BÖLÜM 3 - SADİST

587 43 26
                                    

Günler geçiyordu. New York, son baharı atlatmış, kışa girmişti.Yılbaşına sayılı günler kalmıştı. Hava aşırı soğuktu. Işıksız hariç herkesin bir tarafları donuyordu... Lıght'ın sahibi iyice tanınmış, Eyaletin dışına kadar çıkmıştı. Işıksız, Floyd'un Manevi oğlu gibi bir hal almıştı. Floyd şirketinin varisi olarak Işıksızı görüyordu ve bunu belirtmişti herkese. Sonucunda herkes, Lıght'a girip Işıksızın üstüne kurşun yağdırır olmuştu. Norman, dün koluna yediği kurşun sebebiyle sol kolunu askıya almıştı. Işıksız şimdi şirket binasına gidiyordu. Mafya tarzı sevkiyat işleri halen devam ediyordu ama onlar için artık Hector uğraşıyordu. Işıksız, -sahte evraklar sayesinde resmi olan- şirket işlerine bakıyordu artık.

-Abi.dedi Norman. Şimdi Işıksızla beraber şirkete gidiyorlardı. Norman, Işıksızın sözde Avukatı gibi bir şeydi..

-Evet?.dedi Işıksız..

-Sevdiğim bir kız var. Ne yapmalıyım?.dedi. Işıksız ona, üstüne deli atlamış gibi baktı. O nerden bilsin sevmeyi lan. Duygusu yoktu ki adamın..

-Onu tanı.dedi Işıksız.

-Tamam abi.dedi Norman. Şirket binasına gelmişlerdi... En üst kata çıkıp toplantı odasına geçmişlerdi hemen.

-Baylar, işi kısa keseceğiz. İşte evraklar. İmzalayın ve gidin.dedi Işıksız. Adamlar artık alıştığı için laf etmeden belgeyi okuyup imzaladılar. Bu işte burada bitti böylelikle..Işıksızın iş mantığı buydu. İşi kısa kesmek. Sıfır pazarlık. Ertesi gün hava karlıydı. Işıksız dikkat çekmemek için giydiği montunun önünü kapatmış ellerini cebine koymuş ilerliyordu. Okula bir haftadır gitmiyordu ve uyarı gelmişti.. Bu uyarıyı müdürün aklından silmesi gerekti ama sorun olmadı...Bahçede kimse yoktu. Okula biraz erken gelmişti bugün. Hector hala uyuyordu büyük ihtimal.. Binanın kapısını iterek içeri girdi ve ardından kapattı kapıyı. İçeri kar ve soğuk hava girmişti ama hemen erimişti.. Kantine inerek kendine sıcak bir Nescafe aldı. İnsan besinlerinden bir tek bu içeceği tüketiyordu. Başka hiç bir gıdayı istemiyordu. Bu içeceği de, ağızda bıraktığı o his ve tat hoşuna gittiği için tüketiyordu.... Kantin yavaş yavaş dolmaya başladı. İnsanlar soğukta donmamak için okulun içinde durup konuşuyorlardı.

-Işıksız.dedi Hector'un sesi. Sesi uzaktan geliyordu. Bardağını masada bırakıp kalktı. Hector'a odaklanıp yerini tespit etti. Kazan dairesinin içinde olmalıydı. Kapıyı açıp içeri girdi. Hector'un etrafında eli silahlı bir grup vardı. Işıksızı fark etmemişlerdi. Işıksız büyük motorun üstüne çıktı ve izlemeye başladı.

-Demek sen Floyd'un adamısın ha Hector?.dedi ona en yakın olan. Hector'un burnundan ve dudağının kenarından kan akıyordu.. Işıksız gerildi. Hector'un üstü başı yırtılmış, dışta kalan yerleri çiziklerle doluydu. Bayağı bir tartaklandığı belliydi..

-Evet öyleyim Garrey. Sen kimin adamısın?.dedi Hector. Çocuğun adı Garrey olmalıydı.

-Yorick'in oğluyum ben.dedi. İkimizin de kaşları kalktı. Hector'un gözleri büyümüştü sadece. Yukarı bakarak yutkunduğunda beni fark etti.

-Senin şu ortağın. Işıksız. Nerde o?.dedi Garrey.

-Ne yapacaksın?.dediğinde sağlam bir yumruk yedi Hector. Ama şimdi kahkaha atıyordu. Işıksız ayaklarını aşağı sarkıttı. Silahlarına susturucu taktı.

-Beni mi arıyordun?.dediğinde Hector hariç hepsi yerinden sıçradı.

-Evet. Sen Işıksız olmalısın. Doğrusunu söylemem gerekirse ben, vampir kılıklı biri bekliyordum.dedi gülerek. Diğer adamlarda güldü. Işıksız her zamanki gibi boş bırakıyordu.

IŞIKSIZ - KARALTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin