ama neyse, o kadar da cekilmez degilim zaten. Aslinda tip var ama yeterli bakim yok.
Neyse simdi konumuz bu degil.
Ustelik yarin duello var... Aman canim ne olacak?
Ha duello demisken, Akın konusu, evet dedigim gibi zaten bir arkadas grubum var, ayrica da takilacak cocuk lazim olursa gider İspanya sokaklarindan bulurum bir qalbimi calan vicdonsız.
Evet simdi bu asiri ostrojen hormonunun etkisidir.
Yine sacmaladim, belki de uykum vardir...
Ama yok.
Ben de kalkip ertesi gunku duelloya calismaya karar verdim.
Dolaptan hizlica ustume bir seyler gecirdim ve kulakligimi da alarak asagi indim.
Saat 02.35, simdi burasi Türkiye degil o yuzden yine bir nevi rahat bir sekilde salona gidebilirim.
Ama daha otobusun gelmesine cok var...
Kahve!
Makineye kostum ve bir bardak kahve aldim, yanindaki otomattan da gozume kestirdigim en normal duran cikolatayi alarak yemeye basladim.
Buna bayiliyorum.
Tuvalete gidip isimi gordum, dondugumde otobus yerinde bekliyordu.
Otobuse bindim ve varmayi beklemeye basladim.
---
Acikcasi ne calisacagim hakkinda zerre kadar bir fikrim yoktu.
Hani simdi geldik artik, sofor de 'gecenin saatinde ne yapiyor bu mal' bakislari atmisti bana. O yuzden geri de donemezdim.
Simdi duelloda dogaclama yapacagim. Calisacak kareografi de yok ki.
O anda aklima bir sarki takildi.
Iste bu! Pentatonix!
Pentatonix - Daft Punk'i actim, milyon kere dinledigim icin artik ezberlemis oldugum giris sozlerini soylemekte zorlanmiyordum. (Yazar burada Pentatonix sevgisini anlatiyor.)
Tabii birden icimde dans etme hissi bas gosterince ben de ayaga kalktim.
Her soyledikleri sozde robot gibi ya kolumu ya da bacagimi hareket ettiriyordum. En sonunda sarkiya basladiklarinda kendi kendime dans etmeye basladim.
"VAN MOR TAAAYM! AAA AAA AAA-"
"VİR GONA SELEBREEYT!"
"Akın? Cocugum ne isin var senin burda gece gece?"
"Bu soruyu sana sormali. Senin uyuyor olman gerekmez mi?"
"Yoo, ben baykus gibiyimdir. Gece 3lere kadar uyumam, sonra saat bir gibi kalkarim. Her ne kadar kapmta bu boyle olmasa da. Ayrica once ben sormustum. Burada ne ariyorsun?"
"Bana gavurlar gibi muamele yapma, hayirdir de mesela."
"Nasil istersen, sen hayirdir?"
Guldu.
"Sesi suyunca geldim. Uygar'in kardesiyim ben, ya da sizin deyiminizle Uygar 'Hoca'nin. Yukaridaki odalarda kaliyoruz, muzik sesi gelince dedim hangi manyak, sen ciktin."
"Ee, sasirmaman lazim, manyak oldugum dogrudur."
Gulustuk. Sonra yuzu dustu.
"Yarin duello varmis galiba. Berille. Ozur dilerim ya. Boyle olsun istemezdim."
"Noldu ki? Ozur dilemene gerek yok. Benle konustugun icin seni kiskanacak bir sevgilin varsa dikkatli ol. Gotu saglama alman lazim." Kahkaha atti.
"Sevgilim degil. Sadece dans ettik o kadar. Yani böyle dans degil, hani su elini kizin beline koyup ziplaya ziplaya gittiginden..."
"Valtz mi demeye calisiyorsun?"
"He iste o dedigin."
"Daha eglenceli danslarda var. Mesela yerde yatip yuvarlanmayi seviyorsan modern dans en idealidir." dedim goz kirparak.
"Ya da mesela, hareketlerle dolup tasiyorsan, hip hop diyorlar ama ben onu Türkçe'ye cevireyim, kopma dansi yapabilirsin. Cidden cok iyi geliyor. Ya da eger -gerci bunu erkeklere cok tavsiye etmiyorum cunku kiclarinin arasina giren o taytlarla asiri komik duruyorlar ama yine de- donmek, ziplamak ve bunlari yaparken kibar gorunmek istiyorsan bale yapabilirsin. Yani dans dendigi zaman bazilarinin aklina hep latin tarzi danslar, valtz, tango, salsa falan filan geliyor, bence bu cok sacma. Hareketlerinle kendini ifade ettigin her seye dans diyebilirsin bana kalirsa."
"Vay. Felsefeyi de yapistirdin yani?"
"Bizde boyle valla." Bir gulusme daha gecti.
"Sen, ee, hic sarki soyledin mi?"
"Ben mi?" dedim gulerek. Aklima gecen gun sahilde yasadigimiz o nezarethane olayi gelince gulesim geldi. Ana tabii ki bu utanc verici aniyi anlatmayacaktim. Yoksa 'Sesin o kadar mi boktan?' diye sorarlar adama. "Hayir, hic."
"Yani gecen gun sahilde sarki soyleyenlerin arasinda olmadigini ima etmeye calisiyorsun?" dedi pis pis siritarak.
"Haa o mu?" dedim anlamazliktan gelerek. Herif resmen aklimi okudu lan, kesin muneccim.
Sonra tabii yasanan olayla gulmeye basladim. O da guluyordu.
"Ee nasil oldu?"
Anlatmaya basladim.
Sonunda kahkaha atiyorduk. Halbuki ilk yasandiginda o kadar komik gelmemisti.
"Bu guzel sohbet icin sagol, valla gecem neselendi." dedi. Tabii ki aklima fesat dusunceler gelmedi(!)
Ben de guldum.
"Yarin icin bol sans. Beril iyi danscidir. "
"Olabilir. Ama bir patlarim bir daha dans etmeye curet edemez." dedim kotu kiz ifademi takinarak.
"Pekala, yine de bol sans."
"Sagol, yarin gorusuruz o zaman."
"Tamam." dedi, ardindan sarki soylercesine "Gule gule!" diyen sesini duydum ve otobuse bindim.
Tuhaf bir kamp ya burasi. Ama eglenceli bak. Tuhaflik eglenceli oluyor demek ki.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve
RandomHayata beni baglayan uc seye de sahibim, yemegim, uykum ve kahvem. Belki uyku ve kahve biraz ironik geliyor evet ama... yine de hayata baglanmam icin gerekli.