Okuldan Kovulma...

82 4 2
                                    

Sena eski sevgilisine sarkan kızın ağzını yüzünü dağıttığı ve biz de ona yardım ettiğimiz için hep beraber kapının önüne konulduk. Bu sicilimizde ki ilk olay olmadığı için müdür pek okul aramak derdine düşmedi. Ama biz okul bulmakta zorlanmadık çünkü neredeyse her okula kök salmış durumdayız.

Evet gelelim yeni okulumuza. Selçuk Öz Anadolu Lise'sine geçtik. Okulun müdürü o kadar zengin ki okula kendi ismini vermiş. Birazını bize versin bari...

Yeni okula vardığımızda gözüme çarpan ilk şey erkekler olmuştu. Yanıma baktığımda sena flörtleşmeye başlamıştı bile. Yanımdaki Duru'ya baktım ve "ne kadar hızlı bir kız bu Sena. Baksana ya" dedim ama Duru okulu incelemekle meşguldü beni duymadı bile.

Beni yalnız bıraktılar. İçimden savurduğumu sandığım ama dışımdan söyledim küfürle Duru bana

"Sensin o!" diye bağırdı.

"Sakin ol şampiyon." dedim bezgin bir tavırla. Duru'nun bu ani çıkışından sonra Sena'yı da erkeğin yanından zorda olsa alıp kantine gittik. Her okulun kantini bu kadar pahalı olmak zorunda mı? Öğrenciyiz yani biraz insaf.

Ben hayvan gibi tıkınırken yanımıza -biri senanın ki- üç taş çocuk oturdu. Duru'nun onlara dik dik bakmaya başladığını fark ettim. Kaşlarını çatıp ölümcül bakışlar fırlatıyordu. Bir süre sonra benimde ondan farklı durumda olmadığını fark ettim.

Kumral saçlı ve deniz gibi mavi gözleri olan çocuk ona dik dik baktığımı fark etmiş olacak ki konuşmayı başlattı.

"Selam. Ben Batu, Batu Şimşek. Bunlarda -sarışın esmer olan çocuğu göstererek- Burak ve -Sarışın ama saçlarının ucunda biraz kırmızı olan yeşil gözlü çocuğu göstererek- buda Arda dedi.

Ben Batu'yu tersleyerek

"İyi de bundan bize ne?" dedim Duru da onları terslemek için aradığı fırsatı bulmuştu ve hemen söze karıştı.

"Başka masa mı yok?! Gidin başka masaya oturun kardeşim ya!" Sena bize aldırmadan yarım ağız sırıtıyordu. Masanın altından Senanın bacağına tekme attım o da mesajı almış olacak ki ağzından bir inleme çıktı ve sırıtışı somurtmaya döndü.

"Keyfimizden oturmuyoruz herhalde. Başka masa görürsen söyle seve seve kalkarız." dedi Burak.

"Bak çok konuşuyorsun sen!" Duru sesini yükselterek söylediğini fark etmeden söylemişti bunu. Bütün kantin bize bakıyordu. Harika şimdi de ilgi odağı olduk!

"Tamam sakin olun." Dedik Batu ile aynı anda.

"Sus! Ya! Sussana! Aah! Yeter bak!" bunları Batu ile aynı anda söylemiştik. En sonunda Sena araya girdi.

"Kavgaya gerek yok. Bakın adınız her neyse arkalardan bir masa boşaldı. Hadi ikileyin bir zahmet." Çocuklar tıpış tıpış kalktılar ve arka masaya doğru ilerlediler. Onlar ilerlerken gözlerinin hala üzerimizde olduğunu hissedebiliyordum.

İçten içe taş olduklarını düşünsem de egom tavan olduğu için dışıma vurmuyordum tabiki. Eminim Sena ve Duru'da benimle aynı fikirdedir.

"Siz de benim düşündüğümü mü düşünüyorsunuz?" diye sorduğumda ikiside aynı anda

"Tabiki!" dediler.

Biz güzelce tıkındıktan sonra zil çaldı. Harbiden biz sınıflarımızı bilmiyoruz daha. Koştura koştura müdürün odasına giderken arkamızdan gülen bir kız topluluğunu fark ettim. Sena ve Duru benden önce davranarak kızların yanına havalı havalı yürüyerek ilerlediler. Sena sözü başlattı.

"Duru sanki bir kıkırdama duydum? Sende duydun mu?" dedi alaycı ve sahte bir sırıtışla.

"Evet Sena. Bende duydum." O da aynı sırıtışla ve alaycı tavırla bakıyordu kızlara.Bu arada ben yanlarına gelmiştim. Duru devam etti.

"Bana bakın biz öyle cici bici kızlardan değiliz. En az yirmi beş okuldan kovulduk. Ve hepsi de kavga çıkartmaktandı. Bir daha bize bulaşmaya kalkarsanız..." Sena devam etti. Duru da arkasından cevapladı.

"Ağzınız..."

"Burnunuz..."

"Ve münasip bir yerinizi olduğu yerde bulamayabilirisiniz." Duru bu son dediğini çok alaycı bir şekilde söylemişti. Sena'nın yüzündeki sırıtış iki kat artmıştı. Bende oradan lafa karıştım.

"Hanımlar, siz hala burada mısınız? Hadi ikileyin canım hadi. Yoksa sonunuzu tahmin edemiyorum." Sena heyecan katsın diye saymaya başladı.

"3... 2... 1..." Kızlar daha iki demeden gözden kaybolmuşlardı.Biz kızları tıpışlarken müdürün odasına geç kaldığımızı fark etmiştim.

"Hadi, çok oyalandık. Gidelim." ve yürümeye devam ettik. Duru yürürken hala nasıl sormadığını merak ettiğim soruyu sordu.

"Buranın kütüphanesi var mıdır?" Kendisi birazcık -FAZLA ÇOK FAZLA- Fandom'dur da.

"Önüne bak Duru!" diye tersledim onu ve müdürün kapısının önünde durduk. İçeri girdiğimizde müdür daha biz sormadan "11/E" dedi. Bizde teşekkür edip odadan çıktık.

11/E'yi bulmaya çalışıyorduk. Ve sonunda bulduk. Sınıfa girdiğimde kantindeki çocuklar karşımızda şakalaşıp gülüyorlardı. Onları fark etmemiş gibi yapıp arka sıralara oturduk. Duru en arkaya tek başına oturup kitabını çıkarttı. O meşhur ''Tumblr'' kızlarının taktığı okuma gözlüklerinde birini takıp kitabı okumaya başladı. Bu da demek oluyordu ki Duru kendi evrenine geçiş yapmıştı.

Sena ile birlikte Duru'ya haykırarak güldük. Duru bize dik bir bakış atarken bakışları arkadaki bize gülen kantindeki üç çocuğa gitti. Kitabını sert bir şekilde bırakıp beni ve Senayı kollarımzıdan tuttu. Bizi sıradan zorla kaldırdıktan sonra üç çocuğun başına gitti.

"Bir sorun mu vardı beyler?" dedi o öldürücü bakışlarından birini fırlatarak. Ben araya girdim.

"Sarf ettiğin kelimelere yazık Duru boş ver. Uğraşma şunlarla." Duru'yu kolundan tutup sırasına götürdüm. Oradan Burak yine alaycı bir tavırla

"Allah Allah! Uğraşmaya değmezmiş!" Sena'ya baktığımda kıpkırmızı olduğunu gördüm. Sena gidip Burak'ın boynuna yapıştı ve duvara yapıştırdı.

"Bana bak! Laflarına dikkat et..." Duru Sena'nın lafını bölüp

"Helal kız sana. Tut sen onu ben geliyorum." Duru hızlıca Burak ve Sena'nın olduğu yere gitti. Sena Burak'ı tutarken Duru Burak'ın kasıklarına bir tekme attı ve Burak acıyla inledi ve Sena onun boynunu bıraktı. Burak'ta sertçe yere düştü.

Bende sabrımı zorlamayı bırakıp sinirimi serbest bıraktım. Burak'ın oturduğu yere çöktüm. Ve kulağına fısıldadım.

"Eğer bize bulaşırsan sonunu ben bile tahmin edemem. Ayağını denk al!"

...

Ego Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin