Max,1.78 boylarında koyu kahverengi saçları ve gözleri olan her kızın hayallerini süsleyen karizmatik bir gençti.Annesi öldürülmüştü,babasını ise hiç tanımamıştı. Kardeşi yada akrabası yoktu. En azından o öyle biliyordu.Bir zamanlar anne sefkati ile dolu olan ev şimdi ise intikam arzusu,öfke ve acıyla doluydu. Daha 17 yaşındaydı ve yapayalnız kalmıştı. Henüz reşit olmadığı ve hiç akrabası olmadigindan yetimhaneye yerleştirilmişti,neyse ki burda sadece 1 sene kalacaktı. Her geçen gün intikam isteği artıyordu çünkü polisler katili bulamamıştı ve annesini öldüren kişi yada herneyse dışarıda bir yerdeydi. Max hergün kendini eğitiyor,araştırıyordu. Sonunda onsekizine bastı ve yetimhaneden ayrıldı. Evi hala satılmamıştı max ' e miras kalmıştı. O evde yaşamak zor olacaktı ama buna mecburdu başka seçeneği yoktu. Hem araştırma yaparken evinde kalması ona yardimci olacaktı. Polisler hiç birşeye dokunmamıştı herşey o geceki gibiydi. Eve geldi, direk odasına çıktı odasında koyu renk hakimdi,bir yatak,küçük bir çalışma masası ve masanın üzerinde duran sarı bir abajür,kahverengi bir giysi dolabı odada da küçük bir banyo vardı yani bir ergen için oldukça olgun bir odaydı. Evde 7/24 araştırma yapıyordu fakat kandan başka birşey bulamıyordu. Sabah gazetesini okurken gözüne bir haber takıldı. Gazetede şunları söylüyordu"yaşlı kadına dağ Aslanı saldırdı." Bu haberi okuyunca sevindi tabi sevinmesi pek normal değildi ama annesinin katili hala Beacon Hills'teydi. Ama bu pek normal değildi çünkü Beacon Hills'te atmış yıldan beri dağ Aslanı yada kurt görülmemişti. İçine bir umut doğmuştu sanki bir kurdun avına yaklaştığını hissettiğindeki gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
werewolf
مستذئبMax içeriden gelen sesler üzerine uyandı.sesler salondan geliyordu,merak etti ve salona gitti camdan kaçan bişey gördü. bir köpeğe benziyordu sonra yere baktı ve annesini kanlar içinde gördü. ne yapacaktı tek yakını cinayete kurban gitmişti. yüreği...
