1

3.5K 190 68
                                    

(Olaylar 5. sınıftan anlatılmaktadır.Lockhart neden öğretmen diye sorarsanız, 2.sınıfta değil de, şimdi öğretmen olması içimden geldi. Neyse, bu arada Rowling'ciğimizin yazdığı ölümler burada sökmez :D Yani, bu yıl Sirius falan ölmeyecek )


"Hayır, Ronald. Hogwarts sınırları içinde cisimlenemezsin." diye söylendi Hermione. "Yani bahçede de cisimlensen hiç bir şey olmaz. Ayrıca niye bunu sordun ki?" Ron'un birden yüzü kızarmaya başladı, Harry onun bir yalan düşündüğünden emindi. 

"B-ben sadece, evde bir ders kitabımı unutmuşum, onu almam lazım." dedi ve endişeyle Hermione'ye baktı. Hermione ona kuşkuyla baktı. "İyi de, cisimlenmeye kalksak başımızı burada unutacak derece kötüyüz, ayrıca hangi ders kitabıymış bu?" diye sordu Ron'a şüpheci ses tonuyla. Harry olaya müdahale etmesi gerektiğini anladı. "Aman Hermione, boş ver. Acilen KSKS sınıfına gitmemiz gerekiyor, siz hala boşboğazlık yapıyorsunuz." 

Hermione'nin dikkati Ron'dan çekilmiş gibi gözüküyordu. Ron, Harry'e minnet dolu bir bakış attı ve dudaklarını 'sana borçlandım' dermiş gibi oynattı. Harry ona önemi yok dercesine gülümsedi ve onları geride bırakmış yürüyen Hermione'nin yanına yetişmeye çalıştı. 

Yaklaşık beş dakika gibi bir süre sonra Lockhart'ın dersine gelebilmişlerdi. Hermione'nin aksine Ron ve Harry bu derse girmeyi hiç sevmezdi çünkü Lockhart'ın kendini beğenmiş bir Harmaç* olduğunu düşünüyorlardı. Harry oflayarak KSKS sınıfına girdi ve masasında oturmuş kendine aynalarından bakan Lockhart ile karşılaştı. Hermione ona hayranlıkla bakarken Ron hah'ladı. Harry onun "Al işte." diye mırıldandığını zara zor duydu. 

"A! Hoş geldiniz çocuklar, erken geldiniz biraz, neyse neyse, hadi geçin sıralarınıza." aynalardan gözünü ayırmayarak eliyle oturmalarını işaret etti. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Slytherin'le ortak olan KSKS dersi onun için oldukça can sıkıcı olacağa benziyordu. "İşte" diye düşündü Harry "Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'yı sevmememin ikinci nedeni." 

Kapıdan giren Draco Malfoy, onları görünce sırıttı ve Hermione'nin yanına doğru ilerlemeye başladı. Ron, bunu fark edince turuncu kaşlarını çattı ve Draco'yu öldürücü bakışlarıyla takip etmeye başladı. Draco Hermione'nin yanına varınca ellerini masaya dayadı ve Hermione'ye doğru eğildi.

"Sevgililerinle vedalaş Granger, zira tahtını çalabilecek birileri olabilir." Arkasındaki yandaşları gülerken Ronald sinirle ayağa kalktı."Git başımızdan Malfoy." dişlerini sıkarak söylediği sözlere karşılık Malfoy ona döndü."Doğru ya,kanı bozuk onu hiç bırakmaz." Harry'de sinirlenmeye başlamıştı. Hermione ayağa kalktı ve Profesör Lockhart'ın yanına gitti. Malfoy anlamazcasına ona bakarken Hermione herkesin duyabileceği bir sesle 

"Profesör, Malfoy arkadaşlarımı ve beni rahatsız ediyor efendim." 

Tüm sınıf Hermione'nin cesaretine şaşkınlıkla bakakalmıştı. Gerçi onun umursadığı yok gibi görünyordu.

Malfoy ailesi en soylu safkan ailelerinden biriydi ve isterlerse Hermione'yi Bakanlık'taki yandaşları sayesinde attırabilirlerdi bile. Harry olanları tedirgin bir biçimde izlerken Lockhart "Slytherin'den beş puan! Bir daha olmasın Lütfen Bay Malfoy." diye haykırdı. Malfoy dişlerini sıkarak Hermione'ye baktı ve yerine geçti. Hermione onlara doğru gelirken Ronald ve Harry ona şaşkınlıkla bakıyordu. Sırasına oturunca Ronald "Sen kimsin ve Hermione'ye ne yaptın?" dedi hayranlıkla. Hermione gülümseyerek karşılık verdi ve kafasını kitaplarına gömdü. Üçü de Malfoy'un intikam planlarından habersizdi.

Sınıftan çıkarlerken Hermione'nin yüzü asılmıştı. Belli ki  Lockhart'ın dersinin bitmesine üzülmüştü. Harry onun bu haline gülerken karşıdan onlara doğru koşarak gelen kıza göz gezdirdi. Saçları koşarken savruluyordu ve sürekli savrulan cüppesini toparlamaya çalışıyordu.Ona aldırmayarak yürümeye başlayan Ron'a karşın ""H-hey, Ron Welsey bekler misiniz?" En sonunda onlara doğru vardığında Ron'un önünde durdu ve Hermione'nin ona şüpheli şüpheli bakmasına neden oldu.

Kız koşmaktan bozulmuş saçlarını kızıl saçlı çocuğun önüne gelince düzeltti, Ron'a , yanındaki Harry Potter'a ve elindeki kitapları sıkı sıkıya tutan Hermione'ye gülümsedi. Ron ise kızın soyadını yanlış telaffuz etmesine aldırış etmemiş, diyeceklerini merakla beklemeye başlamıştı. "Ben Davina Black, Durmstrang'dan buraya geldim." Kızıl saçlı çocuk güldü. "Ben de Ron WEASLEY. Orada sadece erkekler okuyor sanıyordum." Normalde kız buna bozulurdu ama sesini çıkartmadı ve onun sorusunu cevapladı." "Hayır, hayır. Üçbüyücü Turnuvası'na sadece erkekleri seçmişlerdi. Her neyse, burada pek fazla arkadaşım yok ve McGonagall sizinle iyi anlaşabileceğimizi söyledi. Ben de gelip tanışayım dedim."   

Hermione'nin yüzü birden yumuşadı ve ondan beklenmeyecek bir tavırla kızın koluna girdi. Ona şaşkınlıkla bakan Ron ve Harry'e "Ne var? McGonagall söylediyse bir bildiği vardır." dedi ve kızı çekiştirmeye başladı. "Hangi binadan olacaksın peki?" diye sordu Harry ve Ron'un önüne geçerken. Harry ve Ron birbirlerine bakıştılar ve Hermione'nin yanına gittiler.

"McGonagall bana eğer erken gelseydim birinci sınıflarla birlikte şapkanın binamın belirleyeceğini söyledi ama geç geldiğim için bu akşam seçilecekmiş. Çok heyecanlıyım!" diyerek gülümsedi. Sesindeki coşku Harry'i etkilemişti. 

"Umarım Gryffindor'a seçilirsin!" dedi Hermione aynı onun gibi. Davina gülümsedi ve "Sanmıyorum, McGonagall benim Hufflepuff'a seçilme olasılığımın yüksek olduğunu söyledi. Ben de tam sizi görmeden önce kütüphaneye Hufflepuff'u araştırmaya gidiyordum." dedi ve Hermione'ye döndü. "Benimle gelmeye ne dersin?" Ron bu sözle birlikte kahkaha atmaya başlayınca iki kız birden ona döndü.

 "Kızım kütüphaneye gitmene ne gerek var ki? Yanında ayaklı olanı var zaten." Harry de ona eşlik ederken Hermione onlara onaylamaz bir biçimde bakıyordu. 

"Hufflepuff binası, çalışmaya, eşitliğe ve adalete değer verir. Amblemlerindeki porsuk onların özellikleri temsil eder, sessiz sakin yaşam süren porsukları kızdırırsan gerçekten kötü şeyler olabilir. Şişman Keşiş Hogwarts'ın çok sevilen hayaletlerinden biridir zaten, ah tabi bilmezsin, her binanın bir hayaleti var ve Hufflepuff'unki Şişman Keşiş..." 

Harry daha fazla sohbeti dinlemedi ve Ortak Salon'a geldiklerini fark etti. Karnı guruldarken salondaki yemekler gözünün önünde canlandı. Hermione de Hufflepuff hakkında bilgi vermeyi bırakmıştı herhalde, çünkü bu seferde Ortak Salon hakkında bir şeyler zırvalamaya başlamıştı.

Ortak Salona girerken birkaç Gryffindor'lu onlara ve yanlarındaki yeni kıza bakmışlardı. Davina Hermione'nin kolundan çıkarken bir yandan da dua ediyordu. Hermione ve Ron'un "İyi şanslar!" demesi ve Hermione'nin onun karnına dirsek atması üzerine Harry'de "Umarım istediğin bir binaya seçilirsin!" diye mırıldandı. Hermione fazla sert vurmuştu. Yerlerine geçerlerken Davina da öğretmenler masasına doğru ilerliyordu. Hermione heyecanla onu izliyordu. 

"Umarım Hufflepuff'a değilde Gryffindor'a seçilir. Grubumuza yeni bir kızın eklendiğini düşünsene!" Hermione heyecanla onlara dönerken Harry gözlerini devirmemek için adeta kendisiyle savaş veriyordu. Neydi bu gereksiz heyecan? "Aman Herm, Hufflepuff'lı olsa sanki yine de arkadaş olmayacaksın." Hermione ona sinirle baktı ve bir şeyler konuşan Davina ve McGonagall'a baktı. O sırada Dumbledore kürsüye çıktı.

"Evet çocuklar, eminim ki bu güzel kızın kim olduğunu merak ediyorsunuz." Rawenclaw masasından birkaç kız kıkırdarken Hermione onlara sinirle baktı ve önüne döndü. Hufflepuff'tan bazı erkekler de onu büyük bir beğeniyle süzüyorlardı. Davina bu ilgiden rahatsız olmuş olmalı ki, yerinde bir kaç defa kımıldandı. 

"Bugün aramıza Durmstrang'dan katılan Bayan Black'in binasını seçmek için birkaç dakikanızı yemeklerinizi bırakıp bize dönmeniz için almak zorundayım." dedi ve gülümsedi. Bir kaç kişi kafasını yemekten kaldırıp kürsüye döndü. "Birazdan Profesör McGonagall'ın Seçmen Şapka'yı getirmesiyle Bayan Black'in binasını öğreneceğiz. Umarım istediğin ve senin için en iyisi olan binaya girersin." Dumbledore'u alkış tufanına tutan öğrencilerin sonrasında McGonagall Ortak Salon'dan çıktı.


Yaklaşık beş dakika kadar sonra McGonagall'ın Seçmen Şapka'yı getirdiğinde heyecanlı mırıldanmalar başlamıştı. McGonagall şapkayı kızın kafasına bırakır bırakmaz Şapka haykırdı.

"GRYFFİNDOR!" 




Black's Daughter (HP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin