Hayatın bize oynadığı oyunlar vardır.Her seferinde lanet içeriz, bilmeyiz ki,biz onunla dahada güçleniriz.. ⭐BBİBY ⭐
•~•
Tarih; 09.11.2014
Bugün,tekrardan ALLAH'a binlerce defa şükrettim,kendim ve ailem için.
Türkiye'ye gelmiştik sağsalim.Bizim için,doğu bölgelerinde olan şehirlerden birinin daha iyi olacağını söylediler,göçmenler.Türkiye'yi neredeyse hiç bilmiyordum.Evet,içini bilmiyordum.Ama dışını,harfiyne kadar biliyordum.Türkiye'nin nasıl kurulduğunu,kimin kurduğunu..Bu göç bizim için iyi olmuştu.Daha mutlu olacaktık.Bu sefer ailem ile beraber,sımsıcak bir yuvaya girecektik.Umutluydum..Her şey iyi olacaktı..
•~•
Günlüğümü kapatıp çekmeceme koydum.Bugün Türkiye'deki ilk günümüzdü.Sıcak bir yuvam ve birçok dostum olmuştu.Hepsi bize kucak açıp,sarılmıştı.Mutluydum, mutluyduk..
Çekmecemi kapattıktan sonra,derin bir nefes alıp tek katlı evimizin,küçük salonuna geçtim.Annem ve babam herzaman olduğu gibi koyu bir sohbete dalmışken,kardeşim oyuncakları ile oynuyordu.
Gülümsedim..Bu bizim tablomuzdu.
Küçük,tek çatılı bir evimiz olmasına rağmen,biz bir 'aile' olabilmiştik.
Türkiye,bunu bize sağlamıştı. Tekrardan şükrettim Allah'a,bize bu güzel ülkenin,gönüllü insanlarını verdikleri için."Mihra,ne duruyorsun kızım orada? Hadi bize iki bardak çay demle." dedi babam,tüm sevecenliğiyle. Gülümsedim.Ardından mutfağa gidip küçük çaydanlığımızın altına suyu koyup,ocağın üzerine yerleştirdim.
Bir iki kez üstüne bastığımda,ocağın yanmaması kaşlarımı çatmama neden olmuştu.Tüp mü bozulmuştu ? Babam tamir ettiğini söylememiş miydi ?
Gülümseyerek arkamı döndüğümde, duyduğum cam kırılma sesiyle gülüşüm yavaşça silinmişti.Ardından duyduğum annemin acı çığlığı ve kardeşimin feryatları olmuştu.
Kalbime saplanan ağrı ile elimi sol göğsüme koyduktan sonra,hızla salona geçtim.Gözlerim şaşkınlıktan büyürken,bulanıklaşan görüntüye dengemi kaybedecek gibi olmuştum.
Hızla annemlerin oturduğu sedyeye ilerledikten sonra,babamın beyaz gömleğinin masumluğunu bozan kana baktım.Ne yapacağımı bilemiyorken,tekrardan duyulan çığlık sesi ve yankılarla,başımı tutup babama doğru eğildim.Çatışma çıkmıştı.Bu seferki, diğerlerine nazaran,büyüktü.Elim titrek hareketlerle,babamın kanlı gömleğine gittiğinde,gözlerimi babama çevirdim.Dudaklarımdan dökülen 'baba' kelimesiyle babamın kıpkırmızı olan suratından,bir damla yaşın düşmesi bir olmuştu.
Acı feryadım tüm şehri çınlatırken, küçük kardeşim kokarak babamın başından ayrılmış ve dışarıya doğru koşmuştu.Ne yapacağımı bilemezken, annem elimi tutarak yaşlı gözlerini sildi."Git !" dedi güçlü çıkarmaya çalıştığı sesiyle."Bir dahada sakın geri dönme.Kardeşinide al ve git !" dedi annem tüm gücüyle.
Başımı zoraki sallayıp,oturduğum yerden kalkıp kapıya yöneldiğimde, son kez baktım anne ve babama..
Gözümden akan yaşları sertçe silip, küçük kardeşimin peşine düştüm.
Ortalık darmadumandı.Hiçbir şey düzgün gözükmüyor,mermiler havada uçuşuyordu.Gözlerim küçük kardeşimi ararken, saçımın sert bir şekilde çekilmesiyle, acı içinde inledim."Bir yere mi gidiyorsun küçük pislik ?" Duyduğum ses korkumu kat ve kat arttırırken, bir diğer adamın küçük kardeşimin kolundan tuttuğunu farkettim.
Ağlayarak saçımı kurtarmaya çalışıyordum."Lütfen,lütfen onu bırakın.O daha çocuk.Onun hiçbir günahı yok.Ona bir zarar vermeyin, lütfen !" dedim acıyla.
Kardeşimin kolunu tutan adam, elinde bulunan uzun namlulu silahı kardeşimin kafasına dayıyınca acı dolu çığlıklarıma devam ettim."Hayır, lütfen.Ona bir şey yapmayın." Kardeşim,boşta kalan eliyle göz yaşlarını silerken,kafasına silah dayayan adam gülüyordu.Bu beni dahada yıkarken,arkamda bulunan adamın,saçlarımda ki elinin gevşemesi ve yere düşmesiyle kısa bir süreliğine ağlamama ara verip, arkamda duran adama baktım.
Aynı hızda birkaç saniye birçok kişi yere yığılırken,kardeşimin kolunu tutan adam,hızla kardeşimi geriye çekip kaçmaya başladı.Peşinden koşarak ilerlerken,adamın yere yığılmasıyla hızla kardeşimi tutup sarıldım.Kokusunu içime çektikten sonra saçlarını öptüm.O,ipek gibi olan saçlarını.Ellerimle yüzünü kavrayıp, alınlarımızı birbirine dayadım kardeşimle."Said,kardeşim.." dedim burnumu çekerek.Ardından tekrar başını göğsüme yaslayıp,sıkıca sarıldım.O sırada etrafa göz gezdiriyordum.Birkaç saniye içersinde,o adamlardan bir tane bile kalmamıştı.
Yüzümde hafif bir tebessüm oluşurken,kardeşim benden uzaklaşıp başını hayranlıkla yukarı kaldırdığında,tepemde oluşan birkaç gölgeye kaydı gözlerim.
Bunlar Türk Askerleri'ydi.Önümüzde duran,yüzü boyalı asker kardeşime duygularını kapatmaya çalışan bir gülümsemeyle bakarken,kardeşim tekrardan bana sokuldu.
Bu sefer korkuyla sokulmamıştı.O da hissetmişti güvende olduğunu. Kardeşimin saçından tekrar öpüp ayağa kalktığımda,önümüzde duran yüzü boyalı askerin beni engellemesiyle,kaşlarım şaşkınlıkla yukarı kalkmıştı.
Şaşırmıştım..Ne de olsa,bende onlara ihanet ediyor gibiydim.Bana ceza vermiyorlar mıydı ?
Peki ya asaletleri ?
"Türk askerleri." dedim tek nefeste.
Karşımda duran yüzü boyalı asker hafif tebessüm ederek elini anlına götürüp selam verdi.İşte o zaman anlamıştım ben,korkulacak hiçbir şey olmadığını..Güven veren ülkenin,güçlü askerlerine sığındım.Onlar beni türk, kürt veya farklı bir ırktan olduğum için yargılamıyordu.Onlar beni, korumaya yemin etmişçesine güven veriyorlardı.
Elimi anlıma götürüp bende onu selamladığımda,gülümseyerek bana baktı."Emrinizdeyim,komutanım !" dedim gururla.Ailem yoktu artık diyemem.Onlar benim ailemdi.
Türkiye,birkaç günde benim yuvam, insanları ailem olmuştu..
•~•
Vote ve yorumları eksik etmeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BORDO BERELİ İLE BİR YIL
ActionDoğu bölgesinden geliyordum.Çıkan büyük bir çatışma sonucu,tüm varlığımı kaybetmiştim.Yaşamamın bir anlamı olmayacağını düşündüm.. Taaki,göz açıp kapayana kadar.Etrafta kimse kalmamıştı,biz masum köylüler hariç.Hepsi ölmüştü.Nasıl olur diye düşündüğ...