'Bu sonuçlar yanlış!'

25 1 0
                                    

Multimedia da Baran var,iyi okumalar~

Uyandığımda hastanedeydim.
"Hah,uyandı." dedi Yağmur içinde bi rahatlamayla. Sahi bana ne olmuştu? En son Barandan özür diliyodum sahilde ondan sonrası yok.

"Bana noldu?" diye sordum. Ama sesim o kadar kötü çıktı ki duyanda yıllardır konuşmuyorum sanar.

"En son bayıldın,ama bi yandan da burnun kanıyodu,direk hastaneye getirdik." dedi Yağmur. Sahi sadece yağmur konuşuyo,Barandan ses çıkmıyo. Zaten onuda göremedim* demiştim ki gözlerim barana kavuştu.

Yazar:

Nehir uyandı ama herkes mahfolmuştu sanki. O kadar çok korkmuşlardı ki. Hele ki Baran... Canından can gitmişti. Sevdiği kızı yüzü gözü kan içinde yerde baygın görünce beynine kan sıçramıştı sanki. Nehiri nasıl hastaneye getirdi,nasıl yavuzları aradı oraları zaten hiç hatırlamıyodu.
Ama neden? Neden birden burnu kanadı? Neden bayıldı? Neden bugün? Tüm gece bu sorular beynini kemirdi. Taa ki doktor odaya girene kadar..

"Merhaba nehir hanım? Nasılsınız?"

"Valla ben çok iyiyim,siz?"

"Teşekkürler,sağolun. Size yaptığımız tüm testlerin yarım saat sonra sonuçları çıkıcak,isterseniz şuan da gidebilirsiniz ama biraz daha burda istirahat etmeniz temennim olur. Karar sizin."

"Tamam burda bekleriz." dedi Baran soğuk ve keskin sesiyle.

"Yalnız odada bir kişi kalırsa hasta için daha iyi olur,yorulmaması lazım,iyakşamlar." dedi ve çıktı doktor.

"Kardeşim biz kaçtık, dedi yavuz barana bakarak, Nehir kapıdayız biz güzelim keyfine bak" dedi Nehire bakarak ve birde göz kırptı. Yağmurun gözlerinden yorgunluk akıyordu. Önce Yavuz sonra Nehir... Bu hastane meseleleri Yağmura fazla gelmişti. E doğal olarak.

"Ya sana bişe olsaydı?"

"Olmadı ama?"

"O minik yüzünde o kanları gördüm ya... Ölüyorum sandım. Yani gerçekten çok kötü oldum.." dedi ama artık sesi titremeye başlamıştı sanki dokunsalar ağlicak moduna girmişti..

Nehir yataktan kalktı ve odanın yukardan aşağa kadar tüm duvarı kaplanayan camın kenarında kollarını bağlayıp,kendisini seyreden Baranın yanına doğru gitti..
Uzun kollarını baranın boynuna sardı ve o anda.. Nehirin kokusunu duyduğu anda Baran ağlamaya başladı.
"Bu kokuyu daha duyamasaydım.." Baran artık gerçekten hıçkırarak ağlamaya başladı. Ciğeri yanmıştı resmen. Kalbi param pirçik edilmişti

"Yapma!" dedi Nehir ama o Baran dan da daha beter ağlıyodu. Çünkü Nehirin en büyük zahafı Baranın göz yaşını görmek..

Önce kendi göz yaşlarını,sonra Baranın göz yaşlarını sildi.
"Hadi eve gidelim artık. Bu akşamlık bu kadar gerginlik yeter. Eve gidip dinlenmek istiyorum." demesiyle Baranın telefonu çaldı.
"Pardon," dedi ve telefonun ekranına baktı.
"Sude arıyo?" dedi. Ama yüzüne fena bi şaşkınlık yerleşti çünkü yetim kuzeni Sude şuan da İngilterede okuyo olması lazım. Asıl gitme sebebi okumak değil,Sude aslında Baranın amcasının kızı. Ama amcası ve yengesi bi trafik kazasında hayatlarını kaybettikleri için Sudeyi amcası,yani Baranın babası sahiplenmiştir. Sudeyi kızı gibi görmuştür herzaman.
Baranın annesi de öyle.. Sudeyi asla Barandan ayırmazlar. Zaten Baranla Sudenin arasında da 1 yaş var. Ama sude eskiden alışkanlık olarak barana hep 'Abi' der. Sude Baran içinde çok önemlidir.

"Alo,Sude?"

"Abi nerdesin ya? Sizdeyim şuan ben. Döndüm ingiltereden. İşlemleri erken bitirdim,döniyim de şu abiciğime kavuşiyim dedim? "

ACI ÇİKOLATA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin