"Sence yine ne konusuyorlar iceride?"
"Yeni cocugu sanirim. Sonunda Pro onu bulmus ve Chen'i gorevlendirmis."
"Wooaa, iyi bir kutlama bizi bekliyor."
Kris isimli, uzun, keskin bakisli cocuk sozunu kesti.
"Channie. Bu insanlığın ve türümüzün devamı için bir görev eğlenilecek br şey değil."
"Ben gidiyorum. Pro toplanti yaparsa cagirirsiniz." Dislerini gostererek gulumsedi karsisindakine ve uzun koridordaki kapilardan birinde kayboldu. Yalniz kalan Kris de Pro'nun kapisinin onunde beklemek yerine kendi gorevini tamamlamak icin ayrildi.
Ana cadde de gezerken gozune bir cafe takildi, icerisi cok kalabalik gorunuyordu. Bir kahve almak icin iceri girdi. Klasik bir cafe gorunumunde olan yeri farkli kilan, diger yerlerde rastlanmayacak agir seker ve kahve kokusuydu; belki de insanlari ceken buydu. Kucuk iki kisilik masalarin rastgele serpistirildigi bu yer Kris'e cok sicak gelmisti. Iki adet donut ve kahve alip, cafenin bar masasina kuruldu. Onunde kosusturan calisanlari izleyerek kahvesinden bir yudum aldi. Kahve makinesinin arkasinda kaybolmus, genc bir cocukta gozleri kilitlendi. En fazla 19 yaslarinda, hos kesimli siyah sacli, kocaman gozlu, elindeki sut kopugu kadar beyaz tenli, kisa boylu bir cocuktu.
Ogleye kadar cafede oturdu Kris. Telefon gorusmeleri ve internette sorf yapti, gazete okudu, dergilere goz gezdirdi. Ogle saatinde kapidan cikip iki yandaki hamburgerciye girdi. Siparisini verdi ve servis bankosunun onunde hamburger menusunu beklerken yan gozle kapiyi izlemeye koyuldu.
Bir cift iceri girdi, Kris'in bulundugu yone dogru yoneldiler, yaklastilar ve yandaki kasada siparislerini vermek icin durdular. Ciftten erkek olan Kris'e bakti. Kris de gozlerini dikmis onu izliyordu. Cocuk gordugu bu uzun boylu cocugun etki alanina girmis gibiydi. Kendisini neden izledigini anlayamamasinin yani sira neden O da Kris'ten gozunu alamiyordu. Bu durumdan tedirgin oluryordu, kiz arkadasinin koluna saglam bir dirsek atmasiyla biraz olsun kendine gelen genc, kasanin uzerindeki menuleri incelemeye koyuldu. Kris'te seytani seytani gulumseyerek yemegini bitirmeye koyuldu.
Saat tam 12:30'du. "Simdi." diye icinden gecirdi ve hamburgercinin kapisi acildi. Kocaman gozlu latteci cocuk iceri girdi, Kris'in yanindan gecip kasada sirasini beklemeye koyuldu. Iste tam da o sirada Kris' i farketmisti. Onu bir saat kadar once cafede gordugunu hatirladigini belli etmek ister gibi hafifce gulumseyerek selamladi. Kris de en cekici gulumsemesini takinip cocuga karsilik verdi. Genc buna karsi koyamamisti, hamburger menusunu aldiktan sonra Kris'in yanina geldi.
"Oturabilir miyim?"
"Elbette." Kris eliyle yanini isaret etti.
"Neredeyse tum sabah cafedeydiniz."
"Evet, ara sira islerimi disarida halletmeyi seviyorum, daha az yorucu oluyorlar."
"Sizin icin buyuk sans. Ben tum gun kahve makinelerinin yanindan ayrilamiyorum."
"Baska bir meslek bulmalisin kendine." dedi Kris. Bir an gozleri parladi genc cocugun ve ayni anda tum isiklar sondu goz bebeklerindeki.
"Nasil? Okulumu bitirene kadar istedigim gibi bir iste calismam mumkun degil. Ayni zamanda okulumu da bitirmek icin para kazanmam gerekiyor. Bu isi yapmaya mecburum, bir cafe olmazdi da bu seferde hamburgerci olurdu."
"Bu arada ben Wu Fan." elini uzatti genc cocuga.
"Ah, ozur dilerim kabalik ettim. Ben de Do KyungSoo. Tanistigima memnun oldum, efendim."
"Ben de KyungSoo." lokmasini isirdi, bir yudum da iceceginden alip devam etti. "Oyle olmak zorunda degil."
"Anlamadim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Exo (Tradianen)
FanfictionTarih boyunca dünyada var olmuş ve insanlara hizmet için görevlerini sürdüren doğaüstü güçlere sahip Astrall kolonileri bulunmaktadır. Astrall kolonileri içlerinde her güçten mutlaka en az bir tane bulundurmak ve kolonilerini olabildiğince genişletm...