Son Kez

80 11 0
                                    

Kafe boş olduğu için cam kenarındaki sandalyeye oturmuş gelen geçene bakıyordum. Sabahın erken saatlerinde işe yetişme telaşı olan insanlarla dolu olurdu. Kimisinin elinde şu meşhur kahvecinin - bana göre değersiz - bardakları. Kimisi de akşamdan kalma haliyle tam olarak sürünüyordu. Kafe her zamanki gibi insanların iş çıkışı dolacaktı . En azından ben öyle düşünüyordum. Derken kapıya takılı zil çaldı. Bu birinin kilitli kapıdan geçmeye çalıştığını gösteriyordu. Kahretsin ! Yine açmayı unuttum . Arka kapıdan girmenin dezavantajlarını birkaç saniyeliğine beynimin arka taraflarına atıp kapıya koştum. Pek fazla anahtar bulunmayan anahtarlığımı aceleyle evire çevire kapıyı açtım. Patron olabileceğini düşünmüyordum. Çok içmediyse buraya uğramazdı. Geriye kalan iki kişi vardı. Çalışanlar. Onlar da değildi. 'Müşteri mi ?' diye düşünürken adam kafasındaki şapkayı çıkarttı.

" Doktor ! "

Başıma gelebilecek herhangi bir şeyi düşünmeden boynuna atladım. Hadi ama . Benimle iyi geçinmeye çalışırken en gerçekçi davranan oydu . En azından bana hayvanmışım gibi davranmıyordu.

" Tamam yaşlı vücudum bu kadar sevinci kaldıramaz . "

Geri çekilip koluna girdim . En yakın masadaki sandalyeyi çektim ve oturmasını izledim.

Doktor her ay kimse ortalıkta yokken gizli üsten çıkıp bana ihtiyacım olan o şeyi getirirdi. Ben de karşılığında bir güzel karnını doyururdum. İhtiyacı yoktu ama benim de elimden gelen buydu.

" Henüz bir ay dolmadı. Hala elimde biraz var . "

" Mesel . " Ellerimi özenle seçilmiş bir kadife gibi tuttu ve baş parmaklarıyla hafifçe okşadı. Başkası olsa yumruğu yemişti. Ama o babamdan farksızdı. Her ne kadar onu hatırlamasam da .

" Bir sorun var değil mi ? Anladılar mı ? Ortaya çıkıp itiraf ederim . Ben zorladım tehdit ettim derim . "

" Bu pek itirafa benzemiyor küçük yalancı hanım. Hayır kimse anlamadı. Ama bir sorun var . Büyük bir sorun . "

Gözlerinin içine bakarken beynimin onun kalp atışlarını ne denli algıladığını fark ettim. Damarlarını. Damarlarında gezen kanı. Kan . Kan ! Dozu unutmuşum !

Ayağa kalktığımda oturduğum sandalyeyi de fırlattım ve mutfak bölümünde bıraktığım ceketime koştum. İlacı almaya çalışırken ellerim titriyordu. Doktor gelmişti. Ve ben dakikalar içerisinde onun tüm vücudunu çekebilecek kadar açtım. Yoksa dün gece de unuttum mu ? İğneyi elime aldığımda damarımı arayacak vaktimin olmadığını anladım. Gözüme ilk kestirdiğim yere iğneyi sokacakken doktor içeri girdi.

" Bırak ben yapayım. "

İğneyi elimden aldı . Sakin gözükmeye çalışıyordu ancak ben kalp atışlarını duyabiliyordum. Gereğinden fazla .

İlaç tüm vücuduma yayılana kadar gözlerim kıpkırmızı olmuştu bile. Yaklaşık 15 dakika hiç kıpırdamadım. Sonunda kafamı kaldıracak cesareti bulup sandalyeme geri döndüm.

" Daha kötü olmaya başladı değil mi ? "

" Doktor . Sadece dozumu unuttum . Hataydı. Tamam . Hadi söyle neden geldin ? "

" Bölge araştırmayı durdurdu. Artık VC 17 yapmayacak. "

İnsanlık için iyi , benim için kötü bir haber .

" Son stoğu attıkları sırada alabildiğim kadarını aldım. Yaklaşık 50 tane tüp var . Eğer kendini dizginleyebilirsen dozları yarım kullan . Ama bana söz vermek zorundasın. Asla aksatmak yok. Asla ! "

Son kelimesi haddinden fazla yüksek çıkmıştı.

" Daha sonra ne olacak ? "

" Olumlu deneyin peşindeler. Deneyi onu bulana kadar iptal edecekler. "

" Buldukları zaman ? "

Bilmiyorum der gibi kafasını sağa sola salladı.

" Peki sen ? Çalışanlar ? "

" Deneyi görenler işten çıkarılacak. Yeni elemanlar . Yeni ekipmanlar. "

" Ya beni yakalayamazlarsa ? "

" Sinirlenmeleri an meselesi . "

" Beni götürmek için mi geldin buraya ? "

" Mesel . Sana asla öyle bir şey yapmam . Hatırla . Kaçmana ben yardım ettim . Ve yine . "

" İyide nereye gideyim ? Kaçtığımdan beri tek güvenli yer burası. "

Geldiğinde elindeki sırt çantasını fark etmemiştim. Masaya koyup bana itti .

" İhtiyacın olacak şeyler burada. "

Çantada para da vardı.

" Bunlar senin birikimin. Hani çocuğuna ... "

Beni durdurdu.

" Kızım olduğundan şüphen mi var ? "

Ayağa kalkıp ona sarıldım. Son kez sarılmış gibi . İlacı geç almamın etkisiyle hala kafam biraz bulanıktı . Beni elleriyle ittirdi. Omuzlarımdan tuttu .

" Unutma en geç bu gece . "
Soğuk alnıma küçük bir öpücük kondurdu ve kapıdan çıkıp etrafına bakındı. Daha sonra şapkasını takıp uzaklaştı. Şimdi olduğundan çok daha yalnız hissediyordum. Yalnız ve tehlikede.


MESELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin