8. Bölüm " aklım mı kalbim mi? "

21 2 0
                                    

Doktoruma danışmak için erkenden kalkıp bi tişört ve deri ceketimi alıp , altıma da siyah ispanyolumu giydim ve aceleyle doktorun yanına gitmek için dışarda hızlı hızlı yürümeye başladım . Giderken aklım karma karışık ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemiyordum. Nerden başlamak lazımdı anlatmaya ? Yıkılan hayallerden mi yoksa hayatımı bir anda mahveden hastalığımdan mı? konuşmak mı rahatlatacaktı içimi yoksa sonsuza kadar susmak mı ? Öylece sussam birşeyler yoluna girecek miydi? Onca zaman kalbimle kurduğum hayalleri şimdi aklımın bir anda darma duman etmesine izin vermeli miydim? Anlayamıyordum. Bunca yıldır ortaya çıkmayan hastalık neden bir anda yakama yapışmıştı? Neden tam hayallerimi gerçekleştireceğim zamanı beklemişti ortaya çıkmak için? Bunca soruya cevap aramak için doktora gidiyordum ama bu sorulara ben cevap veremezken doktor ne yapabilirdi ki? Derken hastanenin önüne gelmiştim. Bir yandan içimi kaplayan endişeyle baş etmeye çalışıyordum. Adımlarım sanki beni geri geri itiyordu. Neden bu kadar zorlanıyordum? Bu hastalık beni korkağın teki yapmaya başlamıştı . Buna izin veremezdim. Hayallerinin peşinden koşan Hazal bir anda korkağın teki olamazdı ! Kendi kendime konuşurken biranda kendimi doktorun odasının önünde buldum. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. "Merhaba Hazalcım hoş geldin " diyordu gülen bir yüzle. Bende gülümsedim ve "Otursana " diyerek koltuğu gösteriyordu. Geçtim ve aklımdaki soruları sormaya başlamalıydım. Benim söylememe gerek kalmadan " seni hiç bu kadar düşünceli görmemiştim neyin var ? Anlat bakalım. " diyerek beni rahatlatmaya çalışıyordu. Ilk önce " eğer uçağa binersem ölme riskim nedir? " diyerek başladım. Doktorun yüzü düştü ve " yüzde 60" dedi. " ama yüzde 40 lık bi ihtimal yaşayabilirim değil mi?" Dedim ve umut dolu gözlerle doktoruma bakıyordum. " evet belki yüzde 40 lık bi ihtimal var ama bu sana bağlı eğer çok fazla korkarsan bu ihtimal yüzde 20 ye bile düşebilir. " dedi. Konuşamıyordum. Sanki sözcükler birer birer boğazıma takılıyordu ve onları bir türlü hazmedemiyordum. Nasıl düşüneceğimi ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde odadan çıktım. Doktor arkamdan sesleniyordu ama dönüp bakacak durumda değildim. Kendimi hastanenin bahçesine attım. Bir bank bulup oturdum çünkü ayakta duracak durumda değildim. Dizlerimin bağı çözülmüştü sanki. Kalbimle değil aklımla düşünmeye başladım. "Eğer uçakta ölürsem annem babam kim bilir nasıl acı çekerler" bunu yapmaya değer miydi? Beni senelerce büyüten ailemi bir anda yıkıp dökmek bu kadar kolay mıydı? "Onlar bunu haketmediler " diyordum kendi kendime . Zar zor ayağa kalktım ve yoldan bir taksi çevirdim. Evimin adresini söyledim ve o sırada telefonum çaldı arayan annemdi. Israrla arıyordu açsam ne diyeceğimi bilemiyordum açmasam bana bişey olduğunu düşünmesini istemiyordum. En sonunda dayanamayıp açtım " kızım! " dedi korkmuş ve endişeli bir şekilde. " iyiyim anne korkma eve geliyorum şimdi" diyerek annemi rahatlattım. Benden haber alamayınca evde deliye dönen kadın eğer ölürsem buna dayanabilir miydi? Kapıyı açmamla annemin bana sarılması bir oldu . o kadar sıkı sarılıyordu ki sanki dünyanın sonuna kadar bana bişey olmaması için böyle kalabilirdi. Anneme çok yorulduğumu söyleyip hemen yatağıma uzandım. Kulaklığımı taktım ve her şeyi unutup rahat bir uyku çekmek istedim. Ertesi gün telefonumun çalmasıyla gözlerimi açtım arayan doktorum Aylin hanımdı. "Efendim Aylin hanım" dedim uykulu bir sesle. "Sana iyi bir haberim var Hazal " dedi heyecanla. " ne oldu Aylin hanım hastalığıma tedavi bulmuş gibi geliyor sesiniz " dedim alaycı bir tavırla . " belki hastalığına tedavi bulamadım ama seni yurt dışına göndermenin yolunu buldum" dedi. şok olmuştum " A - anlamadım" dedim kekeleyerek . " yurt dışında bir arkadaşım var senin hastalığını taşıyan ve oda türkiyeden gitti şuanda gayet sağlıklı. Onu arayıp senin için, kullandığı ilaçlardan istedim. Bi kaç güne ilaçlar elimizde olur. Artık gönül rahatlığıyla Koreye gidebilirsin . " dedi. Bu şuana kadar aldığım en iyi haberdi yerimde duramıyordum. " Aylin hanım ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum şu zor günlerimde bu bana iyi gelen tek şey oldu." dedim. Heyecandan çok fazla konuşmuş olmalıyım ki Aylin hanım araya girdi " tamam Hazal sakin ol canım hersey yoluna girdi bundan sonra üzülmek yok tamam mı? " dedi. Kendi kendime bir insan nasıl bu kadar iyi kalpli olabilir diye düşünürken bi yandan kırılan hayallerim aklımda bir bir eski haline dönmeye başlamıştı. "Allahım çok mutluyum !!!" Diye bağırarak evde ordan oraya zıplıyordum. O sırada kapı çaldı hızla kapıya doğru yürümeye başladım . Kapının koluna elimi attım ve....

koreye 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin