"Prensim turşu yer miydiniz ?" alayla sorduğum soruya karşılık babam öksürürken ben gözlerimi Prens bozuntusuna dikmiştim. " Ah hayır . Kullanmıyorum. " dedi ve ardından bakışlarını tabağından çekip suratıma alaylı bir gülümsemeyle baktı. "Çekilebilirsin" diye devam ettiğinde gözlerim kocam açıldı.
Ne ?
Babam gülmeye başladığında "Çok komik" diye bağırdım. "Carter!" babam uyardığında derin nefes alıp turşu tabağını kendime çektim. "Hem iyi oldu yemediğin. Bana kaldı. Oh" dediğimde kirpiklerinin altından bana baktı ve ardından kafasını iki yana sallayıp bıçağı ile önündeki eti parçalamaya devam etti.
Hayır anlamıyorum. Alt tarafı et. O kadar parçaladı ki gören kuşa yedirecek sanar. "Dylan seni Caret'in kuzeni olarak tanıtacağız. " babam konuştuğunda Dylan kafasını kaldırıp " Sizinle akraba olmak kulağa hoş geliyor ama ismimin Carter'in kuzeni olarak anılmasına katlanamam . Bu bir hakaret kadar ağır" dediğinde kaşlarım çatılmıştı.
Ne kadar gıcık bir Prens !
"Anlaştık. O zaman senin kaçak bir Prens olduğunu söyleyelim ve sonra senin peşindeki adamlar seni bulsun . Ah ne mükemmel değil mi ?" en gıcık ses tonumu kullanmıştım. Bunu seviyorum.
"Evet ismimin yanında senin ismini görmekten daha iyi" dediğinde çatalımı ona atmak için hazırlanmıştım ki babam elimi tutup "Öyleyse benim bir arkadaşımın oğlusun" dedi Dylan'a bakarak.
"Teşekkürler" dediğinde gözlerimi devirdim .
tişikkir idirim !
ivit ismimin yinindi sini- GICIK !
" Ben doydum" sandalyemi sesli bir şekilde geriye itip ayağa kalktıktan sonra tabağımı kaşık çatalımı ve bardağımı alıp makineye dizdim. "Odamda uyuyacağım" odam kelimesini bastırarak konuştuğumda arkasında olsam da o prens bozuntusunun güldüğünü biliyordum.
pis herif !
"Pekala bebeğim. Ama yarın okul var biliyorsun. Ödevleri unutma" dediğinde "Tamam baba" diye bağırdım odama gitmek için ona arkamı dönmemin hemen ardından.
Kendimi yatağa atıp gözlerimi kapattım.
Tanrım yatağımdan gelen bu koku da ne ?!?
Yastığı alıp burnuma bastırmamla kapının açıldı.
"Uh pekala Bana bu kadar erken kapılacağını düşünmemiştim" dediğinde gözlerimi devirdim. "Ne saçmalıyorsun ?" diye sorduğumda parmağıyla yastığı gösterdi. "Yastık diyorum. Neredeyse burnundan sokup kulağından çıkaracaktın" dediğinde yüzümü buruşturdum. "Ne alakası var be " diye çıkıştığımda "Kokumu bu kadar sevdiysen bu gece göğsümde yatmana izin veririm" deyip göz kırptığında gözlerim büyüdü.
Pekala sakinim!
"Dylan. Siktir git. Yatak garip kokuyordu ve sebebini merak etmi-" cümlemi bitirmeden kafasını alayla sallamaya başladı. "Evet. Tabi."
Derin bir nefes alıp yataktan kalktım .
"Ne yapalım biliyor musun ?" dedim sinirimi dışarıya vurmamak için büyük çaba harcayarak. "Sen yatakta yat ben de gölün yanındaki kulubede. "
Bir şey demesini beklemeden odadan çıktım .
Göğsünde yatmama izin verirmiş.
Ay çokta ihtiyacım var sanki.
Hayır yani sonuçta bir Theo Lozigom değilsin .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prens Koruma Programı
Fanfiction" Baba 3 yıl önce bir prenses getirdin. Şimdide bir Prens mi getiriyorsun ? Hani senin gizli işin Prenses koruma programıydı ?" " Ülkede tehlike altında olan Prensleri öğrenene kadar öyleydi Carter "