4| You're Going On Tour With Them

161 10 9
                                    

Bugün Calum'un telefonuyla uyanmamıştım. Bu bir işaret olsa gerekti. Sanırım günüm iyi geçecek!

Adidas Neo reklamında oynadığım için bana hediye edilen Adidas eşofmanlarımı giyinip saçımı tepeden topladım.

Telefonu elime alıp Justin'i aradım. Ikinci çalışta açtı ve kadife sesi duyuldu.

" Efendim?" Gülüp " Günaydın uykucu!" Diye bağırdım. Kısık sesiyle " Ne var bu saatte Selena?" Deyince öylece kaldım. Ciddiyim, dondum kaldım.

" Andromeda? Orda mısın?" Sesimi bulduğumda " Evet," dedim. Ben niye bu kadar takmıştım ki bu dediğine? Kafamda bu soru varken kalbim başka bir şey diyordu.

" Boşver Justin kapatıyorum," Deyip kapatacakken sesini duydum. " Hey hey dur! Neden aradın ve neden kapatıyosun?"

" Y- yok bir şey," Siktir, niye kekeliyorum?

" Sen iyi misin?" Deyince " Evet iyiyim," dedim. " Neden aramıştın?"

" Basketbol oynayalım mı, diyecektim," Ama bana Selena dedin gerizekalı!

" Olur tamam," Derin bir nefes aldım ve verdim. " Yerini mesaj atarım," Deyip kapattım.

Içimdeki kıskançlık git gide büyürken telefonu elimde sıktığımı fark ettim.

Elimi gevşetip yerini mesaj attım ve çıktım.

Yürüyerek sahaya geldim ve topu yere koyup üstüne oturdum.

Dışarda açık bir sahaydı ve herkes bizi görebilirdi. Bu tehlikeli olsa da sonunda eğlenceneceksem benim için önemli değildi.

Beş dakika sonra Justin bütün havasıyla içeri girerken onu baştan aşağı süzdüm. Kırmızı basketbol şortu, beyaz yarım kol bir tişört, beyaz çorap ve siyah ayakkabılarını giymişti.

Tanrım, bu çocuk hep bu kadar seksi olmak zorunda mı?

Justin gülerek yanıma gelip elini kalkmam için uzattı. Tutup kalktım ve üstümü düzelttim. Ona sinirliydim normalde ama gülümsemesi her şeyi unutturuyordu. Lanet olası Playboy bozuntusu kötü çocuk!

Telefonu kenara koyduk ve elime topu alıp Justin'e baktım.

" Ortaya idda koyalım mı?" Deyip sırıtan Justin'e gözlerimi devirdim. " Ne iddası?"

" Kazanan diğerine bir istediğini yaptırsın," Gülümseyip " Çok klasik ama varım," deyince " Anlaştık. Sen başla," dedi.

Ve başladım. Üst üste basket atarken fark ettim ki atmamı istiyordu. Bunun amacı neydi?

Potaya koşarken önümü kesmesiyle onu geçmeye çalıştım. Sağ gösterip sola gidecekken inanmayıp yine önüme geçmesiyle ayağım takıldı ve tam yere düşecekken belimden tutup engelledi.

Yakın bir mesafede nefes nefese birbirimize bakarken yaklaşmaya başlamasıyla kendime geldim ve onu ittim.

Kaşlarımı çatarak " Uzak dur," Deyip toparlandım ve yerden topu aldım.

Justin şaşırarak bana bakarken " Neyin var senin? Sabahtan beri bir farklısın," deyince " Yok bir şey," diye mırıldandım.

" Bana doğruyu söyle Andromeda," Bir adım atıp kollarımdan tuttu. " Sana yok bir şeyim dedim!"

Sesini yükselterek " Yalan söyleme!" Dediğinde " Sabah bana Selena dedin gerizekalı!" Diye bağırdım.

Şaşkınlıkla kalırken onu ittirdim ve telefonumu alıp gidecekken kolumdan tutup beni durdurdu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PassionsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin