Gitme mi demişti o bana? Tip tip Gece'ye bakarak yerime oturdum. Neden oturdum bilmiyorum ama yanlış geliyordu bu bana. Kalamazdım. Herkes peşinden gitmişti. Gitmesem olmazdı.
" Çekilir misin?" Gece sinirle ayağa kalkarak yol verdi bana. Hızlıca sınıftan çıkıp Cenk'i görme umuduyla etrafıma bakınıyordum. Revire girdiğimde sedyeye oturmuş öylece akan kanı izliyordu. Diğerlerini sınıfa yollayarak yanına gittim.
" Elin...elin nasıl?"
" Çok mu umurunda? Elimi de sikeyim. O çocuklarla oturmanı da sikeyim. Benden soğuduğun için kendimi de sikeyim. Ulan her şeyin amına koyayım."
" Doktor nerede?"
" Doktoru da sikeyim."
" Elin çok kanıyor bekle." Hemen saçımdaki bandanayı çıkarıp elini tutmaya çalıştım ama izin vermedi.
" Dokunma!"
" Ver lan şu elini." Elini avuçlarımın içine alıp cam var mı diye baktım. Görünürler de bir şey yoktu ama doktora görünmesi lazımdı. Çok kesilmişti. Kanı durdurmak için bandanayı eline sardım.
" Yürü doktora gidelim. Bu salak yerden hayır geleceği yok sana."
" Benimle aynı anda yürümek istemezsin sen. Hiç gerek yok buna."
" Lütfen hadi gidelim."
" O siktiğimin çocuğuyla aranda ne var?"
" Hiç..hiçbir şey yok."
" Neden kekeliyorsun. Yüzüme baksana!"
" Elin...elin çok kanıyor lütfen gidelim. "
" Ağlamanı keser misin artık." Cenk diyene kadar ağladığımın farkında bile değildim. Hemen kendimi toparlayıp yüzüne baktım.
" Bir daha bu kadar sakin söylemeyeceğim. Ya kalkar gideriz ya da kafanı ısırırım."
" İşte benim kızım." Kolundan çekiştirerek arabama götürdüm. Bizimkiler müdüre haber verirdi. Gazı kökleyip iki sokak ötede ki hastaneye sürdüm. Hastanenin acil bölümüne gelip arabayı durdurdum.
" İnsene davetiye mi bekliyorsun?" Bu sözümle hemen arabadan inen Cenk'e şaşkınlıkla baktım. Normalde bana sövmesi gerekirdi. Çok ters davranmıştım. Cenk arabadan inip sendeleyince hemen yanına giderek kolundan tuttum.
İçeri girer girmez Cenk'i bir odaya aldılar. Kayra durur mu? Tabii ki durmadım, hemen ben de girdim. Ne kadar dışarı çıkarmaya çalışsalar da 'siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?' triplerine girip odadan çıkmadım.
" Önemli bir şey mi?"
" Sen benim için endişeleniyor musun?" Cenk'e gözlerimi devirdikten sonra doktora döndüm.
" Önemli bir şey değil. Birkaç cam parçası vardı onu çıkarttık. Dikiş atacağız."
" Dikiş...dikiş mi? Hani önemli değildi be?"
" Sevgiliniz çok endişelendi anlaşılan." Deyip Cenk'e döndü doktor.
" Biz sevgili...." Cenk'in sözünü kestim.
" Sevgilim için tabii ki endişeleneceğim." Ne dedim ben? Cenk ışıltılı gözlerle bana bakıyordu. Gülümseyerek yanına giderek yaralı olmayan elini tuttum. Yaralı olan elini tutacak değildim ya. Saçmalamaya başlamıştım.
" 5 dikiş attık elini saracağız. Her gün düzenli olarak pansuman yapılmalı."
" Teşekkürler." Cenk sedyeden kalkarak bana sarıldı. Ben de ona sarıldım. Hak etmiyordu bunları. Kendim için karşımdakini kırmıştım. Cenk'ten ayrılarak biraz uzaklaştım. Sanki arkamda birini işaret ediyormuşçasına parmaklarımla arkamı gösterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Çocukları
ChickLitKuzey'den esen rüzgar kadar sert,asi ve soğuk olan gençlerin hikayesi. Bize katılmaya ne dersiniz?