Hayatımın bir yalandan OLDUĞUNU anlamam baya uzun sürmüştü ne beni seven bir ailem ne beni seven bir adam vardı ...
Sadece o vardı BEBEĞIM Rüzgar yatdığı yerden etrafa gülücük saçarken ben camdan istanbulu izliyordum herkesin bir telaşı vardı kimisi işe geç kalmamak için koşturuyordu kimisi sevgilisiyle ilk buluşmasına gidiyordu benim ne acelem vardı ben neden hayatı bu kadar hızlı yaşıyordum neydi benim derdim Yada şöyle söyliyim niye hayatın zorluklarıyla erken yüzleşmiştim . Evet param vardı dışardan bakıldığında herkesin isteyebileceği bir Hayatım vardı tabi rüzgârla demir olayını saymazsak .Ev bakmalıydım hep otel Odasında kalamazdım hep taş bi evim olsun istemiştim belki ilk defa hayalimi gerçekleştirecektim . Makyajımı yaparken Emlakçıyla konuşuyordum şehirden uzak bir ev istemiştim odadan çıkıp minik prensle resepsiyona geldiğimizde görevliye taksi çağırmasını istemiştim . O gelene kadar ben de rüzgârla oynuyordum
----------------------
Birkaç ev gezmiştik ama içime hiç biri sinmemişti son olarak bi eve gidiyorduk Ev eşyalıymış yani sadece salonda koltuklar falan varmış bakıcam bakalım inşallah Güzeldir araba büyük taş bir evin önünde durunca Kafamı kaldırıp baktığımda tam istediğim gibiydi taş ve yere kadar camlarla kaplıydı emlakçı önden ilerleyip kapıyı açtığında ben bahçe Kapısı'ndan girmeyi tercih etmiştim sanki Bambaşka bir Dünya'ya açılıyordu Yemyeşil bi Dünya'ya havuzun maviliği eşlik ediyordu kesinlikle sırf şu yeşillik için bile tutabilirim bu evi rüzgâra baktığımda her zaman olduğu gibi yine gülümsüyordu en azından o mutluydu neyse evde koyu mavi ve beyaz hakimdi taş duvarlara beyaz L koltuk eşlik ediyordu kırlentlerin koyu mavi olması evi daha ferah gösteriyordu cam görünümlü merdivenlerden çıkınca karşıma büyük oda çıkıyordu taş Duvarlara yere kadar olan camlar eşlik ediyordu Emlakçıya döndüğümde rüzgâra şebeklik yapıyordu ben dönünce hemen ciddileşti ben Gülerken o " ne düşünüyorsunuz mina hanım " diye sordu " güzel , fazla güzel "dedim "peki tutuyor musunuz " "evet "
Internetten verdiğim mobilya siparişleri yarına gelirdi heralde umarım yani rüzgâra bir oda yapıcaktım Masmavi olucaktı tıpkı babasının gözleri gibi ...
Özlemiştim Kokusunu , gülüşünü , sıcacık bakışlarını , merhametini , gamzesini ...Aşıktım herşeyine
Ama Aşkımdan daha büyük birşey vardı nefret ikisi bir Arada olmazdı hani öyle diyorlardı noldu bir insan hem nefret edip hem sevebilir mi ? Ben yapıyordum
Sabah Gözlerimi açtığımda rüzgar kafasını boynuma gömmüş uyurken buldum Aşkım benim bir süre sonra uyanmıştı ben onu izlerken kapı çalındı eşyalar gelmiş olabilirdi kapıyı mutlu mutlu açtığımda Kafamı kaldırıp demiri görmeyi beklemiyordum bana bakıyordu " içeri geçmeme izin vericek misin ? " kelimeleri bir araya getirmeyi becerebildiğim de " tabi " diyip yol verdim salona geldiğimizde etrafı inceliyordu " niye geldin " " Oğlumu görmeye " ilk defa oğlum Demişti " peki ben sizi yalnız bırakıyım diyip yan odaya geçtim
DEMIR
Kokusu cennet gibiydi iliklerime kadar işlemesi için derin derin nefesler alıyordum benden ve ondan bi Parça vardı ama ben onu her zaman göremiyordum . Orkunla olan haberler Yüzünden babasıyla arası bozulmuştu bana " En Çokta Senden Nefret Ediyorum " Dediğin de darmadağın olmuştum toparlanmam birkaç saatimi almıştı . Onu çok seviyordum ama benden ne baba olurdu ne koca
MINA
Uzun uzun rüzgâra bakıyordu salon Kapısı'ndan onları izliyordum kafasını kaldırıp beni gördüğünde yüzüne Acı bir gülümseme yerleşti bir süre baktı bana " ben kalksam iyi olucak " diyip ayaklandığında ben hala rüzgâra bakıyordum . Beni geçip gittiğinde bir an durdu kolumda bir el hissetmemle ona dönüp dudaklarımızın birleşmesi bir oldu Hasretle öpüyordu sevgiyle Yada ben öyle düşünüyordum saçmaydı beni oğlunu istemeyen biri niye hasretle öpsün ki nefesimin Bittiği zaman omuzlarından ittirdim alnını alnıma yasladı birbirimize bakıyorduk bakışmamızı rüzgarın " ba - ba " demesi böldü ...Arkadaşlar 4 beğeni bile gelmiyor ama olsun ben yazmayı seviyorum yine de beğenenlere teşekkürler.