KMD|3

126 13 6
                                    

Kimse Masum Değildir|Stajyer

40'lı yaşlarda olan polis Mert'in sorgusu ardından kendi masasına doğru yürüdü. Gelen vakaların yükünü hissediyordu. En önce gelen vakadan başlaması gerekirken son gelen daha çok duyulmayan ama duyulduğunda büyük ses getirecek olan en vahşi vakanın dosyasını eline aldı.

Dosyadaki Ela Durak'ın resmini gördüğünde ne kadar tatlı bir genç kız olduğunu düşündü. Olay çıkaran Ela'nın yaşlarında olan genç kızın sevgilisiydi. Tabi ki onun da aklına ilk Mert'in onu öldürdüğü geldi. Çünkü en son kavga ettiklerini söylemesi bu kanıyı destekliyordu. Daha çok bilgi toplamak adına Mert'in verdiği adrese gitmeye karar verdi. Şu an elindeki bilgiler oldukça azdı ve olay yerinde daha çok kanıt bulabileceği açıktı.

Apartmanın önünde durduğunda bir kez daha elindeki kağıda baktı ve Mert'in üstündekileri düşününce bu apartmanda yaşamaları mantıklıydı.

Apartmanın girişine yöneldiğinde zilin olmadığını fark etti. Emin olmak için kapıya elini dayayıp eğileceği sırada kapı gürültüyle açıldı. O arada polis dengesini zorla korudu. Kapıdan içeri girdi ve dairelerin kapılarına baktı. Kapılarda isim yazıyordu. En azından bu var diye içinden geçirdi.

Üçüncü kata çıktığında "Mert Diken" yazısıyla kapıyı tıklattı. Açan kişi oldukça dağılmış son parasını içkiye harcadığı belli olan Mert'ti.

Mert'in yorgun ve onu umursamayan yüzünü gördüğünde araştırmayı rahatlıkla yapacağını anladı.

''Olayın olduğu yere bakmak için geldim.''dedi. Mert yavaşça kafasını salladı ve içeri buyur etti.

Kapının önüne geldiğinde Mert içeri girmeden bir süre odayı izledi. Sonra da polis memurunu yalnız bıraktı.

Polis memuru odayı incelediğinde hiç temizlenmemiş, polislerin bilgi toplaması için olduğu gibi bırakılmış olduğunu anladı.

Gerekli eşyaları aldığından bilgiler ve delilleri topladı.

Yerdeki kanı incelemek için eğilip uzun süre aynı şekilde hareketsizce durduğundan belini ovuşturdu.

Zeminde dağınık bir şekilde duran eşyalarını topladığında bir şey dikkatini çekti. Bir kağıt parçası.Kağıdı merakla açtı. Bir ipucu olabileceği düşüncesi onu heyecanlandırmıştı.

''Başlangıç ve bitiş çok yakın.''

Bunun bir ipucu olduğu bariz ortadaydı. Polis memuru davayı şimdilik kendi başına yürüttüğü için cebinden bir zarf çıkartıp içine koydu.

Odadan çıktığında Mert'in bitişik olan mutfak ve salonda bulunan masanın sandalyesinde yere bakarak daldığını gördü. Bu düşüncelerin Ela Durak hakkında olduğunu biliyordu.

Onu rahatsız etmemek adına ve zaten onu dinlemeyeceğinin farkında olduğundan sessizce kapıyı çekip merdivenlerden aşağı indi.

Arabasına yöneldiğinde kafasını tamamen Ela Durak cinayetine vermiş bir şekilde bindi.

Aracı çalıştırdığında bile bir polis memuruna yakışmayan bir şekilde dalgın, düşünceli ve sinirliydi.

Çünkü elinde ne kadar bilgi varsa o kadar da yoktu. Bir kaç ipucu bulmuştu ama tabi ki de böyle bir cinayeti işlemiş birinin ardında çok kanıt bırakmayacağını biliyordu. İpuçları şimdilik bulanabilecek düzeydeydi ama hiçbir anlam içermiyordu.

Düşüncelere dalmış olan polis memuru arkasındaki aracın korna öttürmesiyle kırmızı ışığın çoktan geçtiğini yeşil yandığını fark etti. Kafasını hafifçe iki yana sallayarak silkindi.

Gaza aniden yüklenerek emniyet müdürlüğünün olduğu zamanında türlü canlı bomba ve şüpheli paketlerin bırakıldığı görünüş olarak tenha ama tehlike açısından kalabalık olan bir caddeye girdi.

Yeni bir polis olmadığı için emniyete dışarıdan kararlı ama içerisinde düşünceli bir şekilde girdi.

Gördüğü kişilere selam vererek odasının kapısını açtı. Daha tam anlamıyla kapıdan içeri giremeden şoka uğradı.

Bunca sene düzenli bir şekilde duran ve izinsiz kimsenin girmediği odası darmadağındı. Bir erkeğe göre fazla titiz olduğu için bu onun zaten bozuk olan sinirlerini daha da yıpratmıştı.

En azından bu yeni gelen Ela Durak dosyasını aldığı için kendini tebrik etti.

Odanın ortasına gelerek genel olarak bir bakış attı. Alınan bir şey olup olmadığı belli olmasa da odaya girildiği ve bir şey arandığı belliydi.

Odadaki dosyaları tek tek baksa da alınan bir şey görememesi onu daha da şüpheye sokmuştu.

Odasından içinde kopan fırtınalara rağmen sakin bir şekilde çıktı. Koridorun başında duran ve onunla beraber bir polis memurunun daha odasını temizleyen, işlerine bakan görevli kızın yanına doğru ilerledi.

Genç kız ağzındaki sakızı sesli bir şekilde çiğnerken telefonda mesajlaşıyor, bir taraftan da kahkahalar atıyordu.

Polis memurunun öksürme sesiyle kahkahası durdu, telefonu elinden sert bir şekilde düştü ve çiğnediği sakız boğazında kaldı.

Şiddetli bir şekilde öksürürken polis memuru bir taraftan ona onaylamaz bakışlar atarken bir taraftan da sırtına vuruyordu. Utanış hissiyle beraber yüzü daha da kızaran kız masadaki yarısına kadar dolu olan su bardağını eline aldı ve bir seferde bitirdi.

Çok sorumlu ve işinde iyi biri olmasa da kendinden yüksek rütbeli kişilere saygılı olması gerektiğinin bilincindeydi.

Kısık sesle özür dileyerek polis memuruna nasıl yardımcı olabileceğini sordu.

Polis memuru sakin ama tehdit kokan sesiyle ''Bugün odama biri girdi mi?''dedi.

Kız daha sert bir soru beklerken bu kadar saçma ve basit bir soru gelmesi onu şaşırttı. Rahatlamışlık hissiyle ''Tabi ki de girmedi efendim. Ben varken kim girebilir ki?!''dedi sondaki çoşkulu sesine hakim olamayarak.

''Sen varken kim girebilir mi? Odamın halini gör ve ondan sonra konuş.'' dedi kızı sertçe kaldırıp odasına çekiştirdi.

Odanın önüne geldiklerinde içeri girmedi ve kafasını kaldırıp kıza baktı.


Kimse Masum DeğildirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin