10 ● bıçak parıltısı

640 35 20
                                    

Medya : Suicide Squad Poster

Bölüm Şarkısı : 30 Seconds To Mars - This Is War

Geceyi, gözüme bir damla uyku girmeden geçirmiştim.

Aslında yatak oldukça rahattı fakat tüm gece, olacakları düşünmüştüm.

Rose'u, Shado'yu düşünmüştüm.

Ve Lillian'ı da, "Şimdi perişan haldedir" cümlesi zihnimde yankılanırken.

Birkaç kez, gece kalkıp Rose'un yanına gitmeye çalışmıştım fakat askerler izin vermemişlerdi.

Benim gözlerimden uyku akarken, onların böylesine dinç ve uyanık durmalarının tek açıklaması götlerine tonlarca kafein pompalamalarıyla açıklanabilir diye düşünmüştüm.

Tekrar yatağıma uzandığımda yine başlamıştı. O berbat his.

Karanlığın içinde gitgide kaybolurken, kendimi aynı cümle ile avutuyordum.
"Ne gerekiyorsa yapmalıyım."
Beni zamanında karanlığa gömen olayların tekerrür etmemesi için.

Kızım için ne gerekiyorsa yapmalıyım. Buna, tekrar karanlığın kendisi olmak da dahil.

Kızım için ne gerekiyorsa yapmalıyım.
Çünkü bugüne dek yapmadım.

Aklımda ki düşünceler, kaybeden hırslı bir sporcunun maç bitimine dakikalar kala son çırpınışları gibi seyrekleşiyor.

Aklımda ki düşünceler, masum bir çocuğun koyu mavi denizin derinliklerine çekilirken ve ciğerleri oksijen yerine su dolarken, git gide artan çaresizliği gibi büyüyordu.

Ve çocuğun vücudu tamamıyla çaresizlik ve ateş içinde buluşup dibe vurduğunda, gozleri yavaş yavaş kararıp karanlığa yol aldığında, bende çırpınmayı bırakıp sonunda uykuya dalmıştım.

Saat sabah 6'ydı nihayet uykuyla tanıştığımda.

Uykuya dalmamla, Floyd tarafından uyandırılmam ard arda olmuştu.
Saat sabah 8'i gösteriyordu fakat ben "beş dakika daha" diye geveleyerek uyumaya devam ettim.

***

Uyandığımda saat 10'u geçiyordu. Uykumu almıştım.

Floyd uyandığımı görünce "Dostum aklını mı kaçırdın sen? Yarım saat sonra göreve gideceğiz, hazırlık bile yapmadın." dedi kızarak.

Bense hafif bir esnemeyle kendime gelmiş ve doğrulmuştum.
"Ben her zaman hazırlıklıyım." dedim ve masanın üstündeki pet şişeyi kafaya diktim.

Daha sonra gözüm, Floyd'un uğraştığı sniper'a takıldı. "Bir dakika, silahları kendimiz mi alıyoruz?" diye sordum merakla.

Floyd anlamsız bakışlarını bana doğrultmuştu. Önce bön bön yüzüme baktı.

Daha sonra etrafına bakıp "buralarda hiç uşak görüyor musun?" diye sordu.

Başımı öne eğerek Floyd'a baktım.

"Gidip kendi silahlarımı almak ve şu lanet askerleri vuramamak berbat hissettirecek."

***

Zırhımı giyip silahlarımı kuşanmıştım. Ufak birkaç antrenmanla da hazırlığım tamamlanmıştı.

Zaman gelmişti. Harley, Tatsu, Floyd ve ben kapıda Waller'ı bekliyorduk.

Waller sonunda gelmişti.
"Hazır mısınız?" diye sordu zaman kaybetmeden. Cevap umurunda olmayacaktı.

Ölüm Darbesi | Deathstroke (DC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin