Bu yazımı garip başlasada sonuna dek okumanızı istiyorum. Pişman olmayacaksınız..
.
.
-Yıl 2008-
"Şimdi durum iki iki. Top Arda'da. Arda topu ileriye taşıyor, Hamit'e verdi. Hamit.. Hamit, önü boş topla ilerliyor.. Nihat boşa koşuyor, Nihat'ı gör. Hamit'ten mükemmel pas, top Nihat. Nihat, Nihat.. Nihat gol.. ALLAH'ım gol.. ALLAH'ım sana geliyorum.. Çeyrek finaldeyiz. Durum üç iki. Geçemez bu turu dediler. Çekler güçlü dediler. Geçtik. Gol.. Gol.. Gol.."
-Heyt be aslanlarım. Helal olsun be.. Avrupa duysun sesimizi be. Güzelim bak gol, bak. Nihat attı. Helal olsun, gol..
+Amaan hayatım ne sanki bir gol ya.. Maç işte..
-Öyle deme vatan meselesi gülüm bu. Bizi hep hor gördü onlar. Şimdi bari böyle duysunlar sesimizi.
+Duysunlar, duysunlar da bir şey soracağım sana. Şu tayin meselesini ne yaptın canım ?
-...
+Hadi ama.. Bugün belli olacaktı. Söylesene..
-Belli oldu ama nasıl söylesem.. Hani biraz önce spiker maçı sunarken, gol olunca demişti ya; "ALLAH'ım sana geliyorum." diye. Benimki de o hesap işte. Kim bilir belki de ALLAH'a gidiyorum.
+O ne demek şimdi ? Açık konuş, korkutma beni hayatım..
-Şırnağa çıktı tayinim. Şırnak-Katran Karakolu.
+Nasıl Şırnak ya ? Sen yazmayacaktın ki orayı. Yeni evlendik ya biz. Hani daha iki ay oldu. Şark görevini sonra yapacaktın tehlikesiz bölgelerde. Tanıdıkların vardı senin, tayin işinde yardımcı olacaklardı sana. Şırnakta nereden çıktı şimdi. Şaka değil mi bu ? Şaka de bana. Hadi şaka de !..
-Değil şaka değil. Tamam sana öyle söyledim biliyorum. Özür dilerim ama yapamadım. Devrelerim, birlikte mezun olduğum arkadaşlarım ve daha nicesi orada. Onlar oradayken benim sadece yeni evli olduğum için Batı da bir yerde tatil yaparcasına yaşamam ihanet sayılır. Kimisi hasta anasını yatağında, bir başına bırakıp vatan için orada. Kimisi de çoluğunu çocuğunu bırakıp gitti oraya. Tamam yeni evlendik ama bir ay iznimi kullandım. Ama şimdi gitmek zorundayım. Hem bir an önce şark görevini bitirip gelmem bizim için çok daha iyi olacak. Sadece yedi sene sıkacağız dişimizi, sonra da rahat edeceğiz inşâALLAH..
+Nasıl yedi sene ? Ne yedi senesi ya.. İlk Doğu görevi üç sene demiştin. Yedi sene de nereden çıktı ? Kesin şaka bu.
-Şaka değil işte. Toplam dokuz sene şark görevi yapmam gerekiyor ya, üç-üç-üç ayrı şehirlerde işte ben hepsini bir yerde tek seferde yani hepsini Şırnak'ta yedi senede yapacağım. Sonra da emekliliğe kadar Batı. Yani bu iyi bir şey.
+Ama yedi sene diyorsun. Yedi sene bir fiil nasıl yaşayacağız orada. Çocuğumuz olursa bir de..
-Yaşamayacağız işte. Sen gelmeyeceksin. Burada annemlerle kalacaksın. Orada zaten üç ay görev, bir ay izin var gülüm..
+Ama olmaz ki öyle sen orada, ben gözüm yollarda.. Daha yeni kavuştum sana onca yıl bekledikten sonra. Nasıl dayanacak yüreğim buna.. ALLAH'ım sen yardım et..
-Dayacanağız gülüm. Dayanacağız bir tanem.. Canım sahibem.. Dayanacağız.. Unutma ALLAH hep bizimle. Avucumuzu açsak yeter bize. Sen her namazdan sonra avucuna al beni. Bunun sıcaklığı yeter bana orada..
+Ahh canım benim. Can sevdiğim.. Dediğin gibi olsun ne yapalım, canın sağ olsun da..
.
.
-2015-
.
.
+Alo.. Alo.. Canım nasılsın ?
-Gülüm.. Sesini duyunca canımı okşayanım.. Sahibem.. İyiyim hamd olsun, sen nasılsın..
+Hamd olsun hayatım.. Sesini duydum daha iyi oldum. Keyfin nasıl ? Orada havalar soğumuştur, dikkat ediyorsun değil mi giydiklerine. Yediğine, içtiğine de dikkat et hem. Güçten düşme.. İyi bakıyorsun değil mi orada bize ?
-Bakıyorum bakıyorum da, çok özledim seni ben.. Sesin, hayatım deyişin.. O gözlerin.. Çok özledim yüreğini, çok.. Keşke izinler iptal olmasaydı. Ama malum terör olayları arttı. Üç buçuk ay oldu ama hâla izin alamıyorum.
+Hatırlatma şunu zaten içim darmadağın.. Telefonla bile üç beş güne bir konuşuyoruz. Güya rütbelisin. Sana bile izin yok.
-Prosedürler böyle can içim. Sıkma canını. Sen yetimhaneyle görüşüyorsun değil mi ?
+Evet canım, dediğin gibi öğrencilere her gün düzenli olarak gidiyorum. Seni soruyorlar, anlatıyorum. Selamları da var. ALLAH senden razı olsun. Ama o çocukları görünce keşke sana bir evlat verebilseydim diyorum..
-Hani anlaşmıştık bir daha bu konuyu açmayacaktık ? Bak canım sahibem bu bize ALLAH'ın yazgısı. Bence niye olmuyor diye dertlenmektense, başüstü deyip dua etmeliyiz çokça. Bu Rabb'in bir rahmetidir elbet..
+Öyledir ya.. Ne şüphe.. Sen çok iyisin biliyor musun.. Yerinde bir başkası olsa..
-Bu konu kapandı. Hadi canım kapatalım maç başlayacak, ben maçı izleyeyim. Bu çok önemli Letonya'yı yenersek tur şansımız çok yükselecek. Gerçi sen ne anlarsın.
+Anlamam zaten. Ben seni anlayım kâfi bana. Tamam kapayalım ama en kısa zamanda tekrar ara, bir de hep dua et en kısa zamanda kavuşalım. Çok özledim yüreğini.. Sesini de özletme..
-Canım benim.. Tamam aramaya çalışacağım.. Sen de dua et, buradaki herkes için. Avuç içlerinden öpüyorum, dualarının ortasından. Seni seviyorum, selam ve dua ile.. ALLAH'ıma emanetsin.. Ha bir de n'olur n'olmaz hakkını helal ediver bana..
+Ağlat değil mi. Hep ağlat.. Helal olsun yiğidim. Ben senden razıyım, ALLAH'ta senden razı olsun. Hakkım helal olsun, helal olsun.. Dualarımdasınız.. ALLAH'ıma emanetsin.. Hisçe kal.. Seni seviyorum..
-Görüşürüz canım..
+Görüşürüz..
.
.
+Baba bugün maç varmış.Saat 12 olmak üzere bitmiştir zaten. Kaç kaç bitti, Yiğidim söylemiştide. Bir bakayım. Bir daha ki aradığımda söylerim, sevinir onun sevdiği şeylerle ilgilendiğimi duyunca.
-Bilmiyorum ki kızım, ben de pek maç izlemem biliyorsun. Ama televizyonda kesin vardır. Bir sürü konuşuyorlar biliyorsun. +Bilmez miyim baba. Hadi bir bakalım şu televizyona.
-Bakalım da, Yiğit nasılmış hele bir anlat.
+Baba dur ! Son dakika diyo dur. Şırnak'ta Katran Karakoluna saldırı diyi dur.
Dur..
Durma..
Yiğit..
.
.
Yıl 2015, aylardan Eylül. Ve Eylül'ün 3'ü. Türkiye Letonya ile dakika 77'de gelen geç bulduğu gole karşılık, 89. dakika da yediği üzücü golle 1-1 berabere kaldı ve tur şansını büyük ölçüde tepti. Ve aynı saatlerde Şırnak-Katran Karakoluna hain teröristlerce yapılan kalleş baskında 4 polis şehit oldu. Tam 4 can yitirdi maç oynanırken bu vatan.
O gece, bu baskın sadece bir kaç dakikalığına "Son dakika." haberi olarak televizyonlarda yayınlandı. Ama maçın analinizi gece yarılarına kadar sürdü.
Ve ertesi sabah Türkiye maçı gazetelerde manşet olarak verildi. Sayfalarca anlatıldı. Şehit haberi ise arka sayfalarda bir kaç mısra ile geçiştirildi. Geçmiş olsun Türkiye yazdılar gazete sayfalarında maçtan dolayı. Ama bir Vatan Sağ olsunu 4 Şehidimize çok gördüler.
.
.
Bir kadın mektup yazdı sonra..
Hud'a güvendi, sığındı ve bir mektup Yiğidinin Sahibesi..
"Yiğidim.. Canım.. Hayatım.. Özletme kendini fazla, en kısa zamanda tekrar ara demiştim. Zaten yüreğini çok özledim, bir de sesini özletme demiştim. Bu yaptığın oldu mu hiç ? Şimdi en çok sesini özlerim.. Sensiz gecelerimde kime sarılacağım şimdi ben. Belki yanımda yoktun ama oradaydın. Vardın. Varlığın vardı. Yüreğin yanımdaydı, ona sarılıp uyurdum. Ama şimdi sen yoksun, bir tek sesin kaldı.. Sesine sarılır uyurum o zaman ben de. Sesine sarılırım, sımsıkı hem de.. Hatırlıyorum da yine bir maç vardı ve sen o gün söylemiştin bana tayininin Şırnağa çıktığını. Ve o gün, o maçta spiker gol olunca "ALLAH'ım sana geliyorum." demişti. Sen de o binaen o sözle girmiştin söze. "Belki ben de ALLAH'a gidiyorum." demiştin. Şimdi sen gerçekten ALLAH'a gittin değil mi ? Ben de geleyim mi.. Böyle beklemek o kadar zor ki Yiğidim.. Sen yokken seni beklemek öyle zor ki.. Biliyorum bir gün kavuşacağız, çünkü ben sadece senin kalarak bekleyeceğim vuslatı. Artık bana ölüm yok Yiğidim. Ölüm değil onun adı, vuslat benim için. Çünkü sen varsın o son nefesin ardında. Sen varsın orada. Peygamber sofrasında. Bekliyorum yiğidim. Merak etme başım dik. Vatan sağ. Bin yiğidim olsa, bini de feda. Hani bir evlat bırakmış olsaydın ardında, hiç düşünmezdim onuda salardım ardına. Gelebilsem, erebilsem bende ermek isterim Şehadet dağına. Nasip ama..
Vatan sağ olsun Yiğidim, sesine sarılıp uyurum ben. Vuslatı beklerim her gün güneş batarken.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Garip Günce
Historia CortaDeneme ve Şiirlerden oluşan garip hikâyeler serüveni..