Keşke öldürseydim kendimi. Elimde silah napıcağını bilemeyen zayıf çelimsiz bir kız. Kendimi öldürmekle öldürmemek arasında gidip geliyordum karasızdım beynim durmustu sanki. Yaşamak için bi nedenim yoktu artık yaşasam ne fayda etcek. Bir sürü tilki dolaşıyordu aklımda dönüp duruyolardı hemde durmak bilmeksizce. Göz yaşlarım üstümdeki tisörtü ıslatmama neden olmustu. Elimi tetiğe koymuştum, alnımdaydı silah, vuracaktım kendimi son derece kararlıydım. Düşüncelerim hareketlerimle uyuşmuyordu, tetiğe basmak için ne kadar uğraşsamda hareketlerim engel oluyodu. Sesler son derce yakından geliyordu duyduğum kadarıyla merdivenden koşuşturarak gelen indsanların sesiydi silah sesini duyanlardı sanırım. Bana engel olucaklardı ölmeme ,küçük olduğumdan engelleyemzdimde. Kendime söz vermiştim elbet birgün doğru zamanı gelince kendimi öldürecektim. Rüyada olduğumu teyzemin saçımı okşamasıyla rüyanın etkisinden çıkabildim. Teyzem baş ucumda oturmuş sacımı okşuyordu. Hiç sevmem böyle şeyleri , aslında ne kadarda inkar etsemde en sevdiğim şeydir saç oksşanması. Her çocuk sever bir anne veya babanın çoçuğun saçını okşamasını. Ben ise her gece annem saçımı okşadığında kedi gibi ona sırnaşırdım daha çok okşasın diye. Ama annem öldükten sonra nefret ettim. Ellerimle gözlerimi ovuşturdum. Teyzem ise bana gülümsüyordu. Hiç sırası değildi bu gülümsemenin. Hiç taviz vermeden banyoya ilerledim. Kapıyı kilitleyip kısa bir duş aldım. Odaya girince teyzemin sesini duydum.
'Hadi Açelya kahvaltıya.'
'Tamam'
Valizden çıkardığım kırmızı tişörtümle kot pantolonumu üstüme giydim , bu sefer siyah converselerimi giyip valizle birlikte mutfağa gittim. Hiç kimse konuşmadan kahvaltısını yapıyordu. Arada teyzemle göz göze gelsekte gözlerimi kaçırıyordum. Sonunda bu bitmicek sandığım kahvaltıda bittiğine göre gitme vakti gelmişti. Elerimi yıkayıp kapıya doğru ilerledim teyzem 'bekle'demişti. Elinde çantasıyla yanıma koşturarak geldi. Eliye taner enişteyi çagırdı. Taner enişte ise kafa sallayıp odaya gitti bende kapıdan çıkıp eve son kez baktım bu eve bidaha gelmiyeceğimi biliyordum. İçeri kafamı uzattığımda annemle teyzemin fotoğrafları asılıydı duvarda aklıma gördüğüm rüya geldi verdiğim söz. Eniştem gelince bavulu bagaja yerleştirip yola çıktık. Teyzeme mezarlığa gitmek istediğimi fısıldadım kulağına, kafa salladı. Mezarlıkla ev arasında yarım saatlik bi zaman vardı , buda hayal kurmak için yarım saat var demek. Aslında yetimhaneye kendim gitmek istiyordum yetişkin bir insan gibi ama yaşim engel oluyodu 16 yaşındayım ve bir adette teyze. Neyse yarım saat nası geçti hiçbir fikrim yoktu mezarlığa gelmiştik. Mezarlığın kapısın yanında yaşlı bi teyze vardı oturmuş çiçek satıyordu. Yanına gidip
' merhaba teyze ben çiçek alacaktım'
' tamam güzel kız hangisinden alcaksın' sesi titrek titrek çıkıyodu yaşlılıktan.
' gül ve kır papatyası alıcam'
' bende çok severim papatyayı'
' benimde annem çok severdi teyze'
Neyse teyzeye gülümseyip kapıdan içeri girdim. Mezarı bulamıyodum adım atıcak yer yoktu baya sinir olmuştum. Önceden hiç böle değildi burası, az mezar vardı. Sonunda bulmuştuk. Mezarların üstü temizlenmesi lazımdı. Kalbim sıkışır gibi oldu nefes olamadım mezarın üstünü öle görünce. Daha fazla kalmak istemiyordum eski günlere dönemezdim. Çiçekleri koyup arabaya bindim , son kez arkama bakıp kapıyı kapattım. İstemsizce aglamaya başladım sessizce annemlerin öldüğü zaman şimdiye kadar geçirdiğim her an gözümün önünden film şeridi gibi geçmişti. Ağlamam hıçkırıklara bürünmeden farklı şeyler düşünmeye çalıştım biraz işe yaramış gibiydi. Buraya sadece bir iki defa gelmiştim kimbilir kaç senedir gelmiyorum çünkü beni yalnız bıraktıkları için hep onları suçladım nefret ettim onlardan, rüyalarımda görürdüm hep sırf onları görmemek için uyumazdım. Yetimhaneye yaklaşmıştık içimi bi sevinç kaplamıştı. Göz yaşlarımın yerini sevinç ve mutluluk kaplamıştı. Yeni arkadaşlarım olacaktı yeni de okul. Yetimhanenin bahçesinden içeri girmiştik. Dışı krem renginde küçük pencreli tahta kapılı orta halli bir yetimhaneydi. Eniştem arabayı park edince hızlı bir şekilde arabadan inip bavulu aldım. Tayzemin bana olan bakışları baya dikkatimi çekiyordu. Ve sonunda ağzındaki baklayı çıkardı;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIR PAPATYASI
ChickLitAnnesinin mavi gözlerine düşkün babasının gülüşüne hasta bu kızdı o. Zayif ve çelimsiz olmasina rağmen bi o kadarda güçlüydü. Zorluklara göğüs geren kötülüklerre baş eğmeyen sevimli bir kızın hikayesi bu. Hayali annesi gibi zarif bir kadin olabilmek...