Kafamda milyonlarca soru... Bu adam kim, benden ne istiyor? Yetmezmiş gibi birde teklif meselesi çıktı başıma. Ben annem ölmeden önce ki mutlu hayatımı geri istiyorum."bunlar senin al giy." Dedi odaya pat diye girip beni korkuttuğu yetmiyormuş gibi bide emir veriyordu. Oldukça titrek çıkan sesimle "bunlar ne " diyebildim sadece gözlerini yüzüme dikip "bana kimse hesap soramaz hemde bu evde hiçkimse soramaz dediğimi yap seninle konuşacaklarım var " dedi ve odadan çıktı.
Acaba bana ne teklif edecekti bana verdiği kıyafetleri giymeye başladım çok zevkli sayılırdı siyah deriden oluşan bi pantolon ve bi tshorttu üzerimi giyinip odadan çıktım salona geçtim ama orada değildi üst kata çıktım hafif aralık bırakılmış bi kapı gördüm sessizce oraya ilerledim kapının kenarından içeride ne olduğuna baktım arkası dönüktü vücudu kaslıydı bunu ve oldukça seksiydi son olarak siyah gömleğinide giyindi ben hala onu izliyordum "beni çok beğendin galiba " dedi sesi çok katıydı aynı zamanda ciddiydi yalancı bi öksürükle sesimi topladım "konuşacağımızı söylemiştin" dedim. Beni içeri aldı ve yatağa oturttu karşıma geçip ellerini cebine soktu gerçekten kusursuz bi güzelliği vardı çok biçimli bi suratı çok çekici olan dudakları solgundu "evet şimdi sana teklif edeceğim şey senin hayatını etkileyebilir ama pek düzgün bi hayatının olduğunu sanmıyorum büyük ihtimalle barlarda sabahlayan bi kızsın bundan sonra burada benimle yaşayacaksın annemin yanına gideceğiz seninle okuluna devam edebilirsin anneme benim karımsın gibi rol yapacağız"
söyledikleri karşısında ağzım açık kaldı. büyük bir hışımla yataktan kalkıp karşısına dikildim. " Ne demek ya karım gibi rol yapacaksın tamam teşekkür ederim bana yardım ettin ama bunun karşılığını insanları kandırarak veremem hele de bir anneyse" dedim yüzüne tükürürcesine. Annesini kandırmaktan bahsediyordu. benim annem yaşasa bakmaya kıyamazdım o karşıma geçmiş bir anneyi kandırmayı teklif ediyor bana!
"Nasıl vermek istersin karşılığını" dedi yamuk bir gülümsemeyle ve bunu söylerken bileğimden tutup beni yatağa itti. "Böylesine ne dersin" dedi gömleğinin düğmelerini açarken. Deli gibi korkuyordum ondan. "Hayır" dedim "Hayır her şeyin bir karşılığı olmak zorunda mı?". Yok demesini, beni bırakmasını istiyordum.
"Kendini zeki göstermek için çabaladın mı hiç çünkü belli ki seninle yakınlık kuracağımı sanacak kadar aptalsın" dedi nefret dolu gözleri yüzüme dikip. O güzel gözlere nefret hiç yakışmıyordu. Şaşkına uğramış halde yatağın üstündeydim. "Kalk!". Bu ses bütün evde inledi sanırım. Her dakika ondan duyduğum korku katsayım çoğalıyordu. Gömleğini düğmeleyerek kapıya doğru ilerledi. Tam kapıdan çıkacakken geri döndü. "Seni biriyle tanıştırmaya göreceğim onu gördüğünde fikrinin değişeceğine eminim" dedi sakin bir tonda . Sanki az önce bana bağıran o değildi. Korkumu bastırmaya çalışarak aşağıya indim beni bekliyordu.
Vestiyere yaslanmıştı ve nefes kesici gözüküyordu gözlerini üzerime dikip alttan yukarıya doğru beni süzdü gözleri gözlerime geldiğinde değişik birşeyler hissettim zorunluluk yada mecburiyet vardı gözlerinde acı hüzün ama aynı anda hissizlik anlayamıyordum dışarı çıktık arabaya doğru ilerledik arabası güzeldi. Konuşmaya cesaret edemiyordum fakat birşeyleri bilmek istiyordum dudaklarımı araladım ama konuşamadım yolu seyretmeye devam edip beklemeye başladım.