İlk olarak bir açıklama yapmak istiyorum. Arkadaşlar kitapta kullandığım bayan karakter Barbara palvin . Erkek ise Serkan Candan . Neden ünlü biri değil dediğinizde şu cevabı alacaksıniz. Artık Francisco ve vini sıktı. Aynı karakterler. İsim benzerlikleri vesaire. Bu arada burdan beni kırmayıp kitabıma karakter olmayı kabul eden Serkana çok teşekkür ediyorum. Karanlığın içine düşen beyaz bir nokta olurya benimkisi öyle olmadı benimkisi beyazın içine düşen sarı noktaydi. Beyazıma sarılık katan kişiye tekrardan teşekkür ediyorum. Neyse çok konuştum iyi okumalar.
Bardan çıkıp direk eve gitmiştim. Annem yagmurlarda kalacağımı saniyordu ama gittiğim elbise ve makyajla yalan söylediğimi anlamış oldu. İçeri girer girmez konuşmaya başladı ?
"Ayyüce bu hal ne ?"
" bildiğin hal işte ne varmış"
"siz yağmurla kısacık elbiseyle mi ders çalışıyorsunuz kızım "
anneme gözlerimi devirip baktım. "yağmurla ders calismayacagimizi sende biliyorsundur bence . biraz daha ilgi gösterip sorsaydin keşke ne dersi filan diye " dedim ve odama doğru yol aldım. içeriye girip kapıyı kapattım. Annemi görmek istemiyordum. Kapıya yaslanıp uzun bir süre odaya baktım. Ben melek miydim. Benim gibi melek mi olurdu. Kendime gelip odanın içine doğru yürüdüm. Dolaptan pijamamı almak için önüne gittim. Ayna da kendime baktım. Evet kumraldim mavi gözlerim ve dolgun dudaklarım vardı.Asla bir melek değildim. Ben kusursuz değildim ki. Gözlerimi inceledim her aynaya baktığım da yaptığım gibi. Gözlerim suratımda olan en kusursuz yerdi. Ama sönük bir maviydi. Kendime bakmayı kesip pijamalarimi aldım. Makyaj silmeye bile fırsat kalmadan yattım. Uyku bedenimi yavaş yavaş hapsederken aklımda hep aynı şey vardı. Ben melek miydim?
