İliklerime Kadar Acı

11 1 0
                                    

Uykuya daldım, dalmaz olsaydım. Rüyamda o çocuğu gördüm. Uyandığımda kan ter içindeydim. Bu bir saçmalıktı onu rüyamda görmem çok aptalcaydı. O sırada büyük babamla büyük annem içeride konuşuyorlardı. Ne konuşuyorlar diye merak edip biraz kulak kabarttım. Büyük babam büyük anneme Nihal'e bunu nasıl söyleriz diyordu. Büyük annemde ağlıyordu cevap bile veremiyordu büyük babama. Hemen içeriye gitmek istedim. Bunu hızlı bir şekilde yapamasam da seke seke odaya gittim. Büyük anneme, büyük anne neler oluyor? diye sordum. Büyük annem daha çok ağlamaya başladı. Büyük babamın gözlerine baktım gözleri dolmuş taşıyordu. Bana bir şey sorma dercesine bakıyordu gözlerime. Büyük baba bari sen bir şey söyle dedim. Büyük babamın gözlerinden bir iki damla yaş süzüldü. Beni yanına oturttu ve gözlerimin içine baktı. İşte rüyadan uyanmıştım uyku sersemliğinden anlam veremediğim göz yaşlarının sebebini anlamıştım ama yine de olamaz diye düşünüp büyük babama ne olduğunu sordum. Büyük babam, kızım annenle baban dedikten sonra çığlığı bastım. Hayır büyük baba hayır sus söyleme olamaz. Olamaz diye çığlık atıp kendimi yerden yere vurdum. Büyük annem ve büyük babam bu halimi görünce daha da yıkıldılar. Ama ben hala kendimi yereden yere vuruyordum. Büyük baba olamaz yalan söylüyorsun diye onu yumruklamaya başladım ve gerisini hatırlamıyorum...

Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Kolumda bir serum vardı. İlk işim onu sökmek oldu büyük annem yorgunluktan koltukta uyuya kalmıştı. Hemen dışarı fırladım. Büyük babam dışarıdaki bankalarda oturuyordu. Beni dışarıda görünce telaşlandı. Yanıma koştu. Serum yerinden oluk oluk kan akıyordu. Büyük babama bu lanet yerden beni götürmesini istedim.İlk önce bir hemşire bulup koluma bir pamuk bastırttı. Daha sonra çıkış işlemlerini yaparken büyük annemin koridorlarda adımı sayıkladığını duydum yanına gittim ve burdan gitmek istediğimi söyledim. Önce odaya çıkıp eşyaları topladık. Daha sonra birlikte büyük babamın yanına gidip çıkış işlemlerini yaptık ve arabaya bindik. Büyük babam arabayı çalıştırdı eve gitmiyorduk farklı bir yolsa sapmıştık sanırım sahile gidiyorduk. Sahile vardık. O kadar sakinleştirici yapmışlardı ki uyuşmuştum. Ağlayamıyordum bile büyük babama neler olduğunu sordum ve anlatmasını istedim. Çünkü hiç bir şey bilmiyordum. Annemle babam iş seyahatine çıkmışlardı sadece bu kadarını biliyordum. Büyük babamla denize yakın bir banka oturduk. Annemle babamın kaza geçirdiğini ve vefat ettiklerini söyledi bunları bana söylerken gözlerinde bir iki damla yaş düştü. Ben acıyı iliklerime kadar hissediyordum ama ağlayamıyordum. Büyük babamın omzuna yaslandım ve hiç konuşmadan orda öyle saatlerce durduk. Büyük annem dayanamayıp yanımıza geldi eve gitmemiz gerekiyor diye fısıldadı. Hiç gitmek istemiyordum eve çünkü o manzarayla karşılaşmak istemiyordum. Ev ölüm kokuyor gibi geliyordu bana. Mecburen kalktık ve evin yolunu tuttuk. Ayağımın sızısını bile hissetmiyordum artık. Eve vardık herkes ordaydı beni gören herkes ruh görmüş gibi bana bakıyordu. Büyük annem başıma siyah bir tülbent attı. Bekledim bekledim bekledim... Zaman gelmişti. Mezarlığa doğru yola koyulduk. İşte gelmiştik yine bu lanet yere bir kaç sene önce yine buraya gelmiştim. Nefret ediyorum burdan nefret. Büyük annemin elini sımsıkı tutmuştum ayakta zor duruyordum. Annemi ve babamı kardeşimin yanına defnettiler. Kardeşimi almıştılar benden. Şimdi de annemi ve babamı içim acıyordu. Gerekli olan herşeyi yaptıktan sonra mezarlıktan ayrıldık. Eve gittiğimde kendimi çok yorgun hissediyordum. Başımı yastığa koydum ve uyumaya başladım.

Uyandığımda sadece büyük annem ve büyük babam vardı. Artık okula da gitmiyordum. Aylarca evden çıkmadım. Psikologların biri gidip diğeri geliyordu. Ama hiç biriyle iletişim kurmuyordum. Öylece boşluğu izliyordum. Bunu aylarca yaptım büyük annem ve büyük babam benim için çok endişeleniyordu ama hayattan artık hiç bir beklentim kalmamıştı...

GÜN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin