Elinde bavuluyla hastahanenin önüne geldiğinde bir iki saniye içeri girip girmemekte tereddüt etti Alaz.Doğru bir karar verdiğinden tam olarak emin olamıyordu.Bunun bir nedeni de her iki tarafının da doğru karar verdiğini savunmasıydı.Şimdi onun yerinde başka biri olsa bunun iyi bir şey olduğunu düşünebilirdi ancak Alaz hiç de öyle düşünmüyordu.Ona göre her zaman bir tarafı haklı bir tarafı haksızken ikisinin de aynı görüşü savunması ikiye ayrılan bir yolda tek başına kaldığını düşünmesine neden oluyordu.
Birinin ona çarpmasıyla bir iki adım sendeledi.İçeriye koşarak giren doktoru gördüğünde çarpan kişinin o olduğunu anlamıştı.
Dudaklarını öne doğru uzatıp bir iki saniye düşündükten sonra ayaklarını hareket ettirip hastahaneye girdi.Danışmaya başhekimi sormayı düşündü ancak adını bilmiyordu.
Dudaklarını ileri doğru uzatmış etrafı incelerken gözleri başhekimi buldu.Gözlerini sevinçle açıp koşturarak yanına gitti Alaz.
"Merhaba efendim.Ben Alaz." diye tanıttı kendini.Başhekim hemen tanımıştı onu.Elini Alaz'ın omzuna koyup güven verir bir şekilde sıktı."Elinde bavul olması kabul ettiğin anlamına geliyor öyle değil mi?" diye sordu sevecen bir sesle.
Alaz başını aşağı yukarı salladı ve aynı zamanda "Evet" diyerek onayladı başhekimi.
***
Başhekim arkadaşının akşamleyin geleceğini söylemişti.Kendisinin de ameliyata girmesi gerektiğini söyleyip Alaz'ı beklemesi için odasına yönlendirmişti.
Başhekimin odası açık pembe renkli,başhekimin masası ve sandalyesinden oluşuyordu.Bir de misafirler için iki adet sandalye.
Alaz sandalyelerden birine oturup odayı incelemeye başladı.Yaklaşık üç saat sonra başhekim Hakkı Bey içeri girdiğinde yanında bir adamla kadın vardı.
"Merhaba sen Alaz olmalısın.Ben Ayberk."
Alaz ilk başta tereddüt etse de kendisine uzatılan ele doğru uzattı elini.Tokalaşmanın ardından Ayberk Bey Alaz'a evlerini ve ailesini anlatmaya başladı.Bir yandan yürürlerken diğer yandan dikkatli bir şekilde dinliyordu Ayberk Bey'i.
'Anlattığına göre Çağrı adında yirmi bir yaşında ve on altı yaşında Buğra adında adında iki oğlu var.Kendisi on sekiz yaşında evlendiğinden henüz kırk yaşında ve eşiyle aynı yaştalar.Eşinin adı da Gülseren.'
Hızlı bir şekilde özetledi Alaz,aklında daha iyi tutabilmek için.Bu sırada hastahaneden çıkmış arabaya binmişlerdi bile.Arabanın markasından bile hayli zengin oldukları anlaşılıyordu.Gerçi Alaz için önemli değildi.Çalışıp kendi parasını kazanmayı hedefliyordu.
Yolculuk sonunda geldikleri yer üç katlı bir villaydı.Geniş bir bahçeye sahip olan bu villa eski zamanları çağrıştırıyordu.
Villaya girdiklerinde onları evin hizmetlisi Ayşe Hatun karşıladı.Ayşe Hatun neredeyse on yıldır burda çalıştığından hizmetliden çok bir abla olarak benimsenmişti.
Herkes oturma odasına geçerken Ayşe Hatun Alaz'ı odasına götürdü.Odası üçüncü kattaydı.
Odası L şeklinde tasarlanmıştı.Kapıdan girildiği an karşıdaki duvarı baştan sona kaplayan kitaplık gözüküyordu.Kitaplığın önünde 'u' şeklinde bir çalışma masası bulunuyordu.Odadan içeri girildiğinde ise yan kısımda yatağı ve yatağın yanındaki komidinlere yer verilmişti.Yatağın hemen karşısında ise raflı şık bir dolap vardı ve dolabın tam ortasında televizyon bulunuyordu.
Alaz yeni odasına bayılmıştı.Elindeki bavulu yere bırakıp açtı hemen içini.Geneli eşofman olan kıyafetlerini nereye koyacağını bilmiyordu.Etrafa göz gezdirmeye başladığında yatağın yanındaki duvarda bir kapı olduğunu fark etti.Bavulunu tekrar kapatıp oraya sürükledi hızlıca.
Kapıyı açtığında karşısına banyo çıkmıştı.Odada siyah,beyaz ve kırmızı renkler kullanılmışken banyoda geneli kırmızı olmak üzere kırmızı,siyah renklere yer verilmişti.
Alaz banyoyu incelemeye devam ederken bir kapı daha olduğunu gördü.
Bu kapıyı açtığında giyinme odası olduğunu gördüğünde hızlıca kıyafetlerini yerleştirdi.Daha sonra siyah bir pantolonla beyaz bir penye alıp banyoya geçti.
Kısa bir duşun ardından üstünü giyinip aşağı inmek için harekete geçti.Geri kalan aile bireyleriyle tanışacaktı.
Nihayet aşağı indiğinde bütün aileyi bir arada sohbet ederken buldu.Hepsi kahkalar eşliğinde konuşurken Alaz içeri girip bu anı bozmak istemedi.
Kenardan onları izlemeye başladığında onu ilk fark eden Çağrı olmuştu.Gözlerini Alaz'ın gözlerine dikip av görmüş avcı misali bakmaya başladığında Alaz bir an irkildi.
Ayberk Bey oğlunun Alaz'a bakışlarını fark ettiğinde ortamı yatıştırmak amaçlı ayağa kalktı.Alaz'ı içeri doğru çekiştirip yüzünü oğullarına döndü.
"Alaz bundan sonra bizimle yaşayacak.Onu öz kardeşiniz olarak görmenizi istiyorum."
Çağrı babasının sözleriyle hırsla ayağa kalkıp odadan çıktı.Buğra ilk başta ne yapacağını şaşırsa da o da abisi gibi hızlı adımlarla odayı terk ettiğinde Ayberk Bey Alaz'ın omzunu sıktı.
"Yakında sana alışırlar merak etme.Sen de odanda dinlen istersen,yorgun görünüyorsun."
Alaz başını yavaşça aşağı yukarı sallayıp odadan çıktı.Gerçekten çok yorgundu ve bir an önce uyumak istiyordu.
Odasına girdiğinde yatağına uzandı.Bugün yeni evinde ilk günüydü.Yüzünde oluşan tebessümle gözlerini kapatıp kendini uykuya bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlatlık
ChickLitYeşilçam filmlerini andıran klişe bir hikayedir. Okumak istediğiniz "Evlat edindikten sonra üvey kardeşiyle aşk yaşadı" konulu bir hikayeyse başka hikayelere bakmanızı öneririm. (Çok ağır ilerlemektedir.)