Sabahın ilk saatlerinde klasik bir mercedes araba mahallenin ortasındaki yolda gidiyordu.arabanın içinde elleri kelepçeli bir genç etrafı dikkatle süzerken dışarıdaki erken kalkan kadınlar da ona bakıyordu. Evet bu genç Ted'di. Gelmeleri gerektiği gibi çin mahallesine gelmişti. Araba yavaşça bir ara sokağa kıvrildi ve sokağın sonundaki derme çatma bir kulubenin önünde durdu. Ardından kapılar açıldı. Arabadan üç kişi indi hepsi de takım elbiseliydi. Birisi Ted'in kolundan tuttu ve dışarıya çıkardı tüm mahalle camdan arabayı ve gelenleri sikkatle izliyordu tık ses bile çıkmıyordu. Çok geçmeden kulübenin kapısının anahatar sesleri duyuldu. Ve kapı gürültülü bir şekilde açıldı. Dışarıya ihtiyar bir adam çıktı ve önde duran takım elbiseli adamla birşeyler konuştu hala tık ses çıkmıyordu. Sonra öndeki adam tanındaki takım elbiseliye birşeyler söyledi ve işaretler yaptı. Ted ne olduğunu alyamamıştı hala. Adam hızlı adımlarla arabanın bagajını açtı ve içerden küçük bi çanta çıkardı. Sonra çantayı arabanın önüne koydu. İçersinden halka şeklinde bi alet çıkararak Ted'in ayak bileğine taktı. Sonra Ted'i tutan adam ihtiyar adama yaklaştı ve Ted'in kelepçelerini çıkardı çok geçmeden acelece arabaya bindiler, çalıştırdılar ve uzaklaştılar çok geçmeden de sokaktan çıktılar. Ted hala şaşkındı kimse konuşmuyor ama sokaktaki herkes ona bakıyordu. Çok geçmedi, ihtiyar adam içeriye yürümeye başladı. Ted yavaşça arkasından yürüdü. İçeriye girdiler. Ev düküntü biyere benzese de içersi güzeldi ama en çok ilgi çekeni ise duvardaki resimlerdi aynı çin filmlerindeki gibiydi. Beyaz üniformalı çocuklar vardı.
Sonra az daha yürüdüler duvar dibinde bir sandık vardı. İhtiyar duvar dibindeki sandıktan bir zarf ve bir tabanca çıkardı. Tüm bunlar olurken sadece dışarıda oyun oynyan çocuk seslerü geliyordu. Daha sonra ihtiyar adam askıda asılı olan paltosunu çıkardı ve giydi zarfı iç cebine, tabancayı da paltosunun diğer tarafındaki iç cebine koydu. Ve kapıya doğru hızla yürümeye başladı. Tam o sırada Ted daha fazla dayanamadı;
-efendim, beni niye hapishaneden çıkardınız. Dedi. ihtiyar adam hüç aldırış etmeden aynı hızla kapıya yöneldi. Ted tekrar aynı soruyu sordu. Ancak yine yanıt alamadı. İhtiyar adam kapıdan çıktı ve Ted'in gelmesini bekler vaziyette kenarda durdu. beklediğini görünce Ted de dışarıya çıktı ve yine aynı soruyu sordu. İhtiyar adam yine aldırış etmedi, kapıyı kitledi anahtarları cebine sallayıp kapı kenarında direli olan uzun sopasını eline aldı. Onu asa olarak kullandı ve ona yüklenerek yola devam etti. Ted'in artık sabrı taşmış olacaktı ki, ihtiyar adamın kolundan tuttuğu gibi kendine çevirdi. Ve bağırarak;
- ihtiyar beni niçün getirdin buraya. Dedi. O anda tüm mahalle austu oynayan çocuklar kaçıştı ve pencereler kapandı. Ted biraz ürkmüştü. İhtiyar adam yere dönük olan başını hafifçe kaldırdı ve ağzından zar zor birkaç kelime döküldü;
-öğreneceksin genç dostum...Akşamüstü olmuştu
Havalimanında ihtiyar bir adam ve genç hızlıca kalabalığın arasında ilerliyordu. Ted'in hala hiçbir şeyden haberi yoktu. Ama daha dışarıya çıkalı az bi zaman olsa da eski kişiliğini geri kazanmıştı.
İhtiyar önden gidiyordu, yorulmuş olacaktı ki yolunu değiştirip bir kafeye oturdu. Ted de onunla beraber aynı yere oturdu. Birkaç dakika sonra Ted'in canı sıkılmıştı. İhtiyar da yorgunluktan hafif bir uykuya dalmıştı oturduğu koltukta etraftan geçenler bu yırtık pırtık elbiseli yaşlı adamın kim olduğunu meraklı gözleriyle takip ediyorlardı. Ted ayağa kalktı ve kafeterya marketinin önüne gitti. küçükken böyle şeyleri çok yapardı. Adamdan 10 bardak kahve istedi. adam şaşırmıştı ama mutlu da oldu havalımanında pahalı sattığı için işine geliyordu. Mutlu bir şekilde içeriye mutfak bölümüne geçti o arada Ted hemen birkaç çikolata aldı hiç panik yapmıyordu sanki satın almış birisi gibi davranıyordu. Dolaptan da soğuk bir kola alarak geriye döndü. Kafedeki diğer çalışanlar hiç aldırış etmedi konuştuğu adama vermiştir diye düşündüler. Ted geri döndüğünde ihtiyar çoktan uyanmış takım elbiseli bi adamla konuşuyordu ve elinde uçak biletleri vardı. Ted ihtiyarın yanına gitmeden elinde ne varsa yedi, içti ve sonra yanına gitti. İhtiyar da gelmesini bekliyor olacaktı ki o gelince yüzüne bile bakmadan ayağa kalktı açak bölümüne doğru geçti Ted de arkasından koşarak gitti. O arada elinde 10 tane kahveyle geri dönen kafe sahibi şaşkın şaşkın etrafa bakıyordu...Ted hayatında ilk defa uçağa biniyordu şaşkın ve heyecanlıydı. Uçak çoktan kalkmış gökyüzünde süzülüyordu. Ted sürekli aşağıya doğru bakıyordu. Sonra döndü ve ihtiyar adama sordu;
-efendim, sizin isminiz nedir?
Adam bu defa Ted'e döndü ve eski halini kaybetmiş gibi
-Sian evlat benim ismim Sian.
-peki efendim Amerikalı mısınız yoksa Çin mi?
- yoo ikisi de değilim ben aslen Kırgızım ama 38 yıldır Çin ile Amerika arasında gidip geliyorum
- peki siz ne için çalışıyorsunuz, beni niye götürüyorsunuz?
Bu son soru olmuştu. İhtiyar adam önüne döndü ve hiç konuşmadı birkaç dakika içersinde uyuyakalmıştı
Ted sadece düşünüyordu artık;
İlerde ne olacaktı, kim Ted gibi birisini kullanmak isterdi ki. Sonra aklına sabah evden çıkarken Sian'ın iç cebine kattığı zarf aklına geldi. Hiç hissettirmeden paltonun üstünü hafif açtı ve iç cepte duran zarfı dikkatlice aldı ve aynı şekilde paltoyu geri kapatt. Zarfın iki taraflarını okumaya çalıştı ancak çince yazıdan tek bir kelime anlamadı. Sonra zarfın içini dikkatle yapışık yerden açtı. İçinde çince bir mektup vardı. Ted bundan da bişey anlamadı. Sonra zarfın içine bir daha baktı ve bir fotğraf buldu. İki kişi vardı fotoğrafta ikisi de onun yaşlarındaydı. Birisi kız diğeri erkekti. Ama hiç ana kuzusu tipi yoktu belli ki Sian'ın çocuğu değildi. Erkek olan çok ciddi duruyordu kız olansa tatlıydı hatta o kadar ki Ted bi an hayallere daldı tabii bu hayallerden çıkması uzun sürmedi. Uçak inişe hazırlanıyordu yani Sian çok geçmeden uyanacaktı. Ted mektupu ve zarfı eski haline getirdi. Hızlıca Sian'ın iç cebine geri koydu ve tekrar aşağıya bakmaya başladı artık deniz üzerinde değil de ağaç ve küçük köylerin tarlaların üzerinde uçuyorlardı. Anonsla birlikte kemerleri herkes takmaya başladı. Ted acelece takmaya çalışsa da yapamıyordu.
İhtiyar çoktan uyanmış ve takmıştı Ted'in yapamadığını götünce ona da yardım etti ve o anda birbirlerine bakıştılar Sian gülümsedi. Ted de en azından kötü biyere gitmediğini düşündüğü için içi rahattı. Sonra Ted camdan tarafa döndü ve ufka doğru gülerek baktı kaldı...