İşte geldim,
Anlamsız insanları anlamlı kılan,
Koca şehir,
Sana geldim. ..
Ey İstanbul,
Ey mecalsiz şehir.
Bu şehrin nadide göz bebeği,
Ey ulu Ayasofyam...
Karşındayım,
Sana da selam olsun...
İçimde bir ürperti,
Kulaklarımda acı bir sızı var.
Sanki bana yalvaran;
Ayasofya'nın tarih kokan;
Devasa duvarlarından haykıran,
Kuş sesleri geliyor.
Ruhuma işliyor bu zavallı ötüşler...
Bakıyorum önüme,
Sevda dolu kaldırımlarda;
Anlamsız anlamsız bakışan insanlar garip,
Lâkin;
Hissizce geçip giden rüzgârın ardında tüten;
Ayasofyam daha bir garip...
Sevda dolu şiirler kırlangıç gibi,
Satırlar desen;
Yıkılıyorlar başımdan aşağı, durmadan;
Öylece,
Hissiz bir ruh gibi,
Delice..
Fakat Ayasofyam tam önümde;
İnce bir yalvarışta...
İnsan baktı mı sevgilisine;
Güler, mutlu olur delicesine...
Fakat sen ağlatıyorsun beni;
Eğiyorsun boynumu,
Yetim bakışlım;
Ayasofyam...
Sana bakınca dağlanıyor;
Ruhumun en hissiz kaldırımları...
Sen bana sevdalı,
Ben sana vurgunum.
Zeytin tanesinden bile ufak;
Korku dolu gözlerle;
Bakışıyoruz öylece..
Ama sen;
Umut veriyorsun çilekeş sevdalım..
Kır zincirleri kavuşalım;
Bende ne hâl,
Ne de mecâl kaldı,
İslâm'ın yetim köşkü Ayasofyam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Adamdım !
PoetryBu adeta kan dökülen satırları yitik sevdalı okurlarıma armağan ediyorum. Yitik Sevda. Kanadı kırık bir kuş gibi kalakaldım öylece. Sensizlik nöbetlerinde yanımda hiç kimse yoktu, ama şimdi... Kısa Kısa yazılarımdan oluşmaktadır...