Her zamanki gibiydi hayat sıkıcı bilinmedik maceralarla dolu. Birden kapı zili çaldı. Yavaşça kapıyı açtım. Annem karşımdaydı. Bana biriyle evleneceksin dedi. Sırıtmaya başlamıştım. Ama gözlerimden yaş damlıyordu. Odama çıktım. Ağlamıyordum sadece gözlerimden damlalar akıyordu. Üzülüyordum tabi ama güçsüz değildim. Ses çıkaracak kadar cesaretim yoktu. Babam iş seyahatindeydi. Aslında değildi bizi bırakıp gitmişti. Bize bunu 1 yıl önce söyledi ve 2 güne dönecekti ama 1 yıl olmuştu ve hala gelmemişti. Artık umutlarımı kesmiştim geleceğine inanmadım hangi yüzle gelecekti zaten. Bir bebeği bir anneyi bir genç kızı bırakmıştı. Annem para kazanmak için herşeyi yapıyordu. Ayakta kalmaya çalışıyorduk. Ben her gün evde yatıyorken annem ekmek parası toplamaya çalışıyordu. Annem durumu kötü olmayan bir ailenin çocuğu ile evleneceğimi söyledi. Ve kendinin çok güzel bir iş yerinde çalışacağını. Anneme anlatamazdım birini sevdiğimi ona karşı duygularımı. Annem için çok güzel bir fırsattı bu ama benim için pek iyi değildi. Annemin mutluluğunu istiyordum tabikide. Bu yüzden annemin dediğine tamam dedim isteksiz olduğumu anladı annem bana ne olduğunu sordu ona evi özleyeceğimi söyledim anılarımı bu bir bakımdan gerçekti anılarımı özleyecektim ama sevdiğim kişi için olduğunu söylemedim bu en önemli konuydu. Sevdiğimin adı aslında bende bilmiyorum onunla hiç konuşmadım arkadaşım yoktu bu yüzden ismini başka biryerden de öğrenemedim. Ama onun sevgilisi vardı. Çok değerli bir zengin kızıydı. Onunla nasıl başa çıkacaktım ki. Ayrıca gizli bir hayranım vardı bana sürekli notlar bırakıyordu. Gülücükte atıyordu hayata farklı açıdan bakıyordu biz farklı dünyaların insanlarıyız kim olduğunu bilmesem de hava kararmaya başlamıştı. Annem yarın düğün olduğunu söyledi. Bana onun düğün elbisesini giyebileceğimi söyledi çünkü gelinlikler çok pahalıydı. Annem o gelinliği görünce ağlıyor babam ile anıları aklına geliyor herhalde. Bende kısık bir sesle tamam demiştim. Biraz pişman olmuştum. Ama kırılmadım. Annem iş yerinden ekmek getirmişti komşudan peynir almıştı ve içecek olarakta su vardı. Eski püskü sandalyeye oturdum ve yemeği eski bir masaya koymuştum. Bir yudum su içiyordum ki boğazımda kaldı. Öksürdüm öksürdüm ve son anda yutkundum. Annem iyi misin diye sordu teşekkür edip iyi olduğumu söyledim. İyi değildim ama onun üzülmesini istemiyordum. Ve yemeğe devam ettim. Hala aç oldum annem anladığı için biraz ekmek kopardı bana. Ben aldım ve teşekkür ettim onuda yedim ve odama çıktım. Odamda zaten eski püsküydü kız çocuk odası gibiydi ama çok daha kirli. Evimiz eski bir ev olabilir ama güzel anılar var. Aile sıcaklığı içerisinde. Annem akşam yemeğinden sonra biraz yürüyeceğini söyledi. Ve kardeşimi yatırmamı kardeşime güzel bir masal okudum o da uyuyunca tozlu raftan bir kitap çıkardım elimle biraz sildim. "ANILAR" yazıyordu annem , ben , kardeşim ve babam vardı. Bazılarında ben ve annem vardı. Bazılarında kardeşim yoktu. Babam gideli 1 yıl olmuştu ama sanki o hep buradaydı. Ertesi gün 25 kuruşum ile bir gazete aldım. Resimde babamı gördüm şöhret olduğu yazıyordu. Birden "NE!" dedim. Okudukça daha çok şaşırıyordum. Kardeşim evde dolanıyordu. Annem ekmek parası kazanmaya çalışıyordu. Durumumuz çok kötüydü. 5 kuruş için herşeyi yapıyorduk. Bizimle oynayacakları belliydi 3 gün gönüllerini eğlendireceklerdi sadece. Bunun için üzülüyordum. Korkuyordum. İnsanlar kan ürperticiydi. Ben aile sıcaklığı içinde yaşayamayan bir kızım. Sadece anne sıcaklığı ile büyüdüm babam zaten beni sevmiyordu defol diyordu sonunda kendi defoldu gitti. Kardeşim herşeyden habersizdi. Çünkü daha çok küçüktü.
Esra Kurt (Yazar): Bu bölüm de bitti resimdeki kapağımız :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Papatya
RomanceSevdiği İçin herşeyden vazgeçecek bir kız. Tanımadığı birine aşık oldu. Gizli tek bir seveni. Evleneceği bir adam. Bir sürü değişik duygu. Bir sürü tuhaf olay. Sırlarla dolu bir kitap. Sevmek mi? Sevilmek mi? Bir karar herşeyi değiştirecek. Hayatını...