Bilinmeyen Gerçekler

28 4 1
                                    

Kafamdaki düşünceler beni o kadar zorluyordu ki. Sanki tüm vücudumdaki kan beynime hücum etmişti. Acaba ne yapmalıydım? Gerçeklerle ya da gerçek olduğunu sandığım şeylerle yüzleşmeli miydim?
"Peki, tamam. Bob, bak biraz önce yaptığın şey hakkında en ufak bir fikrim yok. Ama galiba anlatmak istediğiniz bir şeyler olduğuna eminim."
"O zaman oturun bakalım şuraya."
Koltukları göstermişti. Ama burası yıllardır temizlenmemişti herhalde ve belki bu koltuğa benzeyen şeyler bir asırlıktı. Koltukları geçtim duvar bile sanki yıkılacak gibi eskiydi. Ayağımın yanında duran köpek pisliğini saymıyorum bile. "Umarım burada fazla kalmam gerekmez" diye içimden  söyleniyordum sürekli.
"Evet Bob, dinliyoruz. "
"Aslında Adam bunları biliyordu. Ama söyleyemezdi. Baş konsolosluk buna kesinlikle izin vermezdi." diye Adam'a acıyarak baktı.
"Tamam bu umurumda değil. Esas hikayeyi dinlemek istiyorum"
Bob derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı."Baban anneni terk ettiğinde, çok küçüktünüz. Anneni severdim evlat. Sizleri de öyle. Sen daha dünyada yokken, annen babanın terk etmesiyle çok sarsıldı ve tehlikeli işlere bulaştı, çok tehlikeli hem de... Daha sonra benimle karşılaştı. İşinde yardım etmemi istedi. Benim de paraya ihtiyacım vardı. Beraber Bigward'da yani büyücü hapishanesinde bir suçlunun işlerini yapıyorduk. Dışarıdaki adamları bize ücretlerimizi ödüyordu. Bunu yapıyorduk, suçlunun tehlikeli Blacky Vannes olduğunu bile bile... Birkaç ay böyle devam etti. Görevlerini tam istediği gibi yapıyorduk. Ama bir gün öyle zor bir görev vermişti ki bunu ben yapamayacağımı söyledim. Ama annen bu riski aldı ve görevi başaracağını söyledi. Ben bunu şiddetle reddettim"    Bu tehlikeli görevin ne olduğunu merak etmiştim. Sordum ona.
"Görev mi? Ben... Şey...Bunu size söylerim ama bundan kimseye bahsetmeyeceğinize söz verin."          
Söz verdik ikimiz de. Devam etti.
"Görevi Büyü Konsey başkanını öldürmekti."
"Bunu gerçekten yaptı mı?" diye sordum ona.
"..."
"Herhalde ne söyleyeceğini biliyoruz."
"Bakın anneniz sizin için bunu yaptı, sizin rahat yaşayabilmeniz için için. Bu olaydan sonra onu bir daha hiç görmedim. Aldığım haberlere göre kaçmış. Konsolosluk büyük bir arama başlatmış. O da sınır dışına kaçmış. Bir gizleme büyüsü yapmış kendine ve size. O ara sen doğmuşsun. Senin bebekliğini görmeyi çok isterdim Michael. Daha sonra sizi bırakmış, gitmiş. Ben  önce inanmadım, o sizi bırakmaz ama öyleymiş. Sizi insan yetimhanesine bırakmış. Kötü bir hayata sahip olmanızı istememiş. Ama dayanamamış. Anne ne de olsa. Almış oradan sizi. Bilinenlere  göre Konsolosluk muhafızları seni almak istemiş Michael. Adam kaçmış, saklanmış ama sen daha masum bir bebekken seni almaya çalışmışlar ama annen senin için kendini feda etmiş. Adam seni almış ve götürmüş. Ama ne yaparsın. Küçük bir çocuk daha, haliyle orada öyle yalnız başınıza kalmışsınız. Daha sonra sizi Mary bulmuş, biliyorsunuz. İşte böyle."                       Artık inanmaya başladım tüm kalbimle. Annemin intikamını almak istiyordum. Belki bir hata yapmış olabilir ama o adam yüzünden olmuştu. 

                

  

  

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                      

    

Esrarengiz OyunlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin