İLK GÜN

15 1 0
                                    

Yine mi bu lanet çalar saat. Of! Neden her gün erken kalkmak zorundaydım diye söylenirken büyük annem içeriden seslendi. Kızım söylenme hadi gel artık kahvaltı hazır dedi. Yataktan kalkana kadar saat buçuğu geçmişti. Önce yüzümü yıkadım. Sonra makyajımı hızlıca yapıp üstümü giydim. Çantama bir iki bir şey koyduktan sonra hızlıca evden çıktım. Kapıyı kapatmadan büyük annem seslendi. Ah minik kuşum kahvaltı bile yapmadın bari biraz atıştırsaydın diyerek söylendi. Yanağına bir öpücük kondurdum ve geç kaldım büyük anne gitmem lazım diyerek hızlıca merdivenlerden inemeye başladım. Asansör yokmuş gibi o dördüncü kattan bütün merdivenleri koşarak indim. Büyük annem pencereden bana bakıp el sallıyordu. Öpücüklü bir el sallayarak arabama bindim ve benzinin az olduğunu gördüm. Ah Nihal hep unutuyorsun şu arabaya benzin doldurmayı diyerek kendi kendime söylendim. Neyseki bugün bana yetebilecek kadar benzinim vardı. Arabanın gazına hızlıca bastım ve yola koyuldum.

Okulun önüne gelmiştim hızlıca yan koltuktaki çantamı aldım ve arabadan indim. Geç kaldığım için koşturuyordum bir yandan da çantamdan bir şeyler arıyordum. Ayağım taşa takıldı, genç ve yakışıklı bir çocuğun üstüne düştüm. Canım acıyordu ve ayakkabımın topuğuda kırılmıştı. Güzel bir ses tonuyla iyi misin? diye sordu. Bağırarak nasıl iyi olayım görmüyor musun? Hem düştüm hemde topuğum kırıldı diyerek söylendim. O da sert bir ses tonuyla karşılık verdi. Hem bana çarptın, hem özür dilemedin hemde bana bağırıyosun diyerek sinirli sinirli yanımdan uzaklaştı. Hem düşmüştüm, ayakkabımın topuğu da kırılmıştı birde üstüne bağırtı yemiştim. Sinirli bir şekilde ayağa kalktım. Sol ayağımın üstüne basamıyordum. Seke seke bir banka oturdum. Bu halde araba kullanamazdım. Büyük babamı aradım ve durumu anlattım. Büyük babam taksiye atlayıp geleceğini söyledi. Bende bu sırada o çocuğu düşünüyordum. Hepiniz aynısınız işte diyerek söyleniyordum ki büyük babam ne oldu yine fındığım diyerek düşüncelerimin arasından beni çekip çıkardı. Bir şey yok büyük babacığım diyerek konuyu kapattım.

Arabaya bindik. Büyük babam söyleniyordu. Ah fındığım ben sana şu çivileri giyme demedim mi? Hiç dikkat etmiyorsun hiç dedikten sora yanağına bir öpücük kondurdum. Tatlı bir gülümsemeyle ama büyük baba diyerek onu yumuşattım ve benzinin az olduğunu söyledim. İlk petrol ofisine girdik. Büyük babam kasaya doğru ilerlerken aman Allahım o da ne! O çocuk, ne işi var ki bunun burda gıcık şey diye kendi kendime düşünürken büyük babam geldi ve hastanenin yolunu tuttuk. Büyük babam hastaneyi sevmediğimi bildiği için hemen muayene odasına geçtik. Doktor kontrol etti ve kırık olmadığını düşündüğünü söyledi. Ama yinede röntgen çekilmende fayda var diyerek beni röntgen odasına gönderdi. Röntgeni çekildim, sonucu beklemeye başladık. Aklım hala o çocuktaydı. Düşündükçe sinirlerim bozuluyordu. Sonuçlar çıkar çıkmaz doktorun yanına gittik. Kırık olmadığını, ufak bir incinme yaşadığımı söyledi. Bir krem yazarak evde dinlenmemi söyledi ve en yakın eczaneden ilacı alarak evin yolunu tuttuk. Eve geldiğimizde bu sefer asansöre bindik. Büyük annem hem sinirli hemde üzgün bir şekilde kapıda bizi bekliyordu. Asansörden indiğim gibi başladı söylenmeye. Ah minik kuşum neden dikkat etmiyorsun. Sabah kahvaltını bile yapmamıştın. Aklım başımdan çıktı sen eve gelen kadar diyip kocaman sarıldı bana. Neden hep yemek yemeyişime bağlıyordu herşeyi anlamıyordum. Yanağına sıkı bir öpücük kondurarak ben iyiyim pofuduğum merak etme diyerek gülümsedim.

Sonunda içeri girebilmiştik. Büyük babam dinlenmem gerektiğini söyledi. Odama doğru birlikte yürüdük. Beni yatağa yatırdı ve alnımdan öpüp iyi geceler diledi. Ben de iyi geceler büyük baba dedim ve gece lambamı kapatıp uykuya daldım.

GÜN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin