Bölüm 1

171 9 0
                                    

Bree için hayat yıldızların tepesindeydi, onun için yıldızlar kaya parçalarından çok daha fazlasını ifade ederdi. Bu gece küçük kız için hayat dolu bir geceydi, etraftaki yıldızlar ve dolunay onu canlı tutuyor gibiydi.

Evlerinin yaklaşık yüz metre ötesindeki çimenlere uzanmışlardı abisiyle. Sky, toprağa aldırış etmeden sere serpe uzanmış ve elini başının altına yerleştirmişti. Bir papatya koparıp Bree’ye doğru uzattı. Dolunayın ışığında Bree, çiçeğin rengini zar zor seçebildi.

“Hiç düşündün mü, büyünce ne olacaksın Bree?” diyo sordu Sky alaycı bir sesle. Bu sıradan bir soruydu; ancak abisi Sky’la birlikte her şey klişe olmaktan uzaktı.

“Aslında pek düşünmedim ama… Ah, evet biliyorum, seninle evleneceğim Sky.” Dedi Bree ve ardından papatyayı alarak güldü. Bree’nin bu gülüşü gecenin sessizliğini doldurmuştu.  

Sky hatıraların derinliği altında ezildi. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi.

Şehir büyük boy pencereden fazlasıyla büyük ve ışıltılı görünüyordu. Meydanda kutlanan şenlik neşe ve coşku saçıyordu adeta, buna karşılık bir sonraki sokak ise şehrin karanlık tarafıydı. Striptiz kulüpleri ve barlar müşteri kapmak için sokakların dışına kadar taşmıştı.

İnsanın olgunlaşınca içindeki çocuğu öldürdüğünü ya da erken katil olmak zorunda kaldıklarını söylerlerdi. Sky da o katillerden biriydi.

Sky, pencereden çekildi ve gözünde büyüyen şehri izlemeyi bıraktı. Duş almak için evin en büyük odası olan yatak odasına ilerledi.

Soğuk su tenine temas ettiğinde zihni açılmıştı artık, başka konuları düşünebilirdi. Sky da Lena’yı düşündü; son zamanlarda aklından çıkmıyordu.  Güzeldi bir kızdı, seksiydi ve Sky ona aşık olduğunu hissediyordu. Onun için bu duygu yeniydi, daha önce hiçbir kızı sevmekten öteye gitmemişti. Peki Lena onu sürekli telefondan rahatsız edecek miydi? Ederse Sky onu kırmak istemiyordu, kaybetmek de istemezdi. Lena’ya aşık da olsa hayatının hiçbir döneminde insanların onu sıkmasına izin vermemişti . Ne var ki Lena çok şehvetliydi, kadının damarlarında akan kan gibi vücudunda tutku akışı vardı. Bacaklarının uzunluğu ve pürüzsüzlüğü cezbetmişti oğlanı. Aynı gülüşü ve sıcak kalbi gibi.

Sky Lena’nın arzusuyla dolup taştığı sırada cep telefonu yüksek sesle çalmaya başladı.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------"Tanrım Staz, çok komiksin." dedi kadın ve adamın geniş omuzlarına elini koydu. Sarı uzun saçları, şuh kahkahası ve kırmızı elbisesiyle eski bir Hollywood filminden fırlamış gibiydi.

Staz seksi gülüşünü ortaya çıkardı, gözlerini hafifçe kıstı ve kaşlarını yukarı kaldırdı. Kadının bundan etkilendiğini biliyordu.

Bar sanki onlar için açıktı artık. Bir kaç masa daha doluydu; ancak sadece onların gölgeleri duvarda ahenkle dans ediyordu. Loş ışık ve arkadan gelen hafif caz müziği kadının tavrını tamamlıyordu.

Kadın elinin birini sarhoşluğunda etkisiyle adamın bacağının üst kısmına yerleştirdi ve sıvazlamaya başladı.

"Mhmm, Staz, senin olmak istiyorum." dedi baştan çıkarıcı bir sesle. Ve adamı öpmek için eğildi; ancak Staz kadının çenesinden tutarak öpücüğü engelledi.

"Geceyi ağırdan almak istiyorum Carry, çünkü sana saygı duyuyorum." dedi ve kadın ona bir kez daha aşık olduğunu hissetti. Meleklere özgü bir sesi vardı adamın, onu sonsuza kadar dinlemek isterdi kadın.  Ona daha da yakınlaşmak için bar sandalyesini yakınlaştırdı ve barmene bir viski daha söyledi. Bu gece rahatlıkla sarhoş olabilirdi, Staz’a güveniyordu. Ona istemediği hiçbir şeyi yaptıramayacağına emindi; çünkü Carry onunla istediği her şeyi yapmaya zaten hazırdı. Bir içkiye ihtiyacı yoktu bunun için.

Mavi Karanlığın ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin