Yine sıradan bir gündü. Saat 07:30 civarı kapı çaldı. Gözlerimi ovüştürarak yatakta doğruldum. Terliklerimi yatağın altından çektirip giydim ayaklarim biraz üşümüştü. O sırada tekrar kapı çaldı. Aşağı indim ve kapıyı açtım. Aylardır uğramayan postacı elime bir zarf uzattı teşekkür ettim ve kapıyı kapattım. Zarfı masanın kenarına koydum ve dolaptan kahvaltılık birşeyler çıkardım. Çayı koydum ve gözüm zarfa takıldı sandalyeye oturup zarfı açtım. İçinde bir not ve bir miktar para vardı yaklaşık bir yıldır görüşmediğim babamdan geldiğini tahmin ediyordum. Parayı kenara koyup notu açtım.
Notta şöyle yazıyordu ;
Sevgili Kızım
yıllardır seni görmüyorum. Biliyorum ki annenin bizi terk etmesinden beni suçluyorsun ama ben seni çok seviyorum ve seni bir saniyede olsa görmek istiyorum bu yüzden haftaya İstanbula geliyorum. Sana gönderdiğim parayla bir süre idare adebilirsin diye düşündüm.
Seni Seven Baban...Aslında bakarsanız babamın yazdığı satırlar beni şaşırtmıştı. Daha önce hic bu kadar duygusal değildi. Babam küçük bir aile şirketini yönetiyordu maddi durumu iyiydi ama annem bizi terk ettiğinden beri izmire gitmiyorum o yüzden babam hakkında pek yorum yapamayacağım ama ben kendimi bildim bileli acımasız ve insanlara saygısı olmayan biriydi.
Mektubu kenara koydum gönderdiği parayida eski gönderdiği paraların yanına kaldırdım zaten gönderdiği paraları harcamazdım. Küçük bir markette çalışıyorum ve maaşım gayet iyi ev zaten benim o yüzden sıkıntıda değildim.
Parayı koyduktan sonra çayı ocaktan aldım. Kahvaltımı ettim. Yukarı çıkıp üzerime İspanyol paça bir kot ve düz bir gömlek geçirdim. Cantamıda alıp çıktım. Oturduğum yer oldukça büyük bir siteydi açıkçası siteden çıkana kadar zaten yoruluyordum. Neyseki siteden çıkıp bir taksiye bindim. Okula vardığımda ilk gün olduğu için oldukça kalabalıktı kendimi içeri zor atmıştım ama neyseki kayıtla bir alakam yoktu çünkü üniversite ikinci sınıftayım okulun özel bir kolej fakat burslu okuyorum.