Kitabın Adı: Trendeki Kız
Yazarı: Paula Hawkins
Kategorisi & Tarzı: Roman - polisiye / gizem
Yayınevi: İthaki
Kitapta İlk Gözüme Çarpan Şey: Kitabın çıkarılıp takılabilen bir dış kapağı vardı, üstelik dış kapağın rengi kırmızı olduğundan dikkatimi çekmişti.
Konusu: Kitapta aslında üç ana kız karakter var ama en çok Rachel adında, alkolik ve mutsuz bir kız üzerinde durulmuş. Rachel, hayattaki her şeyini teker teker kaybetmiş ve geriye kalan tek şeyi hayalleri olduğu için her gün bindiği Ahsbury - Euston 08.04 treninin camından önünden geçtiği evleri izliyor. Kafasından, bu evlerde yaşayan insanları kurguluyor, onlara kendi seçtikleri adları verip işlerini konuşmalarını kendi kafasında oluşturarak oyalanıyor. Sonra bir gün, favori evi olarak adlandırdığı evin sahiplerinden (kendi uydurduğu ad ile Jessie) kayboluyor. Ve Rachel monoton hayatından sıkıldığından, ya da kendini bir şeylerin parçası olmak zorunda hissettiğinden olayla ilgilenmeye başlıyor.
Kendi Öz Değerlendirmem: Bugüne kadar en sevdiğim kitap bu. Yani, her şeyiyle ruhuma en yakın hissettiğim kitap bu. Tüm 25 kitabın içinde en sevdiğim, en çok benimsediğim bu. Rachel'i öyle çok sevip bağrıma bastım, Anna'ya o kadar çok küfrettim ve Scoot'a o kadar çok acıdım ki... Tüm karakterlerin duygularını ayrı ayrı yaşayabildiğim tek kitap buydu. Kesinlikle, ama kesinlikle okuyun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölmeden Önce Okumanız Gereken 25 Kitap
Random× Ölmeden Önce Serisi, Kitap | × Okumayı ilk öğrendiğim günden itibaren, bir hafta sonra okuduğum kitapları üst üste dizdiğimde kendi boyumu geçtiklerini gören bir insan olarak diyebilirim ki, gerçekten bir sürü kitap okudum. Fakat bu 25 tanesi kesi...