4

204 16 7
                                    


~~~Stiles~~~

"Bunu kokla." deyip bir eşofmanı Scott'a fırlattım. Şu an Malia'nın yurt odasında mal gibi Scott'a koklatacak eşya arıyordum. Scott eşofmanı kokladığı an tiksinir bir şekilde kafasını geri çekti. "Oğlum bu çok kötü kokuyor lan." diyen Scott'la ~neden yaptım bilmiyorum~ Malia'nın eşofmanını alıp kokladım. Bence güzel kokuyordu. Kokuyu iyice içime çektiğimi fark edince durumu tuhaf bulup eşofmanı yere attım. Noluyordu bana bilmiyorum ama acilen bu durumdan kurtulmalıydım.

"Bu işi görür." deyip Malia'nın siyah yün kazağını kokladı. "Hadi gidelim." deyip hunharca odamdan çıkan Scott'a bön bön bakarken olayın ciddiyetine varıp Scott'a yetişmeye çalıştım.

~~~Derek~~~

Şu an kollarımı göğsümde birleştirip boş bakışlarla karşımda duran Stiles ve Scott'a baktım. Umarım uykumu bölmek için iyi nedenleri vardır. "Malia'yı kaçırdılar." diye nefes nefese konuşan Stiles'a baktım. Malia kimdi ya?

"Malia Tate?" deyip elindeki kahve fincanıyla odaya dalan Peter'a baktım. Scott başıyla onay verdi. Peter nerden tanıyordu ve Malia kimdi bilmiyorum ama umrumda değildi. Sadece uyumak istiyordum.

"Lydia Nemeton'da olduğunu düşünüyor." diyen Stiles'a her zamanki boş bakışlarımı atarak odadaki siyah deri koltuğa oturdum. "Bakın o zaman." derken kaşını kaldıran Peter'a da aynı bakışımı attım. Bu adam çok mu zekiydi ne? Stiles burnunu kırıştırarak Peter'a baktı. "Bakacağız ama destek gerek."

"Tam karşınızda duruyor." deyip karşılarına geçtim ve kaslarımı gösterdim. Ne? Benim de egomun tatmin edilmesi lazım,değil mi? Bana bön bön bakışlar atmalarına aldırmadan kapıya yöneldim. "Hadi,zaman kaybetmeleyelim."

~~~Yazar~~~

Nemeton'un çevresindeki ağır küf kokusu etrafa yayılmıştı ve bu koku en çok Scott'ı rahatsız ediyordu. Beta'dan Alfalığa dönmek zor bir süreçti ve Scott hala duyularını kontrol etmeye tam olarak alışamamıştı. Derin bir nefes vererek yeşilin en koyu tonlarına bürünen ıslak çimlerin zar zor kapladığı tahta kapıyı kaldırdı. Büyük bir gıcırdamaya sebep olan kapıyı açarken toz toprağın ellerine yapıştığını fark eden Scott ellerini üstüne silkeledi. "Hazır mıyız?"

Herkesin onay vermesiyle birlikte yer altına giden merdivenden ilk Derek inmeye başladı. Her ne kadar hepsi hazır olduğunu söylese de hepsinin içinde oluşan bir parça gerginlik ve tereddüt elle tutulur cinstendi. Hazırlıksızlardı. Ve orada onları neler bekliyordu hiçbir fikirleri yoktu.

Sonunda hepsi Nemeton'un altındaki dar yeraltına indiğinde ilk konuşmaya atılan Stiles olmuştu. "Kahretsin,beyzbol sopamı yukarıda unuttum." Herkesin tipik bakışlarına maruz kalan Stiles durumu toparlamaya çalıştı. "Ne yani? Benim sihirli bir kılıcım veya sivri pençelerim yok." Derek,Stiles'a acıyan bir bakış atarak yürümeye başladı. İsterse onu ısırabilirdi. Ama Stiles'tan kurt adam olunacak gibi gelmiyordu ona.

Lağım kokusu dar ve kirli kolidora yayılırken uzaktan gelen kadın sesiyle hepsi duraksadı. Bir kadın gülüyordu. Anlamaz bakışlarla birbirlerine bakmaya başlayan gruptaki sessizliği İsaac bozdu. "Ben gidip bakacağım." diyen İsaac ilerlemeye başlarken Derek onu sertçe kolundan tutarak kenara itti. "Ben bakarım." Derek'in sebebi ne kadar havalı görünmek değil de,İsaac'in işi beceremeyeceğinden korktuğu için bakmaya razı olsa da dışarıdan öyle bir manzara vermiyordu.

Derek kolidordaki dar köşeden dikkatlice döndü. "Kim var orda?" diye bağırmasıyla sağ göğsüne saplanan bir acıyla yeri boylaması bir olmuştu. Acıya karşı yüzünü ekşitirken göğsüne saplanan baltaya göz ucuyla baktı. Kafasını kaldıracak hali yoktu. Gözleri yavaşça kapanmaya başlamıştı. Buna engel olmadı Derek.

"Nerde kaldı?" diyen Liam elini gür sarı saçlarından geçirerek ofladı. Scott da onaylar bir biçimde başını salladı. "Gidip bakacağım." diyen Scott'a kimse karşı gelmemişti. Kira biraz endişe etmişti sadece. Orada Derek'e ne olduğunu bilmiyorlardı. Ya Scott'a da bir şey olursa? Kira dudaklarını kemirirken Scott'ın omzuna dokunup Scott'ın ona bakmasını sağladı. "Biz de geliyoruz." derken gülümseyip gülümsememek arasında tereddüt ettiğinden yüzünde buruk bir tebessüm oluşmuştu. Scott onaylar bir biçimde başını salladı.

"Malia'yı mı görmeye geldiniz?" diyen aynı alaycı kadın sesiyle duraksadılar. Bu da kimdi? Hepsi aniden arkasını dönünce karşılarında Avatar kılıklı bir Kate Argent beklemediklerinden affalladılar. Kate ölmemiş miydi? Stiles şaşkınlıkla ona bakarken silkelenip konuştu. "Malia nerde?"

Kate kocaman alaycı bir şekilde gülerken arkasında yapılı iki tane yaratık belirdi. Berserker'lar. "Malia mı? Şu çakal kız olan?" Kate tekrar gülerken Scott sinirle yumruğunu sıktı. Bu kadının saçmalıklarından sıkılmıştı. "Sanırım..." diyerek elindeki silahla yavaşça gezinmeye başladı Kate. "Berserker'larım yanlışlıkla ona zarar verdiler." deyip sırıttı. Stiles'ın Malia'nın ölmüş olması düşüncesi gözlerini yaşartmıştı. O ölemezdi. Ölemezdi. Değil mi?

Özür dilerim canlar <3 Bölüm gecikti. Biraz uzun yapmaya gayret ettim. Sizleri seviyorum <3

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Stalia ~ Love Me Like You DoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin