(Medya Delaney)
Savaş bizi mahvetmişti. Krallığımız artık yoktu. Küçük bir krallıktı çok da çabuk yokolmuştu. Ben espodian halkının prensesi şuan bir köleydim. Ellerim bir iple bağlıydı. Zengin oldukları belli olan insanlar yanımdaki köle için açık arttırma yapıyorlardı.
"50 sterlin veririm."
"60"
"75 veriyorum"
"Var mı arttıran ? Satıyorum. Satıyorum. Sattım."
Kızı bir adama verdi. Adam kızı ipinden çekerek götürdü. İstemsiz bir şekilde ellerim titriyordu.
Satıcı kolumdan tutup beni biraz öne getirdi.
"Tamam bu güzel parçayı kim ister bakalım? Hadi keseleri biraz açın beyler. "
Pis üstü kirli sakalları sarı dişleri göbeği ve davranışlarıyla bu adam midemi bulandırıyordu. Şişko bir adam
"75" diye bağırdı. Başka biri
"90" dedi. Bir kadın
"290" diye bağırdı
Herkez hayretle kadına bakıyordu.
"Şu üçü için 290 " Yanımdaki adam konuştu.
"Bunlar daha fazla eder bayan."
"350. Üç kişiye bundan daha iyi bir fırsat bulamazsın."
"Sattım " dedi adam. Beni ve yanımdaki iki kızı fırlatır gibi öne doğru attı. Tökezledim ama düşmedim. Kadın elimizi bağlayan ipleri gösterip uşağıyla konuştu.
"Bunlara gerek yok"
Hemen yanımıza bir at arabası yanaştı. Kadın tekrar konuştu.
"Hadi binin çocuklarım. Benim yanımda korkmanıza gerek yok."
Bu kadını şimdiden sevmiştim. Üç köle arabaya bindik. Araba hareket etti. Gözüm yanımda tir tir titreyen güzel sarışın kıza kaydı. Yaşı çok küçüktü ama kim bilir neler yaşamıştı. Yanına yanaştım. Kulağına eğilip konuştum.
"Korkma tatlım. Herşey çok güzel olacak."
Yüzüme baktığında gözlerinin dolu olduğunu farkettim. Beni görünce şaşırmış görünüyordu.
"P p prenses Delaney! Sizi tanıyorum. Annenizle sizi hep kralın yanında görürdük."
Babam ve annem. Onları çok özlüyordum. Onlar kurtulamamıştı.
"Adın ne? "
"Lily prensesim."
"Bana böyle demene gerek yok"
Bütün yol boyunca Lily le ve adının jennie olduğunu öğrendiğim genç köleyle konuştuk. Bizi alan kadın da arada sohbete katılıyordu. Adının Helen olduğunu öğrendim.
"Sizi orada görünce dayanamadım. Yaşlı bir adamın sizi almasına izin veremezdim. Ahh şu pislik adamlar. Ama üç hizmetçi bizim köşk için fazla o yüzden biriniz oğlumun diğeriniz yiğenimin yanında çalışacak."
Bundan sonra hiç konuşmamıştık. Köşke geldik. Köşkte üç hizmetçi vardı zaten. Bize odalarımızı gösterdiler. Biraz toparlandıktan ve bize verilen kıyafetleri girdik. Onlara yardım etmek için aşağı indik. İşten sonra çay molası vermiş sohbet ediyorduk. Hizmetçilerden Melani konuştu.
"Duyduğuma göre içinizden biri Bayan Helen in oğlunun hizmetçisi olacakmış. O zavallı için üzülüyorum. Biriniz de Bayan Helen in teyzesinin kızının yanında çalışmaya gidecekmiş. "
Konu ne zaman buraya gelmişti anlamamıştım. Aklıma takılan şeyi direk sordum.
"Neden Bayan Helen in oğlundan korkuyorsunuz?"
"Doğru . Yeni geldiğin için bilmiyorsundur. Ona giden son hizmetçinin camdan atlayarak kaçtığını biliyor musun ! Zavallı kırık bacağıyla en yakın köye sığınmış. Önceki hizmetçi de gelip bayan Helen e yalvarmıştı. "
Diğer hizmetçi lafa atladı.
"Bunların hepsi nişanlısından sonra oldu"
"Evet hepsi o kadının suçuydu. İnanın bana Bay Elian Bayan Helen i hep ziyaret ederdi. O kadar mutluydu ki. Sonra hayatının ihanetini yaşadı. Babası ve nişanlısını birarada yakalamış. Bu olaydan sonra tehlikeli birine dönüştü. Lakabı Karanlık Lord oldu. Bayan Helen ise kendini iyiliğe adadı kadıncağız. Bayan Helen in kocasının bunu yapacağı aklıma gelmezdi. Bayan Helen le boşanmayı da reddetti."
Ağzım açık kalmıştı. Bay Elian için üzülüyordum. Anlattıkları kadar kötü olamaz heralde. O kadar olay yaşamış adam. Yine de çok korkmuştum.
Bu gece burada kalacaktık. Sonra içimizden iki kişi iki ayrı köşke gidecekti. Odalarımıza gittikten sonra direk yattık. Diğerlerine baktığımda onlar da çok korkmuştu.Hepimiz bayan Helen in oğluna yani bay Elian a çalışan olarak gitmemek için dua ettik.
##############################
Sabah olmuştu. Bayan Helen kahvaltıdan sonra konuşmak için yanımıza geldi. Üç köle olarak ona korkulu gözlerle bakıyorduk. Bayan Helen konuşurken hepimiz dikkatle izliyorduk.
"Lily sen yeğenim Elora nın yanına gideceksin. Delaney sende oğlumun yanına "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Kont
Teen Fiction"Nişanlınıza olanları duydum. Çok üzgünüm." "Üzülme. Aksine benim gibi mutlu ol." "Nasıl yani!" diye sordum şaşkınlığımı gizleyemeyerek. Bir kere de şu çeneni tut kızım ya. "Duymadın mı ? " dedi alaycı gülüşüyle "Onu o hâle ben getirdim." Artık h...