Aynı Dünyanın Farklı Güneşleri

28 6 0
                                    

Aynı yamaçtan dökülen, Dicle ile Fırat gibiydik..
Aynı zamanda başladık bu efkarlı hayatın acı dolu süzülüşlerine.
Bu orman, bu ağaç, bu gökyüzü biz beraberken böyle değildi.
Mutluluk kokusu fısıldardık bu parça bulutlu havanın altında bekleyen çimen sahasına...
Gökyüzünde açılan portakal lalesinin sıcaklığı ikimizide mutlu birer varlık etmeye yeterdi.
O kadar mutluyduk ki; gökyüzünde bir parça güneş olmasa da biz sıcacıktık, insanlar gelirdi sürü sürü bol bol resim çekinirdi, kimisi içini bize döker çayından bir yudum daha çekerdi...
Sonra bir şeyler oldu bize, ayrı limanlara dökülen gemilerin yolcuları misali döküldük ölüm çukurlarına.
Ve en hakikatte biz bir daha BİZ olamadık.
Anlayamadım ne oldu bize, acı çay mı içirdiler şerbet diye; bülbül ötüşlüm.. Sen ''ben''liğini kaybettin ben ise hiç ben olamadım.
Şimşekler çaktı, güneş doğmadı o gün.İkimizde oluverdik asi bir körpe çocuk.
Bir felaket lambası çaktı gökyüzünde yüreklerimize indi şimşek alevleri... Hüzünlü gökyüzü döktü o gece içini, adeta bir çağlayan gibi döküldü kanayan yaralarımıza.
Sonra sen yoluna ben ise acı mavimsi bir ölüme.
Bazen aklıma gelir senli hatıralarım inadına bir daha ağlarım, çayımdan bir daha yudumlarım boğazımın, göğsümün, yüreğimin koru bir daha alevlenir.
Biz bu hallere düşecek kadar az mı sevdik ha?
Onca yaşadığımız?
Onca verdiğimiz umutlar?
Sokak başlarında hep senin siluetini görür oldum kaç gecedir.
Perdeyi aralayıp ta bir kez olsun seni seviyorum, gel hayallerimizi öksüz bırakmayalım diyemediğime yanarım.
Boynu bükük bir çınar gibi kaldım, öylece bekliyorum ne adım belli ne de sanım.
Dilini yutmuş bir sokak çocuğu gibi kalakaldım.
Hala sende hayallerimizi yaşatır mısın?
Yoksa hiç hatırsız, vurdumduymazca bakar mısın sevda yüklü kervanım_? Senin hayallerin hep beni yıktı, bitiremedim, ağlayamadım. Haykıramadım seni gecenin en ıssız sokak başlarına.
Seslenemedim yanımdan geçen bir sarhoşa bile ''Onu gördün mü?'' diye... Acın bir alev gibi yaktı içimi,yanardağı bilirsin değil mi, işte aynen öyle fokurduyor kalbimin tüm ıssız yamaçları.
Ölümü bilmezdim, sayende onu da öğrendim, ölmeden ölmenin ne kadar vahim olduğunu.

İyi Adamdım !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin