Boş insanlarla içi dolu hayaller kuramazsınız.
◆◆◆◆◆◆
İnsanlar iyi şeylerin peşinde koşarken ben daha çok,kötülüklerin peşimde koştuğunu hissediyorum.Peki ya hissedememek. Ben hem hissederken hemde hiçbirşey hissetmiyorum.Hergün aynı yatakta uyanmak hergün aynı mutlulukla uyanmak bana sıkıcı geliyor. Ben hayatımda macera arıyorum. Bu düşünceler düşmeme neden oluyor.Sonra kendimi ayağa kalktığımla avutuyorum.Sonuçta insan iki kere düşmez diyorum kendi kendime,birinde ayağa kalkmak gerekir derken sonsuz düşünceler baş gösteriyor.
Şort ve giydiğim salaş tişörtümle,Daha demin kahvaltı yerine ağzıma attığım elmayla hazırdım. Gideceğim yeri kendime hazır etmiştim bile ve uçmaya başladım.
Dalların arasından geçerken rüzgarı, Havayı keserken acıyı, Beyazların üstünden geçerken Melekleri, bunları düşünürken de benliğimi hissettim. Evet hissetim. Bu hissin de özgürlük olduğunu hissettim . Özgür hissettim ben. Duvarların ardındaki ben ilk defa duvarların ötesinde özgürce uçuyordu.
Küçük ben yoktum burda. Büyük ve acı alan ben vardım.Özgürdüm hiçbir özelliğim olmasada özgürdüm.
Biraz sınırlarımı zorlamak istedim. Ve kanat çıprtıkça çırptım. Kanatlarımdan çıkan ses sanki beynime vurup allak bullak ederken gerçekten hızlandığımı hissettim. Özgürlüğü tatmak için kapadım gözlerimi.
Açtığımda ise ağacın arasında allak bullak bir haldeyim. Ya her gözümü kapadığımda uçarken neden birşeye çarpmak zorundayım ki.
15 dk sonra nehrin kenarında ,ağacın gölgesinde, çiçeklerin kokuları arasındaydım.
Defterimi açtım ve içinde yazan şarkılardan birini mırıldanmaya başladım...
Yesterday, all my troubles seemed so far away
Dün, sorunlarım çok uzak görünüyorduNow it look as though they're here to stay
Şimdi kalmak için buradalarmış gibi görünüyorOh, I believe in yesterday
Oh, düne inanıyorumSuddenly, I'm not half the man I used to be
Bİrdenbire, eskiden olduğum kişinin yarısı bile değilimThere's a shadow hanging over me
Üzerimde asılı kalan bir gölge varOh, yesterday came suddenly
Oh, dün aniden geldiWhy she had to go I don't know, she wouldn't say
Neden gitmek zorundaydı bilmiyorum, söylemediI said something wrong, now I long for yesterday
Yanlış bir şey söyledim, şimdi dünü iple çekiyorumYesterday, love was such an easy game to play
Dün, aşk oynaması çok kolay bir oyunduNow I need a place to hide away
Şimdi saklanacak bir yere ihtiyacım varOh, I believe in yesterday
Oh, düne inanıyorumWhy she had to go I don't know, she wouldn't say
Neden gitmek zorundaydı bilmiyorum, söylemediI said something wrong, now I long for yesterday
Yanlış bir şey söyledim, şimdi dünü iple çekiyorumYesterday, love was such an easy game to play
Dün, aşk oynaması çok kolay bir oyunduNow I need a place to hide away
Şimdi saklanacak bir yere ihtiyacım varOh, I believe in yesterday
Oh, düne inanıyorumMırıldanmam bittiğinde kafamı kaldırdım gözüme kahverengi gözler çarpıp geçti. Bir dakika kahverengi gözler mi?!! Aynı yere baktığımda yoktu. Tırsmadım desem yalan.
Şarkı haklıydı dün sorunlarım çok uzak geliyordu, şimdi ise tek sorun benmişim gibi hissediyorum.
Sudan çıkan sesler,nefes alışlarım,kuşların cıvıldaması,rüzgar,yaprak sesleri... hepsini kucaklamak isterken şimdi kucakladığım tek şey gerçeklerdi korku ve saçmalıklar
Biraz daha durduktan sonra ayağa kalkacaktım ki yerdeyim ve üstümde ağırlık. Hadi ama gözlerimi kapadığımda illa birşey olacak değilmi?!!? Bıkmışlık hissi son bölüm...
Gözlerimi açtığımda karşımda bir çift kahverengi göz vardı. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Korkuyordum. Beni duvara fırlattıysa başka şeyler de olabilirdi. Hem o buraya nasıl rahatlıkla girebiliyordu.
"Adını söyle!" sesi sert ve emir vericiydi.İlk defa ben demeden bişi söylüyorsun ve diye diye bunu mu diyorsun??
"B-berfin" hadi ama siz korku ne bilmiyorsunuz?. Hele siyah gözler karşısında.? Doğruldu ve üzerindeki tişörtü çıkardı.Gözlerimi pörtletip ona bakarken sırtını döndü ben hala dona kalmıştım.
"Bundan sendede varmı?!" Önce ne dediğini anlamadım. Sonra dövmesine döndüm. İyide dövmeler Meleklere özgüdür. Ama dövmelerimiz aynı!!!.ben hala gözlerimi pörtletip boş boş bakarken üzerimdeki tişötü ne zaman çıkardığımı fark etmemiştim.Tam çığlık atıyordum ki ağzımı kapadı.
"O cırtlak sesini kapat. Bişi yaptığım yok!!" Dövmeme baktı ve hırlar gibi bir ses çıkarıp başka yöne döndü. Bende üstümü giymek için fırsat bulmuştum.
"N-noluyor?? " dedim evet noluyordu aynı dövmeler olması imkansızdı. Çok küçük bir nokta bile olsa farklı olurdu. Dövmeler aynıysa kaderlerimizin aynı olduğunumu söylüyordu? İyide kaderimiz neydi ki?
"Bana bak şimdi gidiyorum!.bundan kimseye bahsetmiyorsun!.seni belki biraz meraklı bir şekilde bırakacağım ama beni ve olanları unutmak zorundasın!!." Diye hırlayıp güçlü bir rüzgarla toz oldu.
Evet meraklı bir ben bıraktı ama ben işin peşini bırakmayacaktım.
Bilmiyordu arkasında sadece rüzgarından dalgalanan,uzun saçlı bir kız bıraktığını...
◆◆◆◆◆◆
Sonunda ya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Çırpınış
Ciencia FicciónHerşeyi içine çekermişçesine nefes almak,sonra içindeki herşeyi içinden boşaltıp nefes vermek.nezaman nefesim iple sıkılmışçasına biteceğini saymak.50 den sonrası herşeyin kapanması.kalp atışlarını sanki çırpınmışçasına sesini duymak. Sonra kalp at...