Merhaba ben Eylül, 17 yaşındayım. Babam ben 6 yaşındayken bizi bırakıp gitti. Annem geçen yaz Ufuk abi ile evlendi. Ufuk abininde 22 yaşında bi oğlu var. Bugün Ufuk abi Amerika'daki yeğeninin yaz tatili için bizde kalıcağını söyledi. Rüzgar'dan aldığım bilgilere göre (Ufuk abinin oğlu) üvey kuzenim 24 yaşında ki koraymış. Amerika'da okuyomuş ve tatil bitene kadar bizde kalıcakmış. Neyse işte olaylar böyle. Şimdi uyusam fena olmaz.
Ve annem yine tepemde beni uyandırmak için carlıyo. "Ya anne tamam." Diye mırıldandım.
"Kızım bak kahvaltı hazır hepimiz seni bekliyoruz uyan artık."
"Of annee." diyip sürüne sürüne yataktan kalktım.
Elimi yüzümü yıkayıp üstümü bile değişmeden pembiş geceliğim ayıcıklı terliklerimle aşağı indim. Bir de ne göriyim. Benim bu kuzen insan değil resmen. Hayır yani sen insansan bizim okuldaki erkekler ne oluyo. Taş desem çocuğa hakkını yemiş olurum o derece. Tabi rezilde oldum böyle gecelikle falan. Bak bak bide gülüyo.
"Eylülcüm hiç gelmeseydin kızım." Dedi annem tabi ben üvey kuzenin kaslarına dalmıştım.
"Eylül oturcan mı artık." Diyince rüzgar ayakta mal mal dikildiğimi fark ettim.
Masaya oturunca yakışıklılıkta dünya birincisi olan kuzen konuşmaya başladı. "Eylül sen 18 miydin?" Diye sordu. "Henüz 17" diye cevap verdim. "Üstündekilerle 14 sanmıştım" diyince üzerimdeki pembe üstünde küçük küçük ayıcık desenlerinin olduğu geceliğime baktım. "Ne kadar da açık sözlü bi üvey kuzen." Dedim kendi kendime konuşurmuş gibi. Sahte bi gülümseme atınca aynı şekilde karşılık verdim.
Kahvaltı bittikten sonra odama çıkıp üstümü değiştim ve odadan çıktım. aşağı inicektim ki Koray kolumdan tutup beni çekti. Kulağıma doğru eğilerek "şimdi bişeye benzemişsin." Diyip pis pis sırıtmaya başladı. "Pislik" diyip kaslarına bi tane geçirdim. Benim elim acıdı valla. Aşağı indi bende peşinden indim. Annemle Ufuk abi işe gitmişti. Bizde üvey abim üvey kuzenim ve ben televizyon izliyoduk.
"Rüzgar ya edayı da mı çağarsak?" Diye sordum.
"Olur. Ara gelsin." Diyince rüzgar aramaya üşenip 'bize gel hemen' diye mesaj attım.
"Eda kim? Güzel mi?" Diye sordu Koray. Piçe bak hemen güzel mi.
"Oda benim üvey kuzen" dedi rüzgar.
Eda 15 dakikaya gelmişti. İçeri geçince eda tabi hemen Koray'ı kesmeye başladı.
"Bu kim kız?" diye fısıldadı.
"Rüzgarın kuzeni." dedim bende fısıltıyla.
"Yakışıklılık bunlarda genetik galiba."
"Bence bu serinin en iyisi."
"Şşt ne diyosun sen insan üvey kuzenine yavşar mı?"
"Ya üf sana uydum bende ne diyorum. Ayrıca insan kuzeninin kuzenine yavşar mı?" Koray bizi fark edince kapının önünde fısıldaşmayı bırakıp koltuğa oturduk. Bunlar tanıştı falan.
"Eee Koray var mı sevgilin falan?" Diye sordu eda.
"Olmaz mıı. Yengeniz taş taş." Diye cevap verdi Koray. O taşlar senin götüne girsin pis herif. Eda da bozuldu tabi. Oh olsun öyle yavşarsan böyle olur. Öyle göte böyle pipi.
"Sende var mı birileri ufaklık." Diye sordu bana bakarak Koray. İçimden 'sananee' demek gelsede sakince "yok" dedim.
"Şaşırmadım." diyince benim sinirler fırladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaslı Bela
Teen Fiction"Off Koray ne tür bi belasın sen?" "Tatlı bela." Diyip sırıttı. "Yanlış" dedim ve "kaslı bela." Diye düzelttim.