22.09.2015

37 5 0
                                    

Genç kız balo için istemeye istemeye de olsa hazırlanmıştı. Bir yandan gitmek istiyor bir yandan gitmek istemiyordu.İçinde garip adlandıramadığı bir his vardı ve bu canını sıkıyordu. Geçen hafta maaşından artan parayla aldığı beyaz kabarık tüylü elbiseyi giymişti. Güzel bir göz makyajı yaparak gözlerinin maviliğini ortaya çıkarmıştı ve maskesinin altından muhteşem görünüyordu. Kırmızı rujunu da sürüp sürmemek konusunda kararsız kalmıştı ama orada nasıl olsa onu kimsenin tanımayacağı için sürmeye karar vermişti. Aynadan kendine baktığında melekten farksız göründüğünü düşünmüştü sadece kanatları eksikti. Kendi kendine böyle bir şey düşündüğü için kızdı. Utanmıştı.

***********************

Balonun olduğu mekana gelince biraz duraksadı. O kocaman kapıyı şöyle bir süzdü. Çok heyecanlanmıştı. Garip. İçeriye doğru bir kaç adım attı. Burası o kadar şıktı ki gözlerini kamaştırmıştı. Koskocaman avizeler, parlak tüller ve her şey ama her şey ışıltılıydı. "Muhteşem." diye düşündü. Kokteyllerin olduğu masaya doğru ilerledi. Eline bir bardak aldı ve boş bir masaya geçti. Hem kokteylini içiyor hemde insanların ne giydiklerini inceliyordu.

"Evet millet, hoş geldiniz! Eğleniyor musunuz?" dedi beyaz pantolon ve üzerinde siyah ceketi olan maskeli sunucu. Tabii herkes çığlık atıp alkışlamaya başladı. Bu evet demekti. Ben hariç. Boş gözlerle olan biteni izliyordum.

"Şimdi sizlere sırayla bir canlı bir de slow şarkı açacağım. Oturan kimse görmek istemiyorum herkes dansa katılmak zorunda. Her şarkıda eşler değişecek. İyi şanslar!" deyip sahneden indi. Bu da neyin nesiydi şimdi?

Dans etmemek için çıkış kapısına doğru yöneldim. Hızlı adımlarla ilerliyordum. Tam kapıdan çıkacak iken biri bileğimden yakaladı ve kendine çekti. Hazırlıksız yakalanmıştım.

"Gece daha yeni başlıyor güzellik." diyerek güldü. Sesinden ve hareketlerinden anladığım kadarıyla genç biri olmalıydı. Ela gözleri maskesinin altında kıpır kıpır ediyordu.

"Seni daha önce buralarda görmedim. Eğer görseydim emin ol bu masum bakışlı gözleri asla unutamazdım." diyerek kahkaha attı. Bu çok iğrençti! Hiçbir tepki vermeden hareketlerine uymaya çalışıyordum.

O sırada tekrar şarkı değişti ve yaşlı bir bey denk geldi bana. Gülümsedim. Bu daha iyiydi.

"Ne kadar da güzel gözleri olan bir bayan." diyerek güldü.

"Ah, teşekkür ederim çok naziksiniz." Saçları kırlaşmıştı ve askılı bir takım elbise giymişti. Yaşına göre oldukça uygundu. Bir kaç saniye daha dans ettikten sonra şarkı tekrar değişti.

Hızla birinin kollarına savruldum ve savrulur savrulmaz nazikçe tutuldum. Burnum bir anda muhteşem bir kokuyla dolmuştu. Gözlerimi dans ettiğim adama çevirdim. Koyu kahverengi saçları adeta güneş gibi parlıyordu. Gözleri benim gibi maviydi ama ona daha çok yakıştığına bahse girebilirdim. Boyu benden bir karış uzundu. Omuzları geniş olduğu için koyduğum elim omzunda küçücük gözüküyordu. Gözlerini kısmış dikkatle beni süzüyordu. Yavaş ve narin bir şekilde dans ediyorduk. Beni kendine doğru biraz daha çekti. Adeta yapışık ikizler gibi olmuştuk. Kalbimin atışı hızlanmıştı. Bacaklarım titriyordu. Gözlerimi kaçırdım.

Ne olduysa o anda oldu. Parmak uçlarımdan tutup yavaşça döndürmek üzereyken kolum yanımızdan geçen garsonun elindeki tepsiye daha doğrusu meyve suyu ve içki dolu olan tepsiye çarptı. O an ki refleksle çığlık atıp geri giderken elimi ağzıma götürüp kapatmıştım ki dans ettiğim adamın ayağına ayağım takıldı ve bu onun düşmesine neden oldu. Onun düşmesiyle beraber ceketinin düğmesine dans ederken takılmış olan elbisemin tüyü yüzünden bende onun üstüne düşmüştüm! Bir anda herkes başımıza toplanmıştı ve müzik durmuştu.

Kafamı göğsünden kaldırıp ona baktığımda o da bana baktı. Dişlerimi göstererek gülümsedim.

"Hakan Bey iyi misiniz?!"

"Hakan Bey!"

"Hakan Bey bir yerinize bir şey oldu mu?"

"Aman Allah'ım Hakan Bey!"

Hemen üstünden kalktım ve kimsenin bir şey demesine izin vermeden çıkışa doğru koşmaya başladım. Koştum, koştum ve koştum. Ayakkabımın topuğu kırılmıştı ve az kalsın bileğimi burkuyordum. Evimin kapısını açıp içeri girdim ve aynamın karşısında ki bu yorgunluktan bitmiş halime baktım.
Elim bir anda boynuma gitmişti. Gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibi açıldı. Aynadan baktım. Yoktu! Kahretsin annemin kolyesi yoktu! Nereye gitti! Taktığıma emindim! Kahretsin! Kahretsin!


ESİR-İ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin