Selam okuyucularim.Yeni bölümle karşınızdayım.Multide Eylem var.Lütfen votelemeyi unutmayin.İyi okumalar...Özgür'ün günlüğü
Selam dostum,
Bugün harikaydı.Yerimde duramıyorum.Kabina sığamamak deyimi bu olsa gerek.Neden biliyor musun?Çünkü Eylem'le sevgili olduk.Aman Tanrım cidden çok güzel bir haber değil mi?Eminim sen de sevinmişsindir.Olaylari başa alarak anlatıyorum.Sabah normalden daha mutlu uyanmıştım.Dogrusu benim gibi bir depresifin mutlu uyanması hiç hayra alamet değil.Yataktan çıkıp pencerenin başına geçmiştim.Oradan gelip geçenleri seyrettim biraz.Herkesin bir derdi var ama kimse dertlerinin evrende nokta kadar önemli olmadığını düşünmüyor.Benim de pek düşündüğüm söylenemez ama o zamanda da olsa fark etmiştim.İnsanoğlu böyle şeylere biraz kafa yorarlarsa hayatın gerçeklerini yakalamış olurlar. .Birden Arkamı döndüğümde beni izleyen bir çift mavi gözle karşılaşmıştım.Gülümseyerek"Günaydın kahvaltı hazırdı onun için yanına gelmiştim."dedi.Şu bisiklet turu olaylarını biliyorsun dostum.Ona iyi davranmamın sebebini bilmiyordum ama o gün ona içimden geldiği gibi davranasım gelmişti ama bu durum o kadar uzun süremezdi Çünkü ben Eylem'den başkasına bu kadar değeri vermemeliydim.Ah aşk...Söylenişi,yazılışı bile bu kadar güzel olan bir duygunun hissedilişi nasıl bir mükemelliğe sahiptir tahmin bile edemezsin.Biliyorum böyle şeyleri düşünmek için henüz erken,bu gerçek mi henüz bilmiyorum ama tek bildiğim büyük,alayla parlayan,güzel yeşil gözlerini içinde bir çikolata gibi eriyişimdi.Fırtına'nın en az benimki kadar mavi olan gözlerini bana dik dik bakarak yakalayınca kendime geldim.Boğazımı temizledim ve"Ee aşağı inelim de bizimkiler beklemesin"dedim.Baktığımda Cenk ile Emre çoktan kahvaltıya başlamıştı."Bakıyorum da beni beklememişsiniz."Bu dediklerimi kimse takmamıştı.Ben de vermedikleri tepkiye takmadım. Kahvaltı bittiğinde Eylem'i aramayı düşünmüştüm.Numarasına basacağım ama elim heyecandan titriyordu.En sonunda cesaretimi toplayıp telefon numarasini tuşlamıştım.Dördüncü çalıştan sonra ümidimi kesmiştim.Ama şans bu sefer beni hayal kırıklığına uğratmamıştı.
"Alo Eylem Naber numaramı kaydetmişmiydin beni tanıdın mı?"
Telefonun ucunda o tatlı muzur kahkahasını duymuştum.
"Ah bu kadar heyecan yapmaya gerek yok tamam sahildeki Papatya Cafe'ye gel.Orada buluşalım."Aman Tanrım o anda kalbimin sevinçten ve heyecandan duracağını sanmıştım neyseki böyle bir şey olmamıştı.Zorlukla"T-tamam buluşalım görüşürüz"dedim ve kapatmıştı.Vay canina günlük ciddi ciddi onunla çıkmış oluyordum.Değil mi?Neyse biz konumuza dönelim.Ama bir sorun vardı.Ben kızlarla nasıl konuşacağımı bilmiyordum ki.Birinden yardım almalıydım.O anda aklıma başka bir isim gelmemişti.Tabi ki Fırtına.Aslinda Ecem'den de yardım alabilirdim ama o evde yoktu.İkiziyle yalnız takılmak istemişti . Fırtına'nın odasına çıktığımda onun gülümseyerek telefonuna baktığını gördüm.Benimki de gıcıklık değil mi yavaş adımlarla yanına gittim ve"Neye bakarak gülümsüyorsun sen öyle?"diye fısıldadım kulağına.İrkildiği belliydi."Sen ne yaptığını sanıyorsun?"diye sordu bağırarak.O anki refleksle de telefonunu saklamıştı."Öf senin atarını çekemem şimdi yardımına ihtiyacım var"dedim.İki kaşını havaya kaldırmıştı.Tek kaşını kaldıramadığı o kadar belli oluyordu ki..."Neden bana işin düştü zaten dün de çok garip davrandın."Yani bu insanoğluna iyilik yaramıyor günlük.Bende insanım herhalde.Benim de bir kalbim var.Bu dediklerine sinirlenmemeye çalışmıştım çünkü ona ihtiyacım vardı."Bak Fırtına arkadaşım ben bir kızla bulusacağım onunla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.Karşısında rezil olmak istemiyorum.O yüzden bana biraz tüyo vermen lazım Anlaşıldı mı?"Biraz düşündü."Pekala dünün hatırına sana yardım edeceğim."dedi.Sevinçten birden kendimi ona sarılırken bulmuştum."Teşekkür ederim cidden çok teşekkür ederim"demiştim.Ondan sonra ne yaptığımın farkına varmıştım."Neyse öncelikle Cafe'ye bulusacağın kızdan önce varman gerekiyor ve kız geldiğinde kibarca selam diyeceksin öyle arkadaşlarıyla kankalarınla buluşuyor gibi değil.Sonra sandalyesini o oturmadan çekeceksin ve centilmen bir erkek gibi sandalyesini masaya yakınlaştıracaksın.Sonra o seni tanımak isteyecektir.Ona hobilerini,sevdiğin şeyleri dürüstlükle anlatacaksın.Ama sen de ona sor yoksa kız onunla sadece onu beğendiğin için çıktığını hayatını umursamadığını algılar."O kadar çok konuşmuştu ki nefes almayı unutmuştu.Derin bir nefes aldı."Daha sonra garsonu asla kaba bir şekilde çağırmayacaksın rica edeceksin.Boş boş oturmayin karsindakiyle diyalog kurmaya çalış.Sakın maç veya spor konusu açma ama kendinin ilgilendiği bir konu varsa o konuyu öv başarısı varsa nezaket kuralları içerisinde onu tebrik et ve kıza bakan olursa o bakanı tabii ki erkek bakışlarinla tehtid et ileri giderse fiziksel de olabilir.Sonra onun elinden tut,kaldır ve benimle çıkar mısın diye sor tabiki damdan düşer gibi değil kabul ederse ona sarıl ve o izin verirse onu öpebilirsin de."O bunları söylerken ben bir yandan not alıyordum.Yazarken hepsini tek tek düşünmüştüm ama öpebilirsin dediği kısımda yüzümü bir gülümseme bulmuştu ."Hepsini yazdın mı?"diye sorduğunda hala öpme kısmını düşünüyordum."Hey bu kadar hayal alemi yeter git odana çalış dediklerimi buluşma saat kaçta?"
"Saat 2'den sonra"Gözlerini kocaman açmıştı.
"Eyvah saat zaten 1:35 seni hemen hazirlamaliyiz git duş al ben de sana kıyafet hazırlayayım"dedi ve bende hemen kısa bir duş aldım.O ise kıyafetlerini yatağa koyuyordu.Geldiğimi hissetmişti sanırım."Ben çıkayım sende hazirlan sonra saçlarını kurutalım parfümünü de ben seçeceğim"dedi tam odadan çıkacağı sırada bir şey söyledim"Yardimlarin için saol sen gerçek bir dostsun"dedim ve 1-2 saniye daha durduktan sonra kapıdan çıkmıştı.Gerçeği söylemeliyim ki 'gerçek bir dostsun'derken içimde garip ürpertiler olmuştu belki onunla dost olma fikri ilginçti.Biliyor musun dostum Fırtına'dan o kadar da nefret etmiyorum.Yani görüldüğü kadar resmi değil.Tanışıldığında,yardım istediğinde her derdine deva bulabiliyor.Ama kendi derdine deva bulamıyor.Ne kadar ilginç değil mi?Biz insanlar böyleyiz işte herkesin problemlerine çözüm bulabiliriz ama konu bize gelince aklımız çalışmıyor donup kalıyoruz bazen geceleri uyuyamıyoruz düşünmekten. Neyse dostum hazırlandıktan sonra Papatya Cafe'de beklemeye başladım.Bir süre sonra Eylem geldi.Yine her zamanki havalı yürüyüşleri ile yanıma yaklasiyordu.Bir anlığına bunun yalnızca bir rüya olduğunu düşünüyordum.Ama Eylem'in yanağıma öpücük kondurmasıyla bunun bir rüya olmadığını anlamıştım. Çünkü öptüğü yerden alevler çıkıyordu."Merhaba Eylem dur sandalyeni çekeyim" dedim. O ise bana garip garip bakıyordu.Sanirim hoşuna gitmişti.Aklima Fırtına'nın dedikleri geldi.'Ona hobilerini dürüstlükle anlatacaksın'"Eylem neler yapmaktan hoşlanırsın?"
"Tenis oynamayı severim,Futboldan hiç hoşlanmam konusunu bile açma bence"'Sakın maç konusu açma ' Sonra garson yanımıza gelmişti."Ne alırdınız?"
"Ben fındıklı sade kahve alayım"dedi Eylem.
"Ben de Capuccino alayım"dedim. Sonra da garson gitmişti. Gayet kibardım değil mi Günlük?"Senin hobilerin neler Özgür?"Vay canina adımı onun ağzından duymak dünyadaki herseyden güzel hissettirmisti dostum."Tenisle ben de ilgilenirim stres atmak için iyi geliyor.Sonra arada sırada basketbol" dedikten sonra garson siparişlerimizi getirmişti.Ben de "Teşekkürler"dedim garsona gülümseyerek.Garson da kafasını yavaşça eğerek gülümsememe karşılık vermişti ve gitmişti Eylem ve ben aynı anda kahvemizden bir yudum almıştık .Bu benim hafif tebessüm etmemi sağlamıştı."Özgür barlarda takılmayı sever misin benim işlettiğim bir bar var istersen oraya gidebiliriz?"dedi Eylem hafif bir sırıtışla."Hayır ben daha çok sessizliği tercih ederim gürültü beni boğuyor ve delirtiyor."dedim tedirgince.Biraz terlemiştim de.Eylem"O zaman seni arkadaşlarımla tanıştırmayi çok isterim."dedi yumuşacık bir tonda.Bu yumuşacık tonu içimde birşeyler süzülüyormuş hissi yaratmıştı ve cok güzel bir histi dostum.Senin de böyle anıların yaşadıkların olur mu acaba?Cidden aşk guzel olduğu kadar tehlikelidir de.Birine açılmak o kadar zor ki.'Hayır'dediğini düşün aşkının,o zaman paramparça olursun kalbinin kırılma sesi her tarafı sarar adeta.Bu senin için bir tehlikedir.Belki başka şeyler beklemiş olabilirsin ama bu herkes için geçilmesi,aşılması korkutucu bir tehlikedir.Eylem'in bana bakan yeşil gözlerini boş yakalayınca kendime geldim."Şey Eylem benim sana bir şey söylemem gerekiyor."Tek kaşını kaldırdı.Sonra elinden tutup ayağa kaldırdım. Şaşkın görünüyordu."Seni ilk gördüğümden beri duygularımı çok değiştirdin.Hic hissetmedigim bir duyguyu yaşattın bana 'mutluluk'Senden delicesine hoşlanan adamla çıkar mısın? "Göz bebekleri büyümüştü, görünüyordu.Bunlari söylerken kalbim yerinden çıkacak bunları kaldiramayip intihar edeceğini zannetmiştim.Neyse ki beni hayal kırıklığına ugratmamisti."B-ben bunlara alışkınım aslında " Biraz düşündü sonra da gülümsedi."Neden olmasın belki deneyebiliriz"dedi.Dediklerini yavaş yavaş sindirmeye çalışıyordum.Bu cümle kafamda bir tur daha döndükten sonra yüzüme gerçekliği her şekilde belli olan bir gülümseme yayılmıştı.Sonrasinda ise kendimi onun dudaklarına bulmuştum.Onu öpmüştüm.ONU ÖPMÜŞTÜM.Dudaklari o kadar sıcak o kadar yumusakti ki...Ama onun isteğiyle öpmemiştim onu.Bu yüzden ayırmıştım dudaklarımı ruhumu delen dudaklarından."Eylem ben çok-"Cümlenin devamı gelmemişti çünkü bu sefer o beni kendine çekmişti.Ayrıldığımızda ise telefonun yüksek sesi içimdeki duygularımı bastırmıştı.Çünkü bu an bitsin istemiyordum.Ömrüm boyunca böylece onu öper onu izleyebilirdim.Eylem telefonla konuştuktan sonra'Çok acil bir işi olduğunu'söyleyip çıkıp bitmişti.Bu sefer dikkatimi dağıtan iki şey olmuştu.Hesabı isteyen garson ve ısrarla çalan telefonum.Hesabi ödeme kısmı geçince telefonda arayanın Cenk olduğunu gördüm.Ve numarasını tuşladım.
"Ne var Cenk?"
"Saatlerdir nerdesin haber vermeden gittin yani normalde de yaparsın ama içimde garip hisler var."
"Gerçekten muhteşem bir gündü gelince anlatırım sana"dedim ve kapattım.Cenk gerçekten kadın olmalıydı.Meraklıydı.Herkesin ne yaptığını hemen öğrenmek isterdi.Bazen kızların odasına çıkar dedikodu yapardı onlarla birlikte.Eve vardığımda elim hala bugünün etkisinde titriyordu.Bu günü Cenk'e anlatarak bir daha düşlemek beni daha da heyecanlandırırdı.Kapiyi açabildiğimde Cenk'in koltukta sabırsız bir şekilde beklediğini gördüm.Her zamanki gibi.
"Oha geldin sonunda herşeyi öğrenmek istiyorum"
"Hoşbulduk Cenk bu arada iyiyim sorduğun için saol " Kaşlarını çatarak bana bakıyordu.Ow yanlış düğmeye bastım galiba.
"Tamam tamam anlatacağım"dedim ve bugünü anlattım. Şaşkın şaşkın beni dinliyordu ve birçok soru soruyordu.Fırtınalı bölümü anlattığımda Fırtına'nın yanına gidip sarılıp öpmüştü onu.Bugün de böyleydi günlük.Ecem'e de aynı şeyleri anlattığım için fazlasıyla yorulmuştum.Ama Fırtına gelmek istememişti bu belliydi zaten keyifsizdi.Yine üvey ailesi mi acaba?O kızın dertleri de bitmiyor ki.Ben neden onu bu kadar düşünüyorum?Benim sadece Eylem'i düşünmeye ihtiyacım var.Her neyse şu anda ise aynı şeyleri sana da anlattım.Anlamışsındır artık nasıl yorulduğumu.Bu arada sürekli dostum demem seni gerçekten kendime fazlasıyla yakın hissetmem.Neyse DOSTUM belki yarın belki başka birgün yine sana yazarım içimi dökerim.Zaten bu konuda sana minnettarım.İyi geceler günlük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNLÜK
Teen FictionBir kızın saf ve sevimli görünen hayatı..İçinde fırtınalar kopan Fırtına'yla,umursamaz Özgür'ün günlükleri.Birbirlerine zıt kişilikli ama aynı kaderi paylaşan yalnızlığa mahkum tamamlayıcılar.